0.9

1.2K 124 200
                                    

İyi okumalar!

Yoongi uyandığında camdan odasına süzülen güzel güneş ışığını izledi. Hala bulunduğunu ortama alışamamıştı. Yıllarca kapalı bir ortadayken bu ortama nasıl alışabilirdi ki?

Hala yatağında boş boş otururken odasının kapısını çalıp içeriye girmişti Hoseok. Hala dün gece yaşadıkları şeyin etkisindeydi Hoseok ve kafası karışıktı. Kafasını dağıtmak için Yoongi ile konuşmaya karar vermişti.

Yoongi'de merak ediyordu fakat kafasına çok takmıyordu. Daha yeni bazı sorunlardan kurtulmuşken bir süre huzurlu olmak, doğayı izlemek ve rüyasındaki o güzel melek olan Hoseok ile birlikte olmak istiyordu.

"Günaydın Yoongi-ah. Kahvaltı yapalım mı seninle? "

Yoongi, Hoseok'a güzel bir gülümseme sundu ve yataktan çıkıp Hoseok'un yanına ilerledi ve Hoseok'un beline arkadan sarılıp mutfağa ilerlemeye başladı. Başını Hoseok'un geniş sırtına yaslamıştı ve Hoseok buna ilk başta şaşırsada hoşuna gitmiş ve ona uyum sağlamıştı. Yoongi huzurla gözlerini kapatırken konuşmaya başlanmıştı.

"Hazırlayalım Hoşik. Ama ben senden birşey daha isteyeceğim. Bana etrafı gezdirir misin? "

Hoseok gülümseyip beline dolanan ellerin üzerine kendi ellerini yerleştirdi. Yoongi elini okşayan Hoseok ile mayıştığını hissetmişti.

"Tabi ki Yoongi-ah. "

Yoongi'nin gerilen dudakları ve yanaklarını, üzerindeki ince t-shirt sayesinde gayet iyi hissetmişti ve onun gülümseyen yüzünü görmek istesede başını çevirmemiş ve mutfağa gelince dolabı karıştırmaya başlamıştı Hoseok.

Yoongi hala başını kaldırmafan sarılmaya devam ederken  Hoseok kıkırdamamak için dudaklarını dişlemişti.

"Yoongi kahvaltı hazırlamayacak mıyız? "

"Hmm ben böyle iyiydim ama. "

Yoongi kollarını dahada sıkılaştırırken Hoseok'un içi geçmişti resmen. Bu çocuk... Kendisine çok güzel şeyler hissettiriyordu. Farklıydı bu his mutluydu ama kalbi sıkışıyordu. Arkasını dönüp Yoongi'ye sarılmamak için kendini zor tutarken ona engel olmayıp kahvaltı hazırlamaya devam etti.

Kapının arkasından onları izleyen Seokjin'den habersizdi ikisi de. Seokjin hafif gülümseme ile onşarı izlerken içinde bir burukluk vardı aslında.

"Umarım... Umarım benim yaptığım hatayı yapmazsınız. Sizi her ne olursa olsun koruyacağım. "

Seokjin onların kendilerini duymadığı bir şekilde konuşarak burukça gülümsemiş ve bahçeye ilerlemişti.

_______________

 
"Hadi ama Hoseok daha çabuk gel! "

"Yavaş ol Yoongi düşmeni istemiyorum. "

Yoongi önündeki ağaçlar arasında koşarak ilerlerken Hoseok elindeki piknik sepeti ile arkasından ona yetişmeye çalışıyordu. Tanrı aşkına, yıklardır bir odaya kilitli olan birisi nasıl bu kadar hızlı olabilirdi.

Diğer yanda Yoongi ise bulunduğu ağaçlar arasında koşmaktan çok mutluydu. Özgürdü işte neden koşmayı kesseydi ki? Yıllardır zaten hareketsiz bir şekilde duruyordu ve şimdi mutlu ve huzurluyken bunun tadını çıkarıyordu.

"Hoseok, elma ağacı buldum bak! "

Yoongi heyecanla elma ağacını işaret ettiğinde Hoseok şaşkınlıktan gözlerini ayırarak bakmıştı.

"Elma ağacı mı? "

Yoongi yerinde duran Hoseok'a göz devirip elinden tutmuş ve onu elma ağacına çekiştirmeye başlamıştı. Yoongi ile Hoseok elma ağacının karşısındayken o kırmızı sulu elmalar Hoseok ve Yoongi'nin iştahını kabartıyordu.

'Hayır, 'diye geçirdi içinden Hoseok 'bu elmalarda birşey olmalı. '

Yoongi elmalardan yemek için uzanırken Hoseok onun elinden tutup çekmişti. Yoongi ne olduğunu anlamaz bir şekilde bakarken Hoseok dudaklarını ıslatıp konuşmaya başladı.

"Yoongi, bu elmalardan yememeliyiz. Yani bence yemeyelim hemen, önce Seokjin hyunga gösterelim. "

Yoongi kaşlarını daha çok çatıp  bir elma ağacına bir de Hoseok'a baktı.

"Niye ki?"

"Çünkü burayı çok iyi biliyorum ben Yoongi ve her gün bu satlerde burada olurum. Bu elma ağacını hiç görmedim ben ve sadece dün buraya hiç uğramadım. Anlıyor musun beni? Bu ağaç bir anda buraya nasıl gelebilir ki? "

"Peki ya sen yanılıyorsan? Yani görmemiş olabilirsin. "

"Hayır Yoongi buradaki her ağacı bilirim ben çünkü hepsiyle ahrı ayrı ilgilenirim ben. "

Yoongi ne diyeceğini bilemeden bakarken Hoseok elindeki piknik sepetinden çıkardığı peçete ile ağaçta ki elmalardan birini aldı ve iyice peçete ile sarıp sepete koydu.

"Seokjin hyung bu konuda bize yardımcı olacaktır. Biz eğlencemize devam edelim. "

Hoseok ve Yoongi birbirine tebessüm ederken, bu sefer ellerini birleştiren Hoseok olmuştu. Ellerinin uyumu cidden iyi değil miydi?

___________

"Hoseok bundan da yemelisin, tadı çok güzel. "

Yoongi elindeki çubuğu Hoseok'un ağzına doğru uzatıp yemesini bekledi. Hoseok Yoongi'nin ona uzattığı yemeği yerken çok mutluydu. Yoongi geldiklerinden beri Hoseok'a yemek yediriyordu. Hoseok Yoongi'nin tekrar uzattığı yemek ile yüzünü tatlı bir şekilde buruşturarak başını iki yana salladı ve mızmızlanmaya başladı. Yoongi ise dudağını büzmüştü.

"Doydum ama Yoongi-ah. "

"Yaa hadi ama ye bunu da, kabul etmiyorum doydum falan. Hiçbirşey yemedin ki zaten. "

"Dünyaları yiyemem Yoongi. "

"Ben sana yediririm. "

Yoongi göz kırpıp sırıttığında, Hoseok elini ağzına kapatarak kahkaha atmaya başlamış ve bir süre sonra boğazına kaçan lokma ile öksürmeye başlamıştı. Yoongi telaşla Hoseok'un sırtına vurmaya başlamıştı. Bir süre sonra Hoseok eliyle suyu işaret ettiğinde şişeyi alıp Hoseok'a içirmeye başladı.

Hoseok'un öksürmesi bittiğinde derin derin nefesler alırken Yoongi'nin telaşlı bakışları ile kendini çimlere bırakarak gülmeye devam etmişti. Yoongi hala Hoseok'a bakıyordu. Korkmuştu, daha yeni meleğine ulaşmışken kaybetmekten acayip korkmuştu.

Hoseok kendine hala korkuyla bakan Yoongi'ye göz devirirken Yoongi'nin arkasında olan yılanı görünce Yoongi'yi kendine çekmişti. Yoongi dengesini kaybedip çimlere düşerken Hoseok yolanı öldürmek için taş aramış ve gördüğüm 3 taşı almak için hızla Yoongi'nin üzerinden eğilip almış ve yılana atarak ölmesini sağlamıştı.

Yılan ölünce rahat bir nefes alıp Yoongi'nin üzerinden kalkmaya yeltenirken ayağının takılması ile Yoongi'nin üzerine düştü. Yüzleri arasındaki kısa mesafe, Hoseok'un Yoongi'nin yüzünde gezinen bakışları, Yoongi'nin kızaran yanakları...

Yeşillerle dolu olan bu muazzam ortam Hoseok ve Yoongi için yaratılmıştı resmen. Hoseok, Yoongi'nin burunları birbiri ile temas ederken, Yoongi istemsizce kollarını Hoseok'un boynuna dolarken bulmuştu. Yoongi, meleğinin kokusu ile mayışarak gözlerini yumarken yüzünde bir tebessüm vardı.

"Kurtardın beni, rüyamdakinin aksine... "

Uzun bir bölümle geldim karşınıza ehehehe.

Kıymetimi bilim kıymetimi ilk defa bu kadar uzun bölüm yazıyorum ve romantik olmayan benden çıkıyor bu satırlar. Yani pek romantik olmadı ama idare edicez artıl ne yapalım...

Diğer kitabımı baştan sona okudum ve fark ettim ki hiç romantik bir kitap olmamış ve okuduğumda hiç duygusal da bulmadım hatta beğenmedim bile diyebilirim nasıl o kitabı sevdiniz siz ya flfkfşdkdşdk

Yanlız inanmadınız bugün bölüm atacağıma ama ben atıyorum şimdi ağlayın bana güvenmediğiniz için, hıh!

Neyse çok boş yaptım gidiyorum ben baayy.

Angel İn Dream[SOPE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin