BÖLÜM 3

48 12 2
                                    

BARKIN ÖZER

Cemre o olaydan sonra çok kötü bir hale gelmişti. Üç aydır doğru düzgün yemek bile yemiyordu.

O çocuğun öldüğünü düşünüyordu. Şimdi ise çocuğum hem yürüyemediğini hem de kör kaldığını öğrenmişti.

Kaan için elimden geldiğinde bir şeyler yapıyordum. Benim onu bulan kişi olduğumu sanıyordu. Babası ile konuşmuştum.

Tekrar yürümesi imkansız değildi. Bir iki ameliyat ve fizik tedavi yeterli olurmuş. Bunlar çok masraflı şeylerdi masrafların hepsini karşılıyordum.

Hatta bugün cengiz bey ile görüşecek ve ilk ameliyat için randevu alacaktık. Erkenden çıkıp kaanın da yanına uğramak istiyordum.

Oyalanmadan çalışma masamdan kalkıp giyinme odama ilerledim. Basit bir şeyler giyip hemen çıktım. Sanırım kahvaltı yapmadan çıksam daha iyi olacak.

Merdivenlerden hızlı hızlı inip kapıya geldiğimde beni durduran şey Cemre oldu.

CEMRE ÖZER

Annem ve babam konuşurken bugün abimin çarptığım çocuğun yanına gideceğini öğrendim.

Ne kadar doğru bilmiyorum ama ben de o çocuğu görmek istiyordum. Ne durumda olduğunu bir hata yapmıştım. Ve bir şekilde telafi etmeliydim.

Belki onunla ilgilenirdim. Abimin söylediğine göre babası paragözün tekiymiş. Belki ona bir şekilde yardım edebilirim.

Hızlıca üzerime bir şeyler geçirip aşağıya indim. Abimle ne olursa olsun ben de gidecektim.

Zaten çok beklemeden abimde aşağıya inmişti. Acele davrandığı için beni fark etmemişti bile.

"abi bekle" elini kapı kolundan çekip şaşkın şekilde bana baktı. " Cemre güzelim bir şey mi oldu?" of nasıl diyecektim ya hayatını mahvettim çocuğun yayına gidicem mi?

"abi ben seninle gelicem yoksa bu vicdan azabı ile daha fazla dayanamam en azından yardım ederim görmek istiyorum onu" abim hiç izin verecek gibi durmuyordu.

"hayır abi sakın itiraz etme. Sen beni şimdi götürmezsen ben kendim giderim." abim ciddiyetimi anlamış olacak ki kapıyı açıp geçmem için boşluk bıraktı.

Ne yalan söyleyeyim beni hemen kabul edeceğini düşünmüyordum. Ama vazgeçmesine fırsat vermeden çoktan abimin arabasına yerleşmiştim.

Abimde arabaya bindiğinde ikimizde sessiz kalmayı tercih etmiştik. Baya bir zaman geçtikten sonra garip bir sokağa girmiştik. Evler oldukça bakımsız ve eski duruyordu.

Sokak cidden çok kötü gözüküyordu. Abim bir evin önünde durduğunda 5 katlı bir apartman olduğunu fark ettim.

Abim bana bakıp "Cemre sakın bir şey belli edeyim deme. Dikkatli ol çocuğu görünce ani tepki verme" abimi başımı sallayarak onaylanmıştım.

Araban indiğimde hiç ilerlemeden abimin yanıma gelmesini bekledim. Yanıma geldiğinde koluna yapışıp ilerlemeye başladım.

Zile bastığımızda apartman kapısı otomat ile açılmıştı. En azından asansör vardı. Asansöre binip abimin kaçıncı kata bastığına baktım. Beşinci kata basmıştı. Hem göremeyen hem yürüyemeyen biri için oldukça zordu.

Asansör açıldığında bizi bir adam karşıladı pişkin pişkin gülüyordu. Bakışları abim ile benim aramda gidip geliyordu ilk lafa giren abim oldu.

"merhaba cengiz bey bu kız kardeşim Cemre. O da benimle gelip kaanı görmek istedi. İkisi tanışsınlar biz de o arada sizinle şu hastane işlerini konuşuruz." cengiz denen adam zaten dünden razıydı.

İçeriye girerken ayakkabılarımızı çıkarmak zorunda kalmıştık. Ama içerisi leş gibi görünüyordu. Zaten oksijenden daha çok iğrenç bir alkol kokusu vardı evin içinde.

Bu çocuk bu evde nasıl yaşıyordu. Cengiz bey bana dönüp "kızım kaan hemen şu soldaki oda da kalıyor sen istersen gir tanış. Biz de şu hastane masraflarını konuşuruz" tabi ya aklı hala paradaydı.

Kafamı sallayıp işaret ettiği odaya doğru gittim. Kapıyı çaldığımda içeriden gir sesi gelmişti. Ben bir türlü içeriye giremiyordum.

Buraya kadar her şey çok kolay gibi gelmişti. Ama şimdi bir kapı ötemde yüzleşeceğim bir yıkım vardı. Daha fazla beklemeden kapıyı açtım.

Bu odanın da evin içinden bir farkı yoktu. Etraf dağınıklık içindeydi. Biraz daha bakınırken onu fark ettim tekerlekli sandalyede öylece bomboş bakıyordu duvara.

Sonraysa sesi yankılandı odanın içinde "kimsin? Kapıyı tıklattığına göre babam değilsin bana bakan şu hasta bakıcı adam da daha yarım saat önce çıktı." ne diyecektim?

Merhaba ben seni bu hala getiren kişi mi?

KAAN YILDIRIM

Sabah yine nasıl uyandığımı anlamadım. Sürekli karanlıkta olmaktan daha boktan bir şey yoktu.

Bugün beni kazada bulan o adam gelecekmiş. Tekrar yürüyebilmem için gerekli olan 2 ameliyattan 1 i yakında yapılacakmış.

En azından yürüyebilecek olmak bir nebzede olsa mutlu ediyordu beni. Kendi başıma hiçbir şey yapamıyordum. En çok gururuma dokunan da babam olacak it herifin eline düşmüş olmamdı.

Ben böyle bunları düşünürken zil sesini duydum. Sanırım barkın abi gelmişti. Ona abi dememi istemişti. İçeriden konuşma sesleri yükseliyordu.

Belli bir zaman geçmişti ki kapım tıklatıldı. Kesinlikle babam değildi gir dedikten sonra yaklaşık 3-4 dakika sonra falan açılmıştı kapı.

Uzun süre konuşmayınca gelenin barkın abi olmadığını da anladım. Kim olduğunu sorduğumda naif bir nefes sesi duydum. Sonra da o mükemmel sesi. "merhaba Cemre ben. Şey ben barkın yani o benim abim"

Tabi ya bahsetmişti bir kardeşi olduğundan barkın abi "otur bir yere ayakta kalma tabi ayaktaysan malum ben göremiyorum" kız sesli bir şekilde yutkunmuştu.

"şey ben oturdum şimdi bu arada sen adını söylemedin" adımı bildiğine emindim ama bozmamak için "adım kaan" şuan ne yaptığını bilememek beni çıldırtıyordu.

"şey eğer istersen beraber bir yerlere gidebiliriz sıkılmışsındır sen." tabi ya bana acımıştı. İstemsizce sinirlenmiştim.

"hayır gerek yok çık şimdi odamdan"

Hep böyle mi olacaktı. Herkes bana acıyacak mıydı?

_--------------------------------------------------------------------_

Merhabaa

Umarım hepiniz iyisinizdir.

Bu bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum.

Sizleri seviyorum ❤️

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 26, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KESİŞEN YOLLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin