Sabah kahvaltıya inersin. Binanın masasına oturursun. Için kıpır kıpırdır. Çöreklerden birine uzanırken onu görürsün.
Sana bakması için dua edersin. Göz göze gelirsiniz. Yüzünün kızardığını hissedersin. Selam verirmiş gibi gülümsersin. O da gülümser ve arkadaşları ile konuşmaya devam eder. Kafanı eğip sırıtırsın. Aniden sırıtmayı bırakıp kahvaltı etmeye koyulursun.
İksir dersi için zindanlara inersin. Profesör Slughorn iksir yapmanızı söyler. Kitaptan malzemelere bakarsın ve işe koyulursun.
"Yanlış yapıyorsun" der bir ses. Kafanı çevirirsin ve Remus Lupin'i görürsün.
"4 kere sağa 1 kere sola doğru karıştırman gerek"
Dediğini yaparsın.
Ona bakıp tekrar gülümsersin. Gülümsediğini görür ve o da gülümser.
Utanırsın. Adını sorar. Söylersin. Tekrar gülümser.
"Bende Remus Lupin" der. Tanıyorum zaten yakışıklı diye geçirirsin içinden. Bu düşündüğüne gülümsersin ve iksir fokurdamaya başlar.
"Aha sıçtım" diye mırıldanırsın. Remus Lupin kendi iksirini bırakıp seninkini halleder.
"4 kere sağa 1 kere sola demiştim" der tatlı tatlı.
Yüzünde kocaman bir sırıtmayla ona bakarsın.
Senin dibindeyken kokusunu içine çekersin.
Tekrar teşekkür edersin. O kendi iksirine döner. Tuttuğu kepçeyi sıkıca kavrayıp sırıtarak iksirini karıştırırsın.
Dersten sonra kütüphaneye gidersin. Kendi binandan kızlarla oturup ödevlerinizi yaparsın. Temel Iksirler adlı kitabı almak için diğer bölüme gidersin ve tekrar Remus Lupin'i görürsün.
Utanarak gülümsersin ve kitabı ararsın.
"Ne arıyorsun?" diye sorar. Midende kelebekler uçuşur. "Temel Iksirler" dersin.
"O bizde" der Sirius Black.
"Ah şey-" konuşamazsın. James Potter'ın güldüğünü görürsün ve kıpkırmızı olursun. Remus Lupin, James Potter'ın kolunu sıkar.
"Işimiz bitti zaten"
Kitabı alıp sana uzatır. Kitabı alırken elin onun eline değer. Yüzüne bakamazsın, kitabı alırsın. Teşekkür edip hızla uzaklaşırsın.
Kendi masana gidene kadar terlemişsindir. Sandalyeye oturursun. Eline bakıp gülümsersin.
Arkadaşın sana imalı imalı bakar.
"Ödevleri yetiştirmeliyiz" dersin ve ödevine koyulursun.
Diğer derse gitmek için kütüphaneden çıkarken kapıdan iki kişi geçmeye çalışır, yanına bakarsın ve onu görürsün.
"Ah pardon, buyur önce sen geç"
Sırıtarak "Ne kadarda naziksin!" dersin istemeden. Ne dediğinin farkına varırsın.
"Yani şey demem istedim, sağol"
Çocuğun yüzüne bakmadan hızla uzaklaşırsın. Remus Lupin'in kıkırdadığını hissedersin. Yüzünün kırmızı renge büründüğünü düşünürsün. Elindeki kitapla yüzüne vurup sınıfa girersin.
🍫
