Bu bölüm düz yazı olsun bakalım🌼
Ama bundan sonra pek yapmam bunu. Sonuçta texting olucak. Ve en yakın zamanda Cemre engeli açtığında Cemcel bölümü gelicek☺💕
-
"Ya oğlum git şuraya!" Diye bağırdı Rüzgar'a.
"Sen de kabul et it!" Bu sefer Rüzgar Deniz'e çıkıştı. İkisi de saçma bir konu hakkında tartışıyorlardı ama Mehmet ve Uzay'ın pek de umurlarında değildi.
"Rüzgar mal mısın lan sen? Ben Berfin'i götürücem oraya. Yağız'dan sonra kimseyi istemediğini söyledi." Son ikna kozunu oynadı Deniz.
Şuan da olan olay şuydu; Rüzgar kardeşi Merve'nin kötü olduğunu bildiği için Adem'in partisine onunla gidiceğini söylüyordu. Deniz'den de Cemre'yi götürmesini istiyordu çünkü tek güvenebileceği kişi oydu. Deniz ise Berfin ile gidicekti. Berfin'e sözü vardı. Onu ekip Cemre'yi götüremezdi.
"Ya Cemre elin adamları ile gidemez Deniz! Berke Yaren ile gidecek. Kürşat, Ceren'i götüreceğini söyledi. Ayhan, Emir ve Asir de kız bulmuşlar. Onu emanet edebileceğim tek sen varsın!"
"Ya beyinsiz herif! Berfin'i ekemem diyorum. O olmasaydı götürürdüm Cemre'yi tabi." Ellerini yüzüne kapatıp ofladı. Berfin, Didem'in en yakın arkadaşıydı. Deniz onu ekerse Didem'den ömürlük trip yerdi. Bunu istemediği için hem de Berfin'i de küçük kız kardeşi olarak gördüğünden dolayı onu ekmek istemiyordu.
"Of Deniz!" Diye ofladı Rüzgar. En yakınım dediği insan da kahpe çıkmıştı.
"Şey Deniz..." dedi Uzay. Arkadaşının tepkisinden korkuyordu.
"Efendim Uzay?" Ellerini yüzünden çekip merakla Uzay'a bakmaya başladı.
"Şey... Berfin'i ben götürebilirim?" Dedi. Deniz'in Cemre ile gitmek istemediği de ortadaydı ama Rüzgar da zor durumda gibi gözüküyordu.
Deniz ise o sırada Uzay'a içinden yeni yeni küfürler ediyordu. "Çok yaşa lan! Evet Uzay Berfin'i götürür. Sende Cemre ile gidersin işte." Rüzgar'a gülüp kafasını salladı.
"Ya ya... Götürücez artık..."
—
"Didem hadi artık!" Kardeşi yarım saattir hazırlanıyordu ve Deniz artık sıkılmıştı. Hem daha Cemre'yi alacaktı!
Ha siz ne olduğunu bilmiyorsunuz değil mi? Gelin anlatayım...
Deniz Rüzgar'lardan ayrıldıktan sonra Berfin'e durumu anlatıp özür dilemişti. Berfin de bunu sorun etmediğini, seve seve Uzay ile gidebileceğini söylemişti. Deniz ona teşekkür ettikten sonra Cemre'nin yanına gitmiş, ona da durumu anlatmış ve Partiye davet etmişti. Cemre de anlayışla karşılayıp kabul etmişti.
Parti ise saat 19.00'da başlıyordu. Herkesin bir eşi olucak ve yapılan oyunlara eşlerle girilcekti. Bu yüzden partiye davetli olan herkes yanında birilerini getirmek zorundalardı. Deniz normalde bu partiye tek katılır veya Didem ile giderdi. Veya Sude'yi çağırırdı. Ama Rüzgar yüzünden tüm planı bozulmuş ve Cemre ile gitmek zorunda kalmıştı.
Şikayetçi değildi, Sadece sevdiği kıza bakarken arkadaşcılık oynayacağı için gergindi. Onun arkadaşı olmak canını çok yakıyordu. Kalpti bu, seçtiğiniz kişiye konmuyordu. En olmayacak kişileri seviyordu. Siz de oturup onun imkansızlığına yakınıyordunuz. Kalbiniz ne kadar soğuk olsa da siz bir ateşe aşık oluyordunuz ve o ateş sizi günden güne yakıp kavuruyordu. Siz de başından beri olduğu gibi arkasından izliyordunuz.
"Geldim yakışıklım!" Kardeşinin sesi ile ona döndü. Deniz'e söz verdiği gibi açık giyinmemişti. Kavga istemediği belliydi.
"Hadi gidelim." Omzuna kolunu attı ve yürüyerek çıktılar evden. Bu gecelik annesinden ödünç aldığı arabaya bindiler ve çalıştırdı. Didem'i Mehmet'e bırakıp Cemre'lere geçecekti. Mehmet odundu. Didem bundan yakınsa da Mehmet'i çok seviyordu.
Didem'i Mehmet'e emanet ettikten sonra Cemre'lerin evine gitmek üzere yola koyuldu. Ne yapacağını veya nasıl davranacağını bilmiyordu. Sadece partiyi sorunsuz geçirmek istiyordu. Bir yandan da düşünüyordu. Merve'yi kendisine emanet edip Cemre ile gidebilirdi partiye, diye. Neden ısrarla Cemre'yi kendisine emanet etmişti, bunu bilmiyordu.
10 dakika ardından Cemre'lere geldiğinde arabayı boş alana parkedip indi. Arabayı kitleyip evin önünde durdu ve kapıyı çaldı. 3 dakikanın ardından Cemre aşağı inmişti. Deniz ise gözlerini ondan alamamıştı.
Beyaz, üzerinde çiçek desenleri olan bir elbise giymişti. Ayakkabı olarak da Beyaz adidaslarını giymişti. Sade giyinmiş olmasına rağmen çok güzeldi. Onun Rüzgar'ı sevmesi ilk defa canını yakıyordu.
"Neden öyle bakıyorsun? Güzel olmamış mıyım yoksa!" Diye telaşla üzerine bakınca Deniz silkelenerek onu durdurdu.
"Hayır! Hayır, çok güzel olmuşsun sakin ol." Diyerek gülümseyip kolunu uzattı.
"Çok naziksiniz Deniz Bey'cim." Gülerek girdi koluna Cemre. Deniz de ona gülümsedi ve arabaya götürdü. Kibarca kapısını açtı. Cemre binince kapıyı sakince kapatıp kendi tarafına geçti.
Yolculuk sessizlikle geçtikten sonra Adem'in evine geldiklerinde Deniz arabayı parketti ve Cemre inmeden onun kapısını açtı. Cemre'nin elini tutarak onu indirdi ve belinden tutup yönlendirdi. İçeri girdiklerinde baya bir kalabalık olduğunu gördüler. Bugün eğlenceli geçeceğe benziyordu.
-
Aaa acaba Rüzgar ve Cemre ne planlıyorlar???