0.7

203 41 13
                                    

Doyoung matematik dersinin aynı saatte olduğu Jisoo'nun yanına geçti.

"Bugün ben Eyfel Kulesi'ne gideceğim. Sen de gelmek ister misin?"

Jisoo daha önce gittiğinde yanında Chaeyoung ve Lisa vardı ve bu sefer Doyoung ile gitme fikri ona da cazip gelmişti.

"Olur! Hem de çok iyi olur!"

Son derslerinin de bitmesiyle kimseyi beklemeden Eyfel Kulesi'ne yol almışlardı.

Yine ikisinin karşılaştığı o duraktan gitmişlerdi.

Vardıklarında her şey Jisoo'nun hayalindeki gibiydi. Tek bir farkla. Kulenin altında resim çekildiği erkek bir Avrupalı değildi ancak bu sefer umursamıyordu.

Doyasıya resim çekilmiş, turistlere anlamsız şakalar yapmış, millete Korece kelimeler kurup onların anlamayan suratlarına gülmüş, olmazsa olmaz klişe olan pamuk şekeri de almışlardı ve en sonunda yine o durağa doğru ilerlemeye başlamışlardı ellerindeki pamuk şekerleriyle.

"Bak şu an aklıma geldi! Neden Pamuk Prenses'e Pamuk deniyor? Yani mesela Güzel ve Çirkin'deki prenses güzel prens başta çirkin olduğu için prensesin adı Güzel. Ama Pamuk Prenses'te hiçbir mantık yok!"

"Elmayı ısırdıktan sonra yattığı yeri pamuk gibi bulmuştur belki?"

Doyoung, Jisoo'nun elindeki pamuk şekeri yerken verdiği cevap üzerine ona garip mimikler yaptı ardından
"Bu kadar uydurmamalısın Jisoo."

"Uydururum ben sanane!"

Doyoung güldü ve "Bugün yeterince güldük, çene kaslarım ağrıyor," dedi.

"Dur Taeyong'a sorarız niye acaba?"

"Çok güldüğüm için Jisoo."

"Tamam o zaman sormayız."

Jisoo'nun bu cümleleri Doyoung'un daha çok gülmesine sebep oluyordu üstelik Jisoo gayet ciddi bir ifadeyle konuşuyordu.

İkisi de durağa varmışken Doyoung Jisoo'yu durdurdu.

"Geri dönelim! Kulenin altına gidelim yeniden!"

"Saçmalama Doyoung! Hava kararacak üstelik neden?"

Doyoung, Jisoo'yu dinlemeden elinden tuttu ve koşarak geri döndüler.

Kulenin altına vardıklarında Jisoo anlamsızca bakıyordu. Doyoung ise heyecandan ölecek gibi hissediyor ancak cesaretlenmişti ve vazgeçmeyecekti.

"Ben sana âşık oldum Jisoo!"

Jisoo gözlerini sonuna kadar açmış şaşkınlıkla bakarken Doyoung onun dudağına bir öpücük kondurmuştu bile.

Jisoo kocaman gözleriyle daha da çok şaşırırken elini dudağının üzerine koydu.

"Ne?"

Doyoung utangaçca bakarken bir yandan da tokat yiyecek gibi hissediyordu kendini.

"Sen mi beni seviyorsun?"

"Evet."

"Ben bilmiyorum ama."

Doyoung kaşlarını çatıp sordu. "Neyi bilmiyorsun?"

Jisoo aptallaşmış gibi hissederken cevap verdi.

"Seni sevip sevmediğimi! Ne hissettiğimi bilmiyorum."

Doyoung böyle olacağını tahmin etmemişti. Kırgın ve özgüvensiz hissederken başını öbür tarafa çevirdi.

"Peki o zaman özür dilerim."

"Hayır buna gerek yok."

Bu sefer Jisoo, Doyoung'a yaklaşıp onu öpmüştü. Doyoung şaşkınca bakarken Jisoo konuştu.

"Hislerimi değiştirmem uzun sürmez Doyoung. Sevgiyi aşka dönüştürmek çocuk oyuncağıdır. Denememizde sakınca yok."

Lovesick Girl ↪doyoung + jisoo + taeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin