Derin bir nefes aldım. Ağlamamak için gözlerimi yukarı diktim. Yavaşça, durumumuzu özetleyen şu cümleyi kurdum. "Biliyor musun? Ben en çok martıya aşık olmuş balık için üzülüyorum. Hadi diyelim, martı da imkansız olanı başarıp balığa aşık oldu. Peki yuvaları neresi olucak? Her türlü imkansızız biz... İki farklı maviyiz biz, imkansızız." diyerek arkama bakmadan, göz yaşlarımı akıta akıta yoluma koyuldum. Onsuz ve mutsuz bir hayata adım attığımı sandım sadece. Beni kolumdan çekerek, kaburgalarımı kırıcak derecede sıkarak sarıldı.Ve hayatımın en güzel sözlerini kulağıma fısıldadı. "Evet, imkansız oldu. Martı, balığa aşık oldu. O martı için hiçbir engel yok, imkansız diye bir kelime de yok. Sadece balık var onun için, ikisinin yuvası da neresi olucak dersen; iki mavinin birleştiği sonsuz mavilik olucak. Sakın! İmkansız deme bir daha bize."dedi Yavaşça kollarımı kafasından geçirip kaldırıp, boynuna kollarımı doladım. Kokusu beni mest ederken, hayatımdaki varlığının bu kadar değerli olması, beni bile korkutmuştu. En büyük örneği ise, az önce, onsuz ne kadar mutsuzsam, şimdi mutluluktan uçacaktım. Onsuzluluk, benim için yok oluştu... #02.02.2015 ©Tüm hakları saklıdır.