Sabah saat 9 da gelen Umut'tu . Onun sesi ile güne uyandım . Gece saat 3 te uyumanın etkileri gözümü yakarak başlamıştı .Ne kadar sabah kalkmak zor gelsede , bir fincan zehir gibi kahvenin hiç uyumamış gibi dinçlik sağladığını herkez bilir .Ardından bir çözüm yolu arar gibi , 2 gün öncesinden psikiyatri için internetten aldığımız randevuyla yola koyulduk . İzmir'in havası herzamanki gibi dansözden farksız . Dün t-shirt le dolaştığımız yollarda bugün elimiz çatlayacak derecede soğuğa mağruz kalıyor . Neyseki beklediğimiz dolmuş geldi . Dolmuşta otururken bir süre sonra Burak la dünden kalma konuşmalarımızı kontrol ediyor , okuduğu üniversitenin plaftorm sayfasına bakıyordum . Umut ise her zamanki gibi telefonunda oyun oynuyor , bana oyun hakkında birşeyler anlatıyordu . Oyunu bilmiyordum ama benimle paylaştığı için saygı duymak zorunda hissediyordum . Sonra dolmuşa bir abla 2 çocuğuyla beraber bindi .
4 parts