Her şeyi mahvetmişlerdi. O uçağa binip gidemezdi. Her şeyi beraber mahvetmeye devam etmek zorundalardı. Yalnız olmazdı. İşte içine düştüğü o düşünce sarmalı tam da o an başladı. Beklemekten başka çaresi yoktu, bekledikçe saniyeler sünüyor sünüyor ve uzayarak dakikayı anca buluyordu. Sıraya giren insanların yüzlerini inceleyip onunkini ararken ise zihni onu farklı yerlere sürüklemeye kararlıydı. Önemli anlarda anılar daha da canlanıp üşüşürdü insanın başına. Mesela... mesela şimdi etraftaki ayak seslerine sırasına düşen iki parça boyanın çıkardığı belli belirsiz ses eşlik ediyordu.
8 parts