Bölüm 6

702 50 149
                                    

Pencereye vuran yağmur sesleriyle gözlerini açtı. Yatakta yana döndüğünde, dışarıya baktı. Hızlanan yağmurun sesiyle birlikte tekrar uykuya dalmakta zorlandı. Odanın içinde dolaştı gözleri. Tuhaf hissettiren bir şeyler vardı. Görmezden gelmeye çalışarak ayağa kalktı. Üstündeki yorganı kenara çekerken, ayakları yere basar basmaz altındaki tahtanın gıcırtısını duydu. Sesler ve görüntüler o kadar tanıdık geliyordu ki, fakat aldırmadı.

Odasının kapısını açtığı an etrafına bakındı. Bir şeyler eksik gibiydi. Bir an düşündü. Hannibal. Büyük ihtimal dışarı çıkmış, iyileşmeleri için daha fazla ilaç almaya gitmişti, değil mi? Will üstüne iki kat büyük gelen tişörtünün altından karnını kaşıdığında, yara izinin dokunuşunu hissetmişti. Garip hissediyordu.

O an dışarıdan bir ses yükseldi. Ağaçların ve yağmur sesini arasından yükselen bir ses, bir hayvana benziyordu. Her şey fazla hızlı gelişti, Will ne olduğunu anlayamadan büyük geyiğe benzer bir hayvan camdan içeri girdiğinde hızla yere düşüp kendini korumaya çalıştı. Geyikten çok daha büyüktü ve kesinlikle insana benzeyen ayaklarının olduğunu görmüştü. Will gözlerini kırpıştırırken yerinden kalktı. Evin içinde bir şey aradı, mutfağın orada ki bıçakları görebildi ancak. Koşmakla, yavaş adımlar atmak arasında kalmıştı ama kendisine bakan gözleri gördüğü an hızla koşmaya çalıştı ama hayvan üstüne çıkmıştı. Will altında derin nefesler alıp verirken, kurtulmak için hareketler yapıyordu. Aniden Will, üstündekine bir yumruk atınca, geri bir tepki bekledi fakat hiçbir tepki göstermemişti. Altından kurtulduğunda, bıçaklardan birini hemen ona doğru doğrulttu. Kulakları çınlıyordu sanki. Hayvan ile insan karışımı şeyin üstüne çıktığında, bıçağı boynuna tutuyordu. Kulakları daha çok uğuldamaya başladı.

"Will."

Öyle derin almıştı ki, aldığı nefes göğüs kafesine sıkıştığı an, gözlerini araladı hızla. Görüşü hala bulanıktı ama altındaki bedeni ve kasıklarının oradaki hareketlenmeyi hissedebiliyordu. Görüşü saniyeler sonra belirginleşince, Hannibal'ın bakışlarıyla karşılaştı. Sırtı, bir şeye çarpıyordu. Yukarı doğru hafifçe baktı. Arabanın içindelerdi. Will tekrar bakışlarını düşürdü. Hannibal'ın yüzünde dudağının hemen yanındaki kana baktı ve elinde ki boğazına karşı tuttuğu bıçağa.

"Hannibal?" Yutkunamamıştı, sesi çatallı çıkmıştı ve oldukça yorgun.

Hannibal'ın bakışları gözlerinden, boğazındaki bıçağa düştü. Will'in titremeye başlayan ellerine baktı, saniyelerdir nefes dahi almamıştı. Yavaş bir şekilde Will'in eline kendi elini koyarken, Will'in haddinden fazla titreyen eli kendi dokunuşuyla birlikte şimdi biraz azalmıştı. Bıçağı elinden ağır şekilde alırken Will'in kendi elini de kestiğini görmüştü. Avucuyla tutarken yanlış tutmuş olmalıydı.

Will yerinden kıpırdayamıyor gibiydi. Hannibal ise rahatsız bir şekilde altında yatarken, ses çıkarmamaya özen gösteriyordu. Will'in kendi isteğiyle kalkmasını bekliyordu, belli ki bir nöbet geçirmişti yada anlamlandıramadığı başka bir şey. "Will." dedi tekrar, en kısık sesiyle.

Will bu sefer gerçekten ona bakıyormuş gibiydi, sanki hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ama bu defa Hannibal'a odaklanabilmişti. Hannibal "İyi misin?" diye devam ettiğinde Will hala Hannibal'ın üstünden kalkmak için bir adım atmamıştı.

"Ben-" Ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Kelimeler sanki kafasında toparlanamıyordu, sadece boş boş Hannibal'ın yüzüne bakıyordu sanki. Yavaş yavaş gerçekliğe dönerken, eğildiği halinden doğruldu fakat hala Hannibal'ın üstünde durmaya devam etti. Bacaklarındaki kemikler, duruşundan dolayı acımaya başlasa da hareket edemiyor gibi hissediyordu. Fakat şimdi arkasındaki, belinin hemen oradaki hareketlenmenin ne olduğunu anlayabiliyordu. Gözleri yavaşça Hannibal'ın gözlerini buldu. Hannibal'ın bakışlarında mahcubiyet aradı ama onun yerine sadece endişeyle yüzüne bakıyor gibiydi. "Beni gördüğüne sevinmiş gibisin."

shades of inferno | hannigramHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin