1.2

1K 108 131
                                    

İyi okumalar!

Yoongi dudaklarını üzerindeki kendisininkine göre daha hacimli olan dudakları hissettiğinde şaşırmıştı. Ama bundan kesinlikle iğrenmemişti. Öpüşmek neydi ki? İnsanlar niye öpüşürdü? Niye dudaklar birbirine insanların kalpleri kıpır kıpır olup iştahları kabarırdı ki?

Hoseok kendini durduramıyordu... Yoongi'yi öptükçe öpmek istiyordu, iştahı kabarıyordu ve o ince dudakları daha fazla tatmak istiyordu. Hani kitaplarda öpüş yükleri kişinin dudaklarının çilek yada vişne tadında olduklarını söylerlerdi ya, Hoseok bunun yanlış olduğunu fark etti. Yoongi'nin dudaklarında ne çilek tafı vardı ne de vişne tadı. Yoongi'nin dudaklarında Yoongi'nin tadı vardı. Yoongi'ye ait asla tanımlanamayacak o mükemmel haz vardı bu ince soluk dudaklarda.

Yoongi hala Hoseok'un dudaklarına karşılık vermiyordu, veremiyordu. Çünkü ne yapacapını bilmiyordu, ne yapmalıydı? Böyle put gibi dikilmek istemiyordu ama ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Sonra Hoseok'un dudaklarını emişini hissetmek istedi Yoongi. Belki onun yaptıklarını anlarsa onun yaotıklarını yapabilirdi.

Gözlerini kapattı Yoongi ve Hoseok'u beklemeye başladı. Fakat bir süre sonra Hoseok daha fazla kaptırmıştı kendini. Yoongi'nin dudaklarını sertçe   öperken bir anda dişlerini geçirmişti. Bu sanki Yoongi'ye işaretmiş gibi gelsede aslında Hoseok sadece kendini kaptırmıştı. Yoongi Hoseok'a karşılık vermeye başlamıştı.

Bu Hoseok'u mutlu ederken kollarını Yoongi'nin beline daha fazla sararken Yoongi'yi duvara iyice yaslamış ve vücutlarını birleştirmişti. Hoseok Yoongi'nin dudaklarını aralamak için dilini kullanmıştı.

Yoongi zaten şuan vücudundan bağımsız bir zihne sahipti. Sanki beynini mumyalamışlar gibi düşünme yetisini kaybederek dudaklarından içeri giren Hoseok'un dili ile inlememek için kendini tutuyordu.

Hoseok dilini daha fazla Yoongi'nin ağzına itip damağına dilini sürdüğünde bu Yoongi için son damla olmuş ve Yoongi boğukça inlemişti. Hoseok kendine yeni gelmiş gibi dudaklarını Yoongi'den ayırmıştı. Aslında kendine gelmemişti, asıl kendine geldiği an Yoongi'yi öpmeye başladığı an olmuştu.

Hoseok sırıtarak Yoongi'ye baktığı sırada Yoongi başımı yere eğmiş gözleri kapalı duruyordu. Hoseok elini Yoongi'nin çenesine koyup başını kaldırdığında Yoongi gözlerini açmıştı.

Hoseok dudaklarını yaladığında tekrar Yoongi'nin dudaklarının tadını almış ve daha fazla gülümsemişti. Yoongi'ye yakın olan yüzü sayesinde yüzünün tüm ayrıntılarını inceliyordu.

"Böyle üşüteceksin. "

Yoongi vücudunun çırılçıplak olduğunu ve ıslak bir boxer ile durduğunu yeni fark etmiş gibi yanakkarının kızsrıp gözlerinin kırpıştırılmasına engel olamamıştı.

"B-ben ben-"

Yoongi hızla etrafına bakınıp Hoseok ile duvar arasından ayrılacakken Hoseok onu kolundan tutup duvara yapıştırmıştı.

"Nerde gidiyorsun Yoon?"

"Şey ben üşüdüm... "

Hoseok Yoongi'ye kollarını dolayıp ellerinş hareket ettirerek onu ısıtmaya çalıştı. Vücudu cidden buz gibi ololmuştu

"Oh, özür dilerim Yoon, hemen gidip üzerini giydirelim."

Hoseok hızla Yoongi'yi kucağına alıp odasına ilerlerken Yoongi kollarını Hoseok'un boynuna, bacaklarını ise Hoseok'un beline dolamıştı. Islak boxserı Hoseok'un gri şortunu ıslatarak erkekliklerini belli ederken ikiside hala öpüşmenin etkisindeyi.

_______________

Yoongi Hoseok'un başında uyumasını beklerken uyuma numarası yapmıştı. Uyuyamıyordu, lanet olsun ki uyuyamazdı çünkü kalbi fil gibi tepiniyordu. Hoseok onu öpmüştü, ciddi ciddi öpmüştü!

Hoseok Yoongi'nin uyumadığını anlamaş ve onu yanlız bırakmıştı. Kapının önünde dururken Yoongi'nin içeride yatakta tepinirkenki sessiz olmaya çalışarak çıkardığı çığlık sesleri Hoseok'un yüzünde kocaman bir gülümsemeye sebep olmuştu.

Yoongi hala yatakta tepinirken başını yastığın altına koymuş çığlıklar atıyordu. Hoseok kapıdan ayrılarak gidecekken kapı koluna çarpmasıyla Yoongi yakalandığını sanarak korkuyla başını yastıktan kaldırmıştı.

Bir süre öylece oturduktan sonra yataktan kalkıp etrafına bakındı ve aşağıya doğru adımlamaya başladı. Giriş kata geldiğinde hala ortalıkta kimse olmadığı için mutfağa geçip su içme kararı aldı.

Arkasını dönüp mutfağa adımlayacakken ışıkların yanıp sönmesi ile kaşlarını çattı. Başını kaldırdı, avizeye baktı. Başını  duyların olduğu yere çevirdi ve kimsenin olmadığını gördü. Bir anlık birşey olduğunu düşünerek mutfağa doğru tekrar ilerlemeye başlamıştı ki bu sefer tekrar ışıklar yanıp söndü. Yoongi olduğu yerde durduğunda ışıkların ardı ardına yanıp sönmesi ile bir sorun olduğunu düşündü.

"Hoseok? Seokjin hyung? "

Ses gelmemişti,  kimse yoktu ki etrafta zaten. Işıllarım yanıp sönmesi daha hızlı olurken Yoongi korkmaya başlamıştı. Neler oluyordu burada böyle? Ampülden sesler gelmeye başladığında Yoongi ampülün patlayıp o koca canlarla dolum olan avizenin yere düşeceğini anlayıp merdivenin altına doğru koşmaya başlamıştı.

"Hoseok! "

Yoongi tüm gücüyle çığlık attığında titriyordu. Korkuyordu, ölmekten korkuyordu. Hoseok Yoongi'nin sesini duyduğunda koşarak aşağıya gelmiş ve Yoongi'yi aramaya başlamıştı. Yoongi'yi bulan ikili hemen Yoongi'nin yanına geldiğinde ikisi de merakla Yoongi'yi bakıyordu. Yoongi gözlerini sımsıkı yummuş, başını elleri ile sarmış ve dizlerini kendine çekmişti.

"Ne oldu Yoongi-ah? "

Hoseok merakla Yoongi'nin yanına çökerek sorduğunda Yoongi gözlerini açıp avizeye bakmıştı. Avize gayet sağlam bir şekildeydi ve ışıklar yanıp sönmüyordu.

Yoongi karşısında kendine merakla bakan Hoseok'a çevirdi gözlerini bu sefer. Hoseok kendine merakla bakarken bir anda Hoseok'un omzu ile boynunun birleştiği noktada bir iz oluşmuştu. Daha çok bir yazıya benziyordu.

Yoongi Hoseok'un omzuna baktığında Hoseok elini omzuna atmıştı. Hoseok omzumdaki ize değen elleri ile bir anda gözü kararmış ve çığlık atmıştı. Hoseok'un çığlıkları tüm evi doldururken Yoongi elini Hoseok'un omzuna koymuş ona sesleniyordu.

Artık kötü oluyordu herşey. Ama sebebi neydi ki? Neden böyle oluyordu? Burası yoksa lanetli miydi? Hayır, bu lanet değildi. Peki bu neydi? Bu yaşadıkları yer neden onlara bir garip şeyleri yaşatıyordu?

Pek içime sinmedi ama idare edicez artık ne yapalım  ://

Nasılsınız millet?

Bu aralar çok sıkıldım depresyona giresim var ama giremiyorum. Diyorum ki şunu yapim ama yapamıyorum engel oluyo birşey mutlaka. Hep böyle olduğu için alışmam lazım ama benim bünye bunu kabul etmiyor. Ani şeyler bana göre değil bir düzen olmalı mutlaka ve bu ben üniversite için şehirden çıkana kadar pek olmayacak gibi...

İyi geceler!

Angel İn Dream[SOPE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin