Giriş

267 47 30
                                    


Başladığınız tarihi buraya bırakılabilirsiniz 🖤

~~~~~~~~~~~


Aile neydi? Anne, baba ve çocuklardan oluşan topluluğa aile diyorduk. Peki benim ailem kimdi? İşte bu tam bir muamma. Ben doğduğumdan beri benim ailem, buradaki beş çocuktan oluşuyor. Benim ailem altı kişi; ben, Merih, İren, Uzay, Yazmira ve Dinçer. Merih benim ikizimmiş, İren ise kuzenim. Bizi bırakırken üstümüze bıraktıkları notta öyle yazıyormuş. Aynı durum diğer üç kişide de var. Uzay'la Yazmira ikiz, Dinçer ise kuzenleriymiş. Biz, birbirimize çok benzeyen ama bir o kadar da benzemeyen bir aileyiz. Belki de hikayelerimizin benzerliğinden daha kolay aile olmuşuzdur, kim bilir...

• • •

"MEHİR! YİNE NEREDESİN ALLAH'IN CEZASI!" İren'in bana seslenmesiyle gözlerimi aralayıp odanın kapısına baktım.

"Uyuyorum İren, bağırma." Kapıyı kapatıp odaya girdiğinde gözlerimi yeniden kapattım.

"Kahvaltıyı kaçırdın." Yatağından gelen yay sesiyle oturduğunu anladım.

"Bana ne?" Umursamaz sesime onun oflama sesi eşlik ederken odanın kapısının yeniden açıldığını duydum.

"Yine mi uyuyor bu?" Yazmira'nın sesiyle adım sesleri birbirine karışırken oflayarak yorganımı kafama kadar çektim.

"Ya bir gider misiniz? Uyuyorum!" Diğer yataklardan ses gelirken inadıma oturduklarını anlamam uzun sürmedi.

"On iki yaşında biri için fazla uykucusun." Uzay'ın sesini duymak sinirimi arttırırken yorganı açıp hızla dikleştim.

"Sende on iki yaşında biri için fazla unutkansın. Ama şükürler olsun ki ben unutkan değilim. Bana söylediğin şeyleri unutmadım." Birbirimize öfkeyle çarpan gözlerimizin arasına bir beden girdiğinde bakışlarımı kaldırıp yüzüne baktım.

"Kavgalarınız ve gereksiz küslüğünüz ne zaman bitecek?" Merih'e boş bakışlar atarak yorganımı itip yataktan kalktım.

"Özür dilemeyi öğrenebildiğinde." Buz gibi gözlerimi Uzay'a diktikten sonra saçımı savurup kapıya ilerledim.

"Terliksiz nereye gidiyorsun?" İren'in gülen sesiyle yerimde tepinerek geri dönüp terliklerimi giydim.

"Gıcıksın İren." Yeniden arkamı dönüp kapıya ilerlerken hepsinden gelen gülüşmeler kulaklarıma doldu.

"Bende seni seviyorum Mehir'im!" Gözlerimi devirerek odadan çıktığımda etrafta dolanan çocukların arasından geçip tuvaletlere yürüdüm.

Hepsinin insanı deli eden özellikleri vardı. Merih, koruyucu abi modundaydı hepimiz için. Bir o kadar da bizi rahat bırakan biriydi tabii. Uykusuz ve dengesizdi. Aynı özelliklere sahip olan bir diğer kişi ise İren'di. Uyumakta zorlanan maviş kumralımdı o benim. Ben ve Dinçer ise uykuya aşık kişilerdik. İkimiz de her ortamda uyuyabilme özelliğine sahiptik. Tek farkımız ben, Merih gibi siyah saçlı ve siyah gözlüydüm. Dinçer ise kahve gözlü kumraldı. Uzay ve Yazmira ise ayrı muammaydı zaten. İkisinin de uykusu hepimize göre daha düzenliydi. Yazmira yeşil gözlü esmerdi; Uzay ise siyah gözlü kumraldı. Onlara bırakılan notta çift yumurta ikizi oldukları yazıyormuş. Bizimkinde ise tek yumurta olduğumuz yazıyormuş. Bu sebeple de gerçekten ikize benzeyen Merih ve bendik. Yuvada hep bir arada olsak da genelde eksik olan ben ya da Dinçer olurdu. Nerede olduğumuz sorulduğunda ise verilen cevap hep 'uyuyorlar' dı. Yuvanın yanında başka yuvalar ve okullar vardı, yuvadaki çocukların gitmesi için. Çünkü bu sokağın adı Yuva Sokağı'ydı. Bizim gibi istenmeyen çocuklar, bu sokağın başına bırakılırdı. Sonra da bizleri alıp boş olan yuvaya yerleştirirlerdi.

Dikiş İzi (Kehkeşan 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin