Merhaba! Sonbaharı sever misiniz? Biliyorum; muhteşem kurgusuyla bir roman okumak istiyorsunuz. Biliyorum; capcanlı renkleri okumak istiyorsunuz. Bir düşü... En başta söylemeliyim belki size. Bir düşü yazmıyorum ben. Ben, November... Sonbaharım ben! Size aşkı, dostluğu Sonbahara bulayarak yazacağım. Bu adresteki hem kalemi güçlü yazarların; hem de her gün, her bölümü okuyan okurların hikâyesi bu. Bu, zihni sınırsız insanların gerçekleri...Her yüreğin, kendine ait olan saklı yeri... Hiç cümlelerinize gizledikleriniz olmadı mı? Gece herkesler çekilince, yatağınızın boş kısmına sakladıklarınız olmadı mı? Onlara sarılıp uyumadınız mı? Her bakan sol yanınızı görebildi mi? Hissettiklerinizi hissedebildi mi? Bazı düşleri saklamadınız mı yastıklarınıza? Avaz avaz bağırsanız ne derlerdi size? Şizofren? Ya da belki... "Büyü artık! Ergen!" Yaranızı görememeleri, canınızın yanmadığını mı kanıtladı? Ya da... Hayaller kurunca hisleriniz düşleşti mi? Bir aşk, dostluk, hayran, 'Sonbahar' hikâyesidir. Her yüreğin kendi dilinde hissettiği renktir. Çok masal mutlu olabilir. Ama mutlu olmayan hayatlara masal denmez genelde. Pek de sık alınmazlar kaleme. Yaz varken, Sonbaharı yazmaz kalemler belki de. Naçizane kalemim ve cümlelerim, umarım Son Sonbahar'ı okuyan sizlerin de bir yanına dokunabilir. Lütfen, siz de bir iz bırakın sizden! Siz de Sonbaharda konuşun benimle! Umut olun November'a belki de... Nasıl hissettiğinizi yazın! Bilmeliyim... Yalnız değil hiç kimse. November'ın Elm'i var... Gecelerin yıldızları, gündüzlerin güneşi, güneşin ayı... Hislerinizin kalemleri... Şairleri... Siz de karanlığa bir kandil yakın! Yakın... Ve bırakın... Rengini mürekkebime boyayabileyim. Okuduğunuz için teşekkürler... ElmAllie'ye ithafen yazılmıştır. -November
28 parts