Tüm dikkatini vererek ödev yapmaya çalışırsın. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma ödevini yaparken parşömene bakıp sırıtırsın. Ödevi yapmadan Ortak Salon'a gidersin. Koltuğa oturup ateşi izlersin. Aklına çok güzel bir fikir gelmiştir.
Sabah dersten sonra Remus Lupin'i ararsın. Koridorda dört arkadaşıyla sohbet ederken görürsün. Duvarın arkasına saklanıp onları izlersin. Hepsi yürümeye başlayınca asanı çıkarıp Remus'un çantasını yırtarsın. Remus dökülen kitapları toplarken yalnız kalır ve yanına gidersin.
"Selam Remus" dersin. Sana bakıp gülümser. "Selam" der. Eğilip kitaplarını toplamada yardım edersin.
"Karanlık Sanatlara Karşı Savunma ödevini yaptın mı?" diye sorarsın.
"Evet" diye cevaplar. Hafif bi öksürürsün.
"Şey bana yardım edebilir misin?"
Remus sana bakar. Heyecanlandığını görürsün.
"Şey olur tabii"
Yüzünde kocaman bir gülümseme olur.
"Akşam kütüphanede buluşuruz öyleyse"
Remus onaylar ve arkadaşlarının yanına gider.
Koridorda tek olduğunu fark edince yerinde zıplayıp sevinç çığlıkları atmaya başlarsın. Sonra da koşup derse yetişirsin.
Çabucak akşam olması için dua edersin ama inadına zaman geçmez. Dersin Kehanet.
Arkadaşların ile derse gidiyorsundur. Üç kişi bir masanın çevresine oturuyorsunuz. Tam çaprazında Remus Lupin ve arkadaşları!
Koca ders onu izliyorsun. Ciddi bir şekilde çay yapraklarına sonrada kitaba bakıyor. Sirius Black ile göz göze geliyorsun ve kafanı hemen önüne çeviriyorsun. Kitabı açıp bir şey anlamasanda bakıyorsun. Remus Lupin'e bakmak istiyorsun ama yemiyor.
Cesaretini toplayıp birkaç saniyeliğine oraya bakıyorsun. Sana bakmadığını görünce derin bir nefes veriyorsun. Çay yapraklarına bakıyorsun ve tamamıyla atarak defteri dolduruyorsun.
Ders bitiyor ve herkes dışarı çıkıyor. Remus biraz geç çıkıyor sende onu bekliyorsun. Remus çantasını alıp kızıl saçlı bir kızı bekliyor. Yüzün düşüyor. Kızın Remus'un koluna girdiğini görüyorsun. Çantanı alıp koşarak sınıftan çıkıyorsun.
Kızlar tuvaletine gidiyorsun, Mızmız Myrtle'ın olduğu tuvalete. Çantanı bir köşeye fırlatıp yüzünü yıkıyorsun. Aynaya baktığında gözlerinin kıpkırmızı olduğunu görüyorsun. Tiz bir ses çıkıyor ve ağlamaya başlıyorsun.
Myrtle tuvaletten çıkıp yanına geliyor.
"Neden ağlıyorsun?"
Gözyaşlarını siliyorsun. "Ağlamıyorum"
"Hayalet olabilirim ama kör değilim"
Derin bir nefes alıyorsun. "Hoşlandığım çocuğun sevgilisi var" diyorsun. Myrtle önüne oturuyor.
Kıkırdıyor. "Öpüşürken mi gördün?"
Ateş saçan gözlerle ona bakıyorsun. "Hayır! Ama hep dip dibeler!"
Myrtle havada süzülüp "Belki arkadaşıdır" diyor.
"Sanmıyorum"
Myrtle süzülmeye devam ediyor. "Bende birisinden hoşlanıyordum ama benimle hep dalga geçiyordu!"
Myrtle ağlamaya başlıyor ve klozete dalıp kayboluyor.
Biraz daha tuvalette kalıp koridora çıkıyorsun.
Kızıl saçlı kızı görüyorsun biraz ileride, Lily Evans. Seni görüyor. Gülümseyerek "Merhaba" diyor.
Kızın kızıl saçlarını yolmak istiyorsun. Zoraki bir gülümsemeyle sende "Merhaba" diyorsun.
Kızın güzelliğini düşünüyorsun binana giderken. O varken sana mı bakacağını düşünmüştün gerçekten? Ortak Salona girip yatakhaneye çıkıyorsun ve kendini yorganın altına atıyorsun. Uyuyakalmışsın. Arkadaşın seni akşam yemeği için uyandırıyor. Üstüne hırka alıp Büyük Salon'a gidiyorsunuz. Remus Lupin'i masada otururken görüyorsun. Bakmadan binanın masasına oturuyorsun ve yemek yiyorsun. Arkadaşların daha yemek yerken ortak salona gidiyorsun ve koltuğa oturup üstüne battaniye çekiyorsun ve kitap okumaya başlıyorsun.
Remus ile olan kütüphanede ödev çalışma randevuna gitmiyorsun. Çünkü ona sinirlisindir. Durmadan saate bakıyorsun. Bir tarafın kütüphaneye gitmek istiyor bir tarafın istemiyor. Ama yinede gitmiyorsun.
Sabah kahvaltıda Remus Lupin yanına geliyor.
"Akşam neden gelmedin?"
"Unuttum"
"Unuttun mu? Koca gece seni bekledim"
Midemde kelebekler uçuşuyor, vicdan azabı çekiyorsun. Elinle saçını geri ittiriyorsun ve imalı imalı,
"Seninle tek kalmamıza sevgilin kızabilir" diyorsun ve geri dönüp gidiyorsun.
Remus kolundan tutup seni kendine çeviriyor.
"Sevgilim mi?
"Evet sevgilin. Lily Evans"
"O benim sevgilim değil arkadaşım sadece. Hem James'in onu sevdiğini tüm Hogwarts biliyor"
Yanakların pembeleşiyor.
"S-Sevgilin değil mi?"
"Onu sevgilim sandığın için mi gelmedin?"
Daha da kızarıyorsun.
"Ne alaka canım!"
"Neden kızardın peki?
Daha da kızararak kolunu Remus'un elinden kurtulup masaya oturuyorsun.
Sevgilisi olmadığı için havalara uçmuşsundur ama aynı zamanda rezilde olmuşsundur.
Remus ile olan gecenide mahvetmişsindir. Kafanı masaya koyarsın.
"Merlin! Tam bir aptalım"
Tüm iştahın kaçıyır. Birkaç yudum bir şey yiyorsun. Remus'un kalkmasını bekliyorsun. O kalkınca sende kalkıyorsun ve yanına gidiyorsun.
"Remus!"
Arkadaşlarıda durup sana bakıyor. James Potter Remus Lupin'i dürdüklüyor.
"Bir bakar mısın?"
Remus yanına geliyor. Ne kadar yakışıklı..
"Dün için çok üzgünüm. Gerçekten çok üzgünüm. Bu akşam olsa?"
"B-bu akşam olmaz" der Remus Lupin.
"Neden?"
"Arkadaşlarım ile vakit geçireceğim, üzgünüm" diyor ve yanından ayrılıyor. Arkasından bakakalıyorsun.
🍫
Uzun zaman buraya bölüm atamayacağım. Cuma veya Cumartesi Remadora'ya bölüm atıp iki-üç hafta Wattpad'e girmeyeceğim çünkü sınavlarım var 😔
