KAPALI KALMAK

61 3 3
                                    

Avmde gezerken bilin bakalım kimi gördüm? Çok zor değil. U ile başlıyor. Adımlar onun ismi eş anlamlı. Evet Uzay Teleskobu. Ve tahmin ettiğiniz gibi yanıma geldi. "Selam Naber?" "Valla seni görmeden önce kötüydüm seni gördüm daha kötü oldum" "Ozaman gelde seni iyi ediyim." Ohaaa lan. Ne dedi bu. Ne demiş? Gel seni s.... demiş. Tebiyemi bozamıcam. Sende terbiye varmıydı? "Ne yapçaksın?" "Seni lunaparka götürcem." "Yhaa bi git işine. Bebek misin?" "Hadi lütfen" O böyle bebek gibi tutturunca dayanamadım. Ve kabulbettim. Napiim çok tatlı. Lunaparka gitmeden önce "Tamam. Gidelim." Dedim. " Ama beni ilk önce eve götür. Yalnız bu defa farklı bir eve gidicez. Ben 9 yaşındayken ordan taşındık. Yani apartman." "Tamam yolu tarif et." Ona yolu tarif ettim. Ve yaklaşık 20 dakika içinde eve geldik. Buraya neden geldiğimizi bilmiyorum. Sadece içimden geldi. "Aslında ev bu kadar yeni değildi. Yani o evi yıkıp yerine yeni bir ev yaptılar geçen sene. Evin geriye kalan sahibi ben olunca.." Uzay hmmlayıp ilerlemeye başladı. Bende onun peşinden gittim. Kapıya geldik ama bnde anahtar yok mk. Zile bas. Ic sesimin verdiği fikirle zile basmaya kalktığımda aklıma Berk'in işi bitince buraya gelecegi aklıma geldi. Onunla ilk bu evin arka bahçesinde tanınmıştık. O kumdan kale yapıyordu. Bende kaza ile yıkmıştım. Sonra ban bir tane kumdan kale yaptırmıştı. Sonra Cenk gelip "Kaza ile olduğunu söyledi ve Özür diledi. Ona zorla kale yaptıramazsın." demişti. O ikisi beni hep kolladılar. Hep arkamdaydılar.
Hey ne fark ettim biliyor musun? Uzay hep senin yanında. Yani konserde şarkı söylerken, sen kaza geçirince fln. Yani? Ne yanisi. Belki. Yani ne biliim. Küçük bi ihtimal onunla belki ii olmayı düşunebilirsin. Nerden çıktı bu. Hem daha tanışalı dur. Ne kadar oldu? Ayrıca sen beni tanımıyormusun iç ses. Öyle insanlara kolay kolay güvenemem ben. Tmm galiba haklısın. Çok çabuk düşündüm. Neyse. Oha inanmıyorum. Iç sesim bana saygı duyuyor. Hemem götün kalkmasın lan liseli. Başlıyoruz. O sırada telefonum çalınca kim olduğuna bakmadan açtım

"Alo?"

"Alo? Evren? Nerdesin kızım sen yhaa?! Yarım saattir arıyorum açmıyorsun!"

"Duymamışım. Ne oldu?"

"Hiç. Merak ettim. Nerdesin?"

"Bizim eski evlerin bahçesindeyim. Hani senin bana zorla kumdan kale yaptırdığın." Telefonun öbür ucunda olmasına rağmen gülümsediğini hissedebiliyordum.

"Tamam bende ordayım. Dur sana kapıyı açıyım."

"Tamam ama benim yanımda Uzay var." Bu defa ise yüzü düştü. Adım gibi eminim.

"Olsun. Soru değil. Hadi gelin ben size kapıyı açıyım." Ona peki deyip Uzaya elimle gel işareti yaptım. Kapı açılınca içeriyr girdik. Ev en üst katta olduğundan asansöre bindik. O sırada telefonuma mesaj geldi. Ama bakmadan asansöre bindim. Asansöre binince Uzay'a dönüp ona "neden benim hakkımdaki şeyleri biliyorsun?" Bu. Belkide. Hayatında. Sorduğun. En. Saçma. Soru. Ok iç ses. Ok. "Cevabını öğrenince pişman olacağın sorulat sorma." "Benim hakkımda değil mi? Niye soylemiyorsun? Ayrıca bu asansör niye ilerlemiyor.?" "Bak vakti gelince öğrenirsin. Elektirik kesilmiştir. Gelir şimdi. Merak etme." "Hayır! Şimdi öğrenmek istiyorum!" Diye tutturunca birden dudaklarıma yapıştı. Allah'ım. Ölücem. Bu çocuk benim ilk öpücüğümü çaldı. Ama ben kimim? Evren Noksan. Yani kimse bunu bilemez. Onu hemen ittim ve o da küçücük asansör kabinin duvarına çarptı. "Afadersin de sen hangi sıfatla buna cesaret ettin. Yok yani ordan bakınca hiç öyle durmuyordunda!" "Dış görünüş aldatmasın canım." "Iyk bak. Senden zaten tiksiniyordum iyice tiksinmeye başladım." Asansörün sesi gelince kapıyı açtım ve çıktım. Hiç bir şey olmamış gibi davranacaktım. Çünkü Evren NOKSAN olmak bunu gerektir bla bla birsürü ıvır zıvır.

İNTİKAMIN RÜYASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin