2.4

668 71 126
                                    

İyi okumalar!

"Hyung inanamıyorum! Cidden o fotoğraftaki kişi Çiçekçi Hoseok mu? Ve seni cidden tanımadı, bu nasıl olabilir? "

Jungkook ayakta el kol hareketleri ile heyecanla konuşurken Yoongi göz devirdi. Namjoon da en az Jungkook kadar şaşkındı.

"Yalancı mıyım ben aptal? Tamam fantastik bir kurgu anlatıyor gibiydi ama gerçekti işte."

"Peki şimdi ne yapacaksın? Tamam istediğin gibi Hoseok'u buldun, peki şimdi ne olacak dostum? "

"Bilmiyorum... "

Namjoon kaşlarını çattı. Kesinlikle bu cevabı beklemiyordu.

"Ne demek bilmiyorum? Sen günlerdir bu çocuğu bulmamız için bize yalvarmıyor musun? Buldun işte şimdi ne olacak? "

"Bilmiyorum işte Namu! Ben buraya gelirken her şeyi göze alarak geldim. Tek amacım Hoseok'u bulmak ve onu korumaktı. Ama beni hatırlamayacağı aklıma asla gelmedi ki... "

Jungkook hyungunun yanına oturup sırtını sıvazladı.

"O'na anlatmalısın bence hyung. "

"Anlatsam ne değişecek? İnanacak mı sanki?! Siz bile inanmadınız Hoseok nasıl inansın?! "

"Ama fotoğrafları görürse-"

"Böyle birşey bir süre olmayacak. Ben onunla tekrar sevgili olmak için gelmedim Dünya'ya. Sadece Hoseok'u koruyacağım dedim. Ve sözümü tutacağım. Hoseok'u koruyacağım ve onun bana hisleri olana kadar asla ona bunları anlatmayacağım. "

_____________

Hoseok evlerinin terasında battaniyesine sarınmış pufunda otururken, bitki çayını yudumluyordu. Bugün çiçekçi ye gelen adamlar aklındaydı. Özellikle de Yoongi.

"Hyung cidden bir daha gübre ile uğraşamam tamam mı? Rezil oldum resmen ya! "

Elinde çayı ile gelen Jimin kendini diğer pufa attı. Kalın alt dudağını sarkıtmış bir köpek yavrusu gibi masum masum bakıyordu. Hoseok, Jimin'in haline gülmeden edemedi.

"Hayır salak sana iyilik yaptım. "

"Nah iyilik yaptın ya! İyilik diyor birde gerizekalı! "

Hoseok Jimin'in ensesine sert bir şaplak attı. Kimin acıyla sızlanıyordu ama Hoseok'un umrunda değildi. Jimin'e vurmak hoşuna gidiyordu hatta.

"Asıl gerizekalı sensin. Eğer adam senin o halini görüp kaçmak için yer arasaydı o zaman asla bir daha konuşmanı istemezdim Jungkook denen herifle. Ama senin o haline rağmen sana katlandı. Ben gübresiz haline katlanamıyorum çocuk seni o halinle kabul etti yahu. Vay anasını be..."

Bu sefer vurma sırası Jimin'e geçmişti. Acımadan sertçe geçirdiğinde Hoseok gülmeye başladı. Seviyordu insanlarla uğraşmayı.

"Yah! Bir kere benim katlanılmayacak bir şeyim yok tamam mı? Mis gibi psikoloğum ben, yüzüm desen mis gibi, boyum posum... " Jimin kendini süzdüğünde Hoseok gülmemek için dusağını ısırdı. "İdeal desek-" Hoseok dayanamayıp kahkaha attığında Jimin öldüresiye dövmeye başlamıştı. Tabi bu yine de Hoseok'un umrunda değildi.

Bir süre sonra durduklarında Hoseok tekrar eski düşünceli haline büründü. Jimin hala Hoseok'tan intikamını alamamış gibi hissediyordu. Hyunguyla uğraşmazsa bu gece uyuyamazdı.

"Yoongi'yi mi düşünüyorsun? "

Hoseok duyduğu isimle hızla Jimin'e döndü. Bir anda Jimin'in böyle söylemesi yutkunmasına ve gözlerini kırpıştırmasına sebep oldu.

Angel İn Dream[SOPE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin