Geri dönüş

347 32 17
                                    

 3 yıldır Wattpad'de hiç yazmıyorum. Üç yılda hayatımda çok büyük değişiklikler oldu ama yazmaya olan tutkum hiçbir zaman değişmedi. Her zaman yazar olmak en büyük hayalimdi, yazı yazmak en büyük zevkimdi. Ve bu hiçbir zaman değişmedi. Kafamda orijinal ve yeni kurgular varken Harry Potter kurgularımı da devam ettirmek istedim. Oyunun Ustası benim çok sevdiğim ve güvendiğim bir kurguydu, her zaman öyle olacak. Bölümde uzun zamandır yazmadığım için kopukluklar ama şunu söyleyebilirim;

 Oyunun Ustası geri döndü! 


"Ben içindeki seni öldürdüm, şimdi içindeki seni öldürme sırası sende."

Bu cümlenin ne anlama geldiğini bir türlü çözemiyordu. Aklı o kadar karışmıştı ki neler odluğunu bir türlü anlayamıyor, böyle bir durumun içine düşmüş olmaktan nefret ediyordu. Kabus ile gerçekliğin arasında bir deneyim yaşamıştı. Lanetler üstüne yağdıkça inanılmaz bir acı çekiyor ama kendini ona karşı savunamıyordu. Vücudu kan ter içinde kalmışken gözlerini zorlukla açtı. Vücudunun tüm kasları kaskatı kesilmiş, damarları iyice ortaya çıkmıştı. Gözlerini açtığında Albus Dumbledore'un endişe dolu gözleriyle karşılaştı.

"İyi misin Tom? "

Onun bu sözlerine anlam veremezken etrafına baktı ve okulun koridorunda olduğunu fark etti. Tüm öğrenciler etrafına toplanmıştı. Ve herkes şok içinde ona bakıyordu. Öğretmenler onun yanına toplanmışken onun gözleri tam karşısında duran, kitaplarını göğsüne sımsıkı yaslamış olan kıza takıldı. Kız ona endişeli bakışlarla bakarken Tom'un gözlerinde sadece boşluk vardı. Albus Dumbledore bir cevap bekliyordu.

Dumbledore bir cevap bekliyordu ama Tom da neler olduğunun farkında değildi. Bir türlü kendine gelemedi. "Yalnızca bir kabus gördüm profesör. Bir halüsinasyon gibiydi. Kendimi kaybettiğimin farkına varmadım." Dedi durumu kurtarmak istercesine. Ama profesör buna pek ikna olmuş gibi değildi.

" Hastane kanadına gitmelisin. Madam Pomfrey bununla ilgilenecektir. Bu kabusları her zaman görüyor musun?" dedi ilgiyle. Tom "Hayır efendim, bir defalığa mahsus bir şeydi bu. Ben rüya bile görmem. Hastane kanadına gidip Madam Pomfrey'i meşgul etmeye de hiç gerek yok. Gördüğünüz gibi gayet iyiyim." Dedi karşısındakini etkisi altına alan bir gülümsemeyle. Hiç zorlanmadan ayağa kalkarken Dumbledore istemeyerek de olsa ikna olmuş gibi göründü.

"Bu seferlik kabul ediyorum ama bunu bir kez daha yaşadığında bana söylemeni istiyorum." Dedi meraklı ve babacan bir gülümsemeyle. Tom başını sallayıp bu sözü onaylarken ileriden bir itiraz cümlesi yükseldi.

" Profesör Dumbledore, ona bir sersemletme laneti bile attık ama bu bile işe yaramadım. Bence gerçekten kötü görünüyor, hastane kanadına gitmeli." Dedi. Bu sesi duyduğu anda Tom'un içindeki sinir tekrardan yükseldi. Sahte bir gülümsemeyle "Beni bu kadar düşünmen gözlerimi yaşattı Granger ama inan bana ben tahmin ettiğinden çok daha güçlüyüm, tahmin edemeyeceğin kadar çok hem de. " Bunu söyledikten sonra gözlerini Dumbledore'a çevirdi ve "Müsaadenizle Profesör." Dedikten sonra arkasına bile bakmadan koridoru terk etti.

Arkasında kafasında soru işaretleri olan birçok insan bıraktığının farkında bile değildi.

***

"Riddle seni neden ilgilendiriyor Hermione? Bırak ne yaparsa yapsın. Bir Slytherin'in ölüm döşeğinde olduğunu görsem bile ona acımam. Sana sürekli kötü davranan biri hakkında nasıl endişelenebiliyorsun?"

Harry, Ron ve Hermione ortak salonda otururken Hermione Ron'un bu sözleri karşısında kaşlarını çattı.

"Ben bir insan o durumdayken hangi binada olduğuna bakamam Ron. Karşımda acı çeken biri varken nasıl arkamı dönüp gitmemi beklersin?"

Oyunun UstasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin