Bdenindeki uyuşukluk hiçbir zaman son bulmayacak gibiydi. Dudaklarının kırmızılığı ihanetle boyanan bir kırmızıydı. Karşısında kırmızı mürekkebe batırılıp çıkarılan bıçakla boyanan dudakları, ihanetin resmiydi. Aynı bıçakla yüzündeki gamzeleri daha çok oyan adam bundan zevk alırken kız sadece inliyordu. Acı çığlıkları adamın beyninde feryat ederken sağ kulağından girip sol kulağından çıkıyordu. Onları izleyen kadın ise bu durumu izlemekle yetiniyordu. İhanetin tablosunu çizen adam, ruhunu toprağın altında bırakmış gibiydi. .... Adımları birbirine dolanan kızın elinden tutan ihanet ormanın içinde kaybolurken bir an bile vazgeçmedi. Nefesleri tükenene kadar koştular. Kurdukları oyunu ellerine yüzlerine bulaştırmışlardı. Peslerindeki adım sesleri yok olurken, kız daha fazla dayanamadı ve ilk yere düşen o oldu. Cebindeki bıçak ihanet için hazır bir şekilde beklerken kızın ihanete boyanmış dudaklarından dökülen harfler kelimeleri kelimelerde cümleleri oluşturdu. 'izimi kaybet... izimi kaybettin... izimi kaybettim." bu cümleler kızın boynuna intihar ipi misali dolanırken ayaklarının altındaki taburenin üç bacağıda kırıktı.