Aylar ayları kovaladı. Artık Hogwarts'tan mezun olacaksın. Son 1 hafta. Birkaç güne mezuniyet partin var. Sabah arkadaşların ile Büyük Salon'a geçiyorsun. Remus ve arkadaşlarını Gryffindor masasında oturduğunu görüyorsun. Remus ile birbirinize gülümseyerek selam veriyorsunuz.
Kendi binanın masasına oturuyorsun. Kahvaltını ederken arkadaşların ile sohbet ediyorsun ama ağzın laf yaparken gözlerin Remus'u kesiyor.
Kahvaltını bitirip Remus'un yanına gidiyorsun. Ona arkadan sarılıp saçlarını öpüyorsun. Eline öpücük konduruyor.
"Mezuniyete benimle gelmek ister misin?" diye soruyor Remus dudaklarını eline sürterken. Gülümsüyorsun. "Sormana gerek bile yok"
Onunda gülümsediğini hissediyorsun. Peter'i az öteye ittirip Remus'un yanına oturuyorsun ve gülümseyerek ona bakıyorsun. O da sana gülümseyerek bakıyor ve burnuna hafiifçe vuruyor.
Onlarda kahvaltısını bitirince Remus kolunu omzuna doluyor ve son kez derslerine doğru yol alıyorsunuz. Duygusallaşıyorsun ne de olsa. Hogwarts'tan mezun oluyorsun canım! Duygulanmamak mümkün mü?
~
Mezuniyet günü geliyor. Üstünde gümüşümsü -biraz ortaçağ elbiselerini andırıyor- bir elbise var. Saçların salınık ve yüzünde hafif makyaj var. Remus seni Büyük Salon'da bekliyor. Gitmek için yola çıkarken mezuniyet cüppeni elbisenin üstüne giyiyorsun ve şapkanı takıyorsun. Oraya gidince Remus'u takım elbisesinin içinde görünce kalbin yerinden atacakmış gibi atıyor. O kadar çok yakışıklı duruyordur ki düşüp bayılmamak için dua ediyorsun.
Seni görünce gözlerinde aşk beliriyor ve o sıcak gülümsemesiyle gülümseyip yanına geliyor.
"Çok güzel olmuşsun" diyor senin saçını kulağının arkasına sıkıştırırken.
"Sende çok yakışıklısın" diyorsun gözlerini gözlerine kilitlemişken. Onu öpmek istiyorsun ama etraf profesör kaynadığından bunun kötü bir fikir olduğunu biliyorsun. Koluna girip diğerlerinin yanına gidiyorsunuz.
James, Lily, Sirius, Marlene ve Peter'ı görüyorsun. Peter'ın Mary ile olduğunu fark ediyorsun. Şaşırıyorsun ama belli etmiyorsun. Boş bir masaya oturup salonun dolmasını bekliyorsunuz. Remus'un elini tutup omzuna yaslanıyorsun. Saçını kokladığını fark ediyorsun ve sırıtıyorsun.
Dumbledore McGonagall ile dans edince diğerleri de dans etmeye başlıyor. Remus elini sana uzatıyor. "Bu dansı bana lütfeder misiniz prenses?"
"Tabikide prensim"
Remus'un elini tutup piste doğru yürüyorsun ve kendini onun kollarına teslim ediyorsun. Dans boyunca sadece birbirinizin gözlerinize bakıyorsunuz. En sonunda utanıp -ve aynı zamanda gülümseyip- başını eğiyorsun ve göğsüne yaslanıp dansına devam ediyorsun. Dans bittikten sonra Dumbledora konuşma yapıyor.
"Eğitim öğretim hayatınızın sonuna geldiniz" diyor. "Başarılarınız daim olmasını diliyorum" Tüm yedinci sınıflar olarak şapkalarınızı havaya fırlatıyorsunuz. O esnada etraftan kompetiler patlıyor. Gülüyorsun.
Sonrasında hareketli müzikler çalıyor. Remus ceketini çıkarıyor sıcak olduğu için. Saçları dans etmekten biraz dağılmış. Yakışıklılığın zirvesine ulaşmış...
Kalbin göğüs kafesini delip çıkacak. O kadar hızlı atıyor. Eline öpücük konduruyor ve deli gibi eğleniyorsunuz. Uzun zamandır böyle eğlenmedin.
Remus elinden tutup seni etrafında döndürüyor. Tekrar ona baktığında dayanamıyorsun ve dudaklarını dudaklarına bastırıyorsun. Biri size çarpıyor ve "Az ötede yiyişin" diyor.
Öpmeyi kestiğinde bunun Sirius olduğunu fark ediyorsun. Remus ile kıkırdıyorsunuz. Remus "Bir şeyler içmek ister misin?" diye soruyor. Onaylıyorsun ve elini tutup kalabalığın içinden çıkıyorsunuz.
Kafeteryadan içecek alıp bahçeye çıkıyorsunuz. Içersinin sıcaklığından sonra dışarısının soğuğu iyi geliyor. Taş mermere oturup içeceklerinizi yudumluyorsunuz.
İçin o kadar çok yanmışsın ki çok çabuk bitiriyorsun. Remus'a baktığında onunda bitirmiş olduğunu fark ediyorsun. Sen ona bakarken o da sana bakıyor. Tatlı tatlı gülümsüyorsun. Kafasını sana yaklaştırıyor ve dudakları dudaklarını buluyor. Kollarını boynuna dolayıp öpmeye devam ediyorsun.
Uzun süre öpüşüyorsunuz.
Öpüşmeyi bırakıp alnını alnına yaslıyorsun ve kıkırdıyorsunuz. Omzuna öpücük konduruyor. "Içeri geçelim mi artık?" diye soruyorsun. Onaylayınca içeri giriyorsunuz. Sirius ve Marlene'i göremiyorsun. James ve Lily birbirine sarılmış dans ediyor. Peter ve Mary oturmuş sohbet ederken içeceklerini içiyor.
"Peter sonunda kendine birini buldu" diyorsun. Remus kıkırdayıp "Uzun zamandır Mary'ye aşıktı. Onun için sevindim" diyor. James ve Lily'nin yanında dans ediyorsunuz. "Misafir kabul ediyor musunuz?" diye soruyorsun gülümseyerek.
Lily de gülümsüyor. "Tabiki efendim" diyor. Dördünüz kıkırdayıp kendinizi müziğe teslim ediyorsunuz.
Saat gece yarısını geçiyor. Parti bitecek yakında. Büyük Salon'da boşalmaya başladı. Birkaç kişi kaldı sadece. Onlardan biride sen ve Remus. Gözlerin kapalı bir şekilde ona sarılmışsın ve kendini ona, ruhunu müziğe teslim etmişsin. Onunla hep mutlu olmayı diliyorsun içinden...
🍫
