İKİ NUR SAHİBİ - ZİNNUREYN LAKABI OLAN SAHABE : HZ.OSMAN (R.A)

47 13 58
                                    

Ahmet ve Ayşe bugün çok heyecanlılardı. Çünkü hem uzun zamandır görmedikleri hikâyeciyi görmeye gidecekler, hemde Hz. Osman ve Hz. Ali'nin hayatını öğreneceklerdi.

Annelerinden izin alan çocuklar hemen depoya gidip sandığın başına geldiler. Hiç vakit kaybetmeden tarih ve zamanı yazıp bir an önce hikâyecinin yanına varmayı arzuluyorlardı. Ahmet heyecanla tarihi yazacağı sırada bir ses duydular.

Ayşe korkuyla abisine sarılıp etrafa baktı. Birilerinin gelmesinden korktular. Ahmet Ayşe'yi sakinleştirip etrafa baktı. Sandığın arka tarafında küçük bir kedi yavrusu görünce içi rahatladı:

"Korkma Ayşe bak sadece bir kedi yavrusuymuş."

"Aaa kedi mi, bakayım bir."

Ayşe kedinin yanına gidip kucağına aldı.

"Abi bu çok tatlı, onu da yanımıza alalım mı ne oluuurrr."

Ahmet fazla vakit kaybetmek istemediği için 'tamam' dedi. Hemen tarih ve zamanı yazdı. Hicaz 712.. Doğru zamanda olduklarını görünce tebdili kıyafetlerini giyip depodan çıktılar.

Heyecan ve neşeyle yürürken karşı da gördükleri hikâyeciyle daha bi sevindiler.

"Es selamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakât hikâyeci amca" diyerek hikâyecinin kendilerini fark etmesini sağladı Ahmet.

"Ooo ve aleyküm ve rahmetullahi ve berakât güzel çocuklar, hoş geldiniz, nerelerde kaldınız. Ben sizi daha erken bekliyordum."

"Aslında biz de erken gelecektik ama işte evde ki hesap çarşıya uymadı." Diyen Ayşe şirince gülümsedi.

"Özlettiniz kendinizi, nasılsınız çocuklar?"

"Hamdolsun amcacığım iyiyiz, sen nasılsın?"

"Elhamdülillah bende iyiyim. Burda küçük bir misafirimiz daha varmış." Ayşe'nin kucağında ki kediyi yeni fark etmişti.

"Evet, gelirken depoda kediyi gördük. Ayşe onu da bizimle getirmek isteyince kıramadım. Bu arada sizi ve tatlı dilinizden hikâye dinlemeyi çok özledik. Bugün de bize Hz. Osman ve Hz. Ali'nin hayatını anlatır mısınız?"

"Elbette anlatırım evlât. Lâkin başlamadan önce size ikramda bulunayım. InşaAllah şerbet seviyorsunuzdur.'' Diyen hikâyeci, kedinin başını okşayıp çocukların cevabını beklemeden içeri girip üç tas şerbet ve bir kapta süt getirdi.

"Teşekkür ederiz hikâyeci amca."

"Afiyet olsun çocuklar." Deyip anlatmaya başladı hikâyeci:

"Osman ibni Affân (r.a) ashâb-ı kirâmın önde gelenlerinden olup,  Müslümanlığı kabul eden ilk on kişiden  ve Hulefâ-yi Râşidîn'in de üçüncüsüdür. Fil Vak'ası'ndan altı sene sonra veya 574 senesinde Mekke'de dünyaya gelmiştir. Soyu Abdi Menâf'ta Resûlullah (s.a.v) Efendimiz'le birleşir. Kureyş kabilesine mensup olup Emevî soyundandır. Annesi Ervâ bint-i Küreyz, Allah Rasûlü'nün halası Beyzâ'nın kızıdır.

Hz. Osman (r.a.), îman ettiğinde pek çok sıkıntı ve çilelere katlandı. Amcası Hakem ibn-i Ebi'l-Âs onu sıkıca bağlayarak hapsetti ve eski dinine dönmezse asla serbest bırakmayacağını söyledi. Hz. Osman (r.a.) dininden kesinlikle dönmeyeceğini bildirince, kararlılığını gören amcası onu serbest bıraktı."

"Yaa o da çok sıkıntı çekmiş. Tüm müslümanlar büyük eziyet görmüş. Bu çok üzücü." Ayşe'nin gözleri dolmuştu.

"Ahireti kazanmak kolay değil. Bu dünyanın cefası, ahirette sefa olur Biiznillah."

UMUDA İZ BIRAKANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin