Kütüphane

24 2 0
                                    

''Evren lütfen beni affet...'' O kelimeden sonra hışımla camı kapadım ve kulaklıklarımı taktım. Müziği son ses açtım ama hala camı taş atıp bağırdığını biliyordum. Bağır bağır sonra 'İvrin litfin bini iffit' oldu canım.  Biraz sonra halam içeri girip yanıma oturdu onu takmayıp tabletime bakmaya devam ettim ama inadına konuşmaya devam edince kulaklığı hışımla çıkarıp onda döndüm.

''Of Hala niye hala konuşuyorsun? İstemiyorum! O çocuğu görmekte affetmekte istemiyorum! Bağırmasaydı! Onca lafı etmeseydi!'' Halam tam konuşmaya başlayacağı sırada kulaklıklarımı geri taktım. Bu benim 'defol git yanımdan' deme şeklimdi. Halam da bunu biliyor olacak ki yanımdan daha fazla diretmeden çıktı. 

***

Ertesi gün okulda Uzay'la karşılaştım. E tabi doğal olarak. Çocuk yanımda oturuyor. Geri zekalı. Bide kuul kuul arabadan iniyor! Sinirimi bozdu yine! Umarım ayağı taşa takılır da düşer. Ve düştü! Ay inanamıyorum. Başka bir şey istesem olucakmış demek ki! İnşallah gökten Uzay sayesinde çalınan arabam düşer. Hemde kafasına! 

O düşmemek için çabalarken beni görmesiyle yanıma gelmesi bir oldu.

''Hey! Merhaba.'' Cevap vermeden yürümeye devam ettim. 

''Hey bak o söylediklerim için üzgünüm.'' Yine cevap yok. 

''Hep böyle kaçmaya devam mı edeceksin?(!)'' Hey! Bunu alay ederek söylemişti. Kimse benimle alay ederek konuşamaz! ''Kaçmak mı? Ne saçmalıyorsun? Senden (!) kaçacak filan değilim.'' 

''Pek öyle gözükmüyor ama'' Tam konuşacağım sırada elindeki araba anahtarını bana attı. Ona anlamsızca bakarken ilerlemeye başladı ve arkasını dönmeden

''Çalınan araban. Geçmiş doğum gününün geçmiş kutlaması ve hediyesi.'' Ciddi miydi bu şimdi? Bu benim çalınan arabam mıydı? Ama nasıl bulmuştu. Arkasından anlamsızca bakarken birden gülmeye başladım ve onun duyamayacağı bir şekilde ''Teşekkür ederim.'' dedim.  


''Uzay! Söyle bakiyim blah blah öyle bir şeyler işte nasıl olur?'' Berk Uzay'ı uyandırmak için öğretmen taklidi yapmıştı. Tabi işe yaramış Uzay hemen uyanmıştı. Onun bu haline hepimiz gülerken o şaşkın şaşkın etrafa bakınıyordu. Uzay'ın olayı çakmasıyla Berk'i kovalamaya başlaması bir oldu. 1. sınıf çocukları gibiler ya. Onlar sınıfta koştururken bende çaktırmadan videoya alıyordum. O an ne olduysa oldu. Sınıfın diğer ucundan benim olduğum yere terlik uçtu. Sema nerden bulduysa bir terlik bulmuş Uzay ve Berk'e atmaya çalışırken bana atmıştı. Sınıfta sadece Uzay Berk Sema ve ben vardık. Sınıfta sesimiz yankılanırken Uzay sınıf dolaplarına çarptı. Dolaplar birden sallanmaya başlamıştı. Berk ''Alaah deprem!!!'' deyip sıraların altına kaçarken ben dolaplar düşmesin diye hemen Uzay'ın yanına koştum. Ama dolaplar birden üstüme gelmeye başladı. Ne yapacağımı bilmeden öylece kaldım. Sadece ellerime yüzümü siper edebilmiştim. O anda kolumda bir acı hissettim. Ve 2 saniye sonra popomda. Ama üzerimde hiç ağırlık yoktu.Gözlerimi yavaşça açtığımda kendimi yerde buldum. Ama dolabın altında değil. Uzay'ın kolları altında. Beni son anda çekmişti. Herkes etrafımıza toplanmış bize bakıyordu. En sonunda o iğrenç ses. O an öldüm de cehennemde miyim diye merak ettim.

''N'oldu burada küçükler?'' Matematik öğretmeni Gargamel gelmişti. O andan sonra kendimi birden bire müdürün odasında buldum.

''Bakın burada kimler varmış? Favori öğrencim Evren ve onun yeni yandaşı.'' Evet hobi olarak her gün buraya gelirim ne olmuş? Harika(!) bir arkadaşlığımız vardı. 

''Evet Evren. Kendine cezalardan bir ceza seç.'' 'İvit ivrin kindini cizilirdin bir cizi siç' Adam hergün düzenli olarak bir filmin repliğini kendine göre değiştirerek bana söylüyordu. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İNTİKAMIN RÜYASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin