"İNDİR O ELİNİ. İNDİR DEDİM SANA"

68 2 1
                                    

Medya:Tansel

Zil çalınca herkes bahçeye çıkmaya başladı. Bizde sınıfa çıkma kararı aldık. Sınıfa çıktığımda Nilay Melekle Melek'in yanında oturan Tansel de Sema'nın sırasında oturuyordu. Anlaşılan bunlar yerleri değiştirmiş. Bizim sıranın oraya geldiğimiz anda tüm gözler bize döndü. Kesin Melek ve Nilay bizim hakkımızda bişeyler dedi.

Zil çaldıktan kısa bir süre sonra öğretmende geldi. Içeri girer girmez gözleri bizi buldu ve "siz ilk ders nerdeydiniz?"  Diye sordu. Uzay hemen "Özel bir meseleden dolayı giremedik." Dedi. Öğretmen "Hmm. Evren iki dakka gel bakıyım." Diyerek dışarı çıktı. Bende onun peşinden. "Yavrum. Sorun nedir?" "Yok bir şey hocam. Sadece arkadaşlarla kavga ettik o kadar." "Bu derse girmemek için yeterli bir bahane değil. Konu nedir?" "Kavga ettik, benim moralim biraz bozuktu o halde derse girmek istemedim arkadaşlarda teselli için yanımda kaldılar. Olay bu." Öğretmen hmmlayıp "iyi bir daha olmasın şimdi geç içeri." Dedi. Içeri geçtim ve derse başladık. Ama ben dersi dinlemek yerine sadece düşünüyordum. Yarın ailemin ölüm tarihiydi. Yarın tam 3 yıl olucaktı. Annemi babamı kardeşimi son kez göreli 3 yıl. Onlarsız 3 yıl. Halamda kalmaya başlayalı 3 yıl. Dostlarımsız 3 yıl. Iyi kız Evren Noksan öleli 3 yıl. Kötü kız Evren Noksan doğalı 3 yıl. Yarın büyük ihtimalle okula gelmiycektim. Halam annemler için mevlüt okutucaktı ama ben ona da gitmiycektim. Yarın Berk ve Cenk'te okula gelmiycek. Biz her yıl üçümüz o gün sahile gider öylece otururuz gün boyu. Hiç konuşmadan. Zil çalınca Berk anında kapıda belirdi. Yanıma geldi ve "yarın 3 yıldır yaptığımızın aksine farklı bir şeyler yapıcaz." "Ne?" Diye sordum baygınca. Hani ağlarken boğazınızda bir şey düğümlenir yha. Boğazımda aynen öyle bir yumru oldu. Berk küçük bir çocuk gibi "süpriiz. Söylemem." Dedi. Gözlerim dolmaya başlamıştı yine. Ama hayır.

Bu gün iki kere ağlayamam ben. Ağlamamalıyım. Berk gözlerimin dolmaya başladığını görünce kollarımı boynuna doladı ve bana sarıldı. O sırada telefonum çalmaya başladı. Baktığımda Fikri abi arıyordu. Berk yazanı görünce "Hoparlörlere al." Dedi. Hoparlörlere aldım ve telefonu açtım. "Alo yavrum. Evren. Ailenin katilini bulduk." Dedi coşkuyla. "Ne?!?! Fikri abi ciddimisin?" "Evet yavrum. Eğer gelme ihtimalin varsa hemen gel." Berk aradan "Tamam baba Cenk'e söyliyim hep birlikte gelelim." Dedi. Fikri abi "Tamam çocuklar. Acele edenin." Deyip kapadı. "Ben Cenk'e söylemeye gidiyorum bahçede görüşürüz." Deyip gitti. Bende hemen eşyalarımı dolaba teptim. O sırada Tansel gelip "Yine nereye gidiyorsun?" Diye sordu. Cevap verme gereği duymadan sınıftan çıktım. Merdivenlerde Uzay'la karşılaştım. Kolumu tuttu ve "Nereye?" Diye sordu. Sevinçle Uzay'ın boynuna sarıldım ve "ailemin katilini bulmuşlar." Dedim. Ilk baş o da bana sarılsada bunu diyice birden bıraktı ve şaşkınlık ve korku karışımı şeklinde "Ne? Nasıl? Kim? Ne zaman?" Dedi. "Of uzay 5N 1K mı oynuyoruz ne bu?" Dedim. "Off. Peki bende gelicem." "Ne? Niçin?" Dedim şaşkınlıkla. O ise "Hadi çabuk olalım." Deyip beni bahçeye çekiştirmeye başladı.  Biz inince  Cenk ve Berk'te geldiler.  Ilk baş Uzay'a 'yine mi sen?' Bakışı attılar. Sonraysa Cenk "Bu burda ne arıyor?" Dedi. Ellerimle bn blm işareti yapıp Uzay'a döndüm.  "Gelemezmiyim yani? Hem belki bende merak ediyorum." Diye savundu kendini Uzay. "Iyi gelsin bakalım." Dedi Berk. Hep birlikte Berk'in beni öldürmeye çalıştığı bölüm hurda olan ama tamirde eskisi gibi olmuş ve mucize yaşamış arabaya bindik.  Kestirme yollarla 10 dk içinde Fikri abinin depo gibi yerine geldik. Içeri girdiğimizde Fikri abi ve Uzay uzun uzun birbirkerine baktılar. Sonra aynı anda konuşup

"Uzay?"

"Fikri abi? " bunlar nerden tanıyor birbirlerini?

"Siz tanışıyor musunuz?" Diye aklımı okuyup sordu Cenk.

Fikri abi elini boş ver dercesine sallayıp "Uzun hikaye. Neyse biz şimdi Evren'in ailesinin katiline bakalım." Dedi ve kendi odasına geçtik. Bilgisayarı açtı ve görüntüyü başlattı. Alttaki tarihte cinayet gününün tarihi vardı.  5 Ekim 2012.  Bir adam bizim eve giriyor. Saat ise cinayet saati. 12.30. Fikri abi klavyeye bir şeyler yazdı ve "şahıs Rüzgar Demir. 18 yaşında. Babası varmış. Ama çıkan bir çatışmada silah ile vurulmuş. Senin baban tarafından. Annesi bu yüzden intihar etmiş. Birde ondan bir yaş büyük abisi var ama onun hakkında hiç bir bilgi elimizde yok." "Peki bu görüntüleri nerden buldun?" Diye sordum.  "Baban gizli kamera koymuş. Onun çalışma odasında tüm görüntüler var."  "Hayır!" Diye çıkıştı Uzay. Bu çocuğun nesi var? Fikri abiyide tanıyor. Hepimiz ona anlamaz gözlerle bakarken "Yha ben Rüzgar'ı tanıyorum. Kuzenim o benim. Ayrıca yarın, yani 3 yıl önce o gün onun için süpriz parti yapıyorduk. O saatlerde ben onunlaydım. Olamaz yani. Zaten onun değil..." sanki birşey vardı ve söyleyemiyordu. Berk ona destek vermek istercesine "Ne onun değil? Hadi söyle dedi." Uzay yutkunup "Boşverin." Dedi. Hemen atlayıp "Uzay bak. Söyle. Bu konu çok önemli." Dedim. "Yani evet. Onun babası öldürüldü ama hayır. O yapamaz." "Ozaman kim? Bunun abisi buna benziyor mu?"  Fikri abi bişeyler sezimlemiş gibiydi. Sanki bir geçmişi vardı Uzay'la. Sayi. Bunlar nerden tanışıyordu? "abisini hiç görmedim. O da hiç görmedi." Dedi. Tuhaf. Sanki söylemediği bişey vardı. Ya da sakladığı. Ama görüntüler yalan söyleyemezdi. Değil mi? Doğry ya. Tansel'de Uzay'ın kuzeni. O biliyordur. "Kuzenin! Tansel. O da senin kuzenin. Ona da bir soralım." Dedim. Berk "Evet haklısın. Gidip ona soralım." Dedi. Uzay'ın suratı yine o kapana sıkışmışta kurtulmak için çabalıyormuş gibi bir hal aldı. Bu çocuk kesin bir şeyler saklıyor ama hadi hayırlısı. Berk montunu alıp "Hadi gidiyoru Uzay." Deyip odadan çıktı.

1 saattir bekliyoruz. Hala gelmediler. Fikri abide beklemekten sıkılıp dışarı çıktı. Sadece Cenk ve ben kaldık. O sırada içeri Berk girdi. Sinirli gibiydi. Kapıyı seryçe kapadı ve "Birşey saklıyor! Tansel'le konuşmaya gittiğimizde Tansel'e kaş göz yaptı durdu." "Biliyordum! Bir şey saklıyor. Yarın size aynı saate katılamıycam. Ufak bir işim var." Deyip depomsu yerden çıktım. Yarın Rüzgar Demir denen kişiyle bizzat görüşücektim. Ama şimdi okula gitmeliyim. Normalde eve giderdimde. Birde ben Tansel'le konuşmalıyım. Okula vardığımda tenefüstü hemen okula girdim ve Tansel'i buldum. Sınıfta Uzay'la konuşuyordu. "Tansel iki dakka gelsene." Dedim ve kapıda dikilmeye başladım. Tansel gelip "noldu?" Diye sordu. "Tansel! Rüzgar kim?" "Niye herkes onu soruyo yaa?" "Kuzenim. U-" lafını birden bire kesti. Niye tamamlamdı. Bişey saklıyo bunlar. "Evet. U ne?" "Ne U su ya. Ben öyle bişey demedim." Sende mi Bürütüs ya sende mi söylemiyceksin. "Tansel kahretsin dedin." Dedim ellerimi saçıma geçirip. "Lanet olsun. U dedin. Niye inkar ediyorsun. Kim  bu Rüzgar.  Cinayet saati bizim evde ne arıyordu? Kim bu? O şu an nerde!" Diye bağırdım. Tansel beni kollarımdan tuttu ve "Tamam sakin ol." Dedi. O sırada bir ciyaklama duyuldu. Arkamı döndüğümde Nilay bas bas bağrıyordu. "EEE YETTI BE. KIZIM SEN NIYE HEP BIZIM ETRAFIMIZDASIN? BAK BILIYORMUSUN BILMEM AMA BIZ TANSEL'LE CIKIYORUZ. ONDAN UZAK DUR TAMAM MI?" diye bağırdı Nilay. Tüm okul bizim koridordaydı. "ASIL SANA YETTI BE!!!  BANA BAK. SIRF SIZ SEVGILISINIZ DIYE COCUĞA SORUDA MI SORAMIYCAM." e tabi haliyle bende bağırmaya başladım. Tansel gidip Nilay'ı arkasından tuttu Uzay'da gelip beni yakaladı. Ama ben Uzay'dan kurtuldum. Sonra ona dönüp "Rüzgar kim? Niye kimse söylemiyor? Kuzeniniz diye mi birşey demiyorsunuz. Ya bak polise söylemiycez. Gerçekten. Lütfen söyle kim bu Rüzgar?" "Bak Rüzgar kim söyleyemem. Lütfen ısrar etme. Söyleyemem. Söyleyemeyiz." Bunları söylerken kolumu tutmuştu. Kolumu hemen çektim ve "iyi. Siz söylemezseniz ben bulurum." Dedim ve okuldan çıktım. Yine Fikri abinin deposuna gittim. Hemen Fikri abinin odasına geçtim. Cenk bilgisayarın başındaydı. Bana bakıp. "Iyi haber. Rüzgar ile ilgili şeyler buldum. İstanbul'da. Hatta şu anda nerde olduğunu bile bulabiliriz." Dedi. Harika. Yarın senin cenazen kalkıcak Rüzgar DEMİR.

******

Dün gece heycandan uyuyamadım. Saat 11.30 da Cenk'i aradım ve Fikri abinin depomsu yerine gittk. Bilgisayarı açtığımız gibi dün baktığımız yeri açtı. Süper.  Buranın yakınlarındaydı. Hemen silahların olduğu depoya gittim. Gerekleri şeyleri aldım ve belime silahlığı dolayıp çıkacağım sırada Berk ve Cenk gelip bizde gelelim mi? Belki yardım gerekir?" Diye sordular. "Tamam.  Deyip. Onları beklemeye başladım. Çok geçmeden onlarda geldi. Yarım saat içinde Rüzgar'ın olsuğu yeri bulduk. Ev ve kapıda duran çocuk elimizdekiyle aynıydı. Hemen arabadan indim ve sessizce arkasını dönmesini bekledim. Arkasını döndüğü anda silahı kafasına doğrulttum ve alayla "Rüzgar Demir. Öyle değil mi?  Noksan ailesinin katili. Ama o gün öldürmeyi unuttuğun biri vardı. Ben. Ama çok geç. Benden önce sen ölüceksin." Dedim. O anda kafama bir şey değdi ve arkamda Uzay'ın sesini duydum. "İndir o elini. İndir dedim sana." Diye kükredi. Demekki Rüzgar'a değer veriyorlardı. Uzay'ın bana silah çektiğini gören Berk hemen arabadan çıkıp buraya geldi ve o da Uzay'ın kafasına silahı doğrulttu. Berk Uzay'a silah doğrultunca Tansel'de Berk'e doğrulttu. Tansel Berk'e silahı doğrultunca Cenk'te Tansel'e doğrulttu. Bu ne be. Hani bir film vardı.  Orda bir adam birisine silahını doğrultuyordu. Sonra o ona o ona böyle herkesin kafasında silaha. Sjsjsn Buna gülerdim ama ciddi ortamdayız. Berk 'şimdi ne bok yiycez?'  Bakışını attı. Ona 'ben ne bilem.' Bakışımı atıp karşılık verdim. Kolum ağrıdı be. Biraz daha böyle duramam. Uzun süredir hakim olan sessizliği Uzay bozdu. "Bak. Evren. İndir elini dedim sana. Rüzgar değil senin ailenin katili." "Peki kim o zaman?!?" "Orasını ben bilmem. Ama bak. Rüzgar. Değil." Her bir kelimeyi bastıra bastıra söylemişti. Kolum artık iyice ağrıma başladığından kaza ile çocuğu gebertmeyim diye kolumu indirdim. Bana bön bön baksaa ona "ya sen Fikri abiyi nerden tanıyorsun?" " Birilerini temizlemem gerekiyordu. Ondan yardım istedim. Kişi aile yakını olunca vaz geçti." "Ha katilsin yani. " Rüzgar oflayıp "eee. Vurcaksan vur be." Deyip isyanını dike getirdi. Çocuk katil değilmiş. Napalım. Boşu boşuna mı öldüreyim. Silahı yere atıp. "Yürüyün çocuklar. Yas tutmaya gidiyoruz." Dedim ve arabaya doğru yürümeye bşladım. Ama bende Evren'sem bu Rüzgar kim öğrenicem.

İNTİKAMIN RÜYASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin