İkinci Adım

139 14 4
                                    

Arkadaşlar kusura bakmayın bayadır yazamadım ama beklediğinize değicek. Votelerinizi ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Beni bırakıp gitmişti, defolup gitsin, ama gitmemeliydi. Neden gitti ki ya! Aptal, Gerizekalı! Ne bok yerse yesin. İbneye bak. Uyucam ben. Gidiyom uyuyom her şeyi unutuyom. O değilde neden ben kendi kendimle konuşuyorum ki? Haaaa.. Birde delirmem eksikti tam oldu!

#################################

Kapı ! Kapı ! Kapı ! Kaaaaağğğnn!

Merdivenleri üçer beşer atlamıştım, atlamaz olaydım yaramı deşmiştim oh ne alâ.

"Buyrun, kimsiniz?" Ne kadar da kibarım ama...

"Kaan nerde ufaklık?"

Yanlış kişiye kibar olduğumu anlamış bulunmaktayım.

"Pardon? Ufaklık derken? Kaan mı? Cehennemin dibine gitti."

"Lena.. İsmin Lenaydı değil mi? Kaan keşke sana kim o demeden kapıyı açmamayı öğretseydi cehennemin dibine gitmeden önce"

Saçlarımdan tutup beni sürüklemeye başlamıştı. Canım acıyordu, sırtımdan bir şeyler süzüldüğünü hissediyordum. Sanırım dikişlerim patlamıştı. Bir yere tıkıştırıyorlardı beni, bir kutu gibi.

"İğneyi getir Sinan."

"Abi öndeki kutuda getiriyorum"

"Çabuk ol birader"

Derimden içeri soğuk metal bir şeyin girdiği bariz belliydi. Göz kapaklarım tekrardan bana savaş açmıştı, bilinçaltım bana oyun oynuyordu.

"Nerde kaldınız aptallar, size bu işi veren de kabahat!"

"Özür dileriz efendim"

"Ben sizi arayana kadar etrafta gözükmeyin"

Gözlerimi açtığımda her yer bulanıktı, etrafımı görmekte zorlanıyordum. Başımdaki ağrı, bütün vücudumda donkluyordu sanki.

"Oo hanfendimiz uyanmış"

"Nerdeyim ben?" sesim sineğin vızıltıları gibi çıkıyordu sarhoşlar gibi ağzımı yaydırarak konuşmam iticiliğin en büyüğüydü.

"Doğru, kendimi tanıtmadım sana. Ben Kaan'ın babası, öz annenin eşi ve senin katilin olacak adamım"

O adam, babamı öldürmüştü bu adam.

"Babamı öldürdün sen"

"Ah evet, üvey baban Ali. Hak etmişti ama.. Emrimi çiğnedi. Ne güzel işte, katiliniz aynı kişi olucak"

Etrafı net bir şekilde görmeye başlamıştım. Bedenimi oynatmayı engelleyen bir şey bağlamışlardı. Eğer kalkabilseydim, ağzını yüzünü kırabilirdim bu orospu çocuğunun.

"Ne istiyorsun benden? Ben ne yaptım sana?"

"Lenacığım, doğman, yaşaman bana en büyük hatan zaten. Bugün herşey sona ericek merak etme.."

Ayak sesleri duyulmaya başlamıştı, merdivenlerden inen biri vardı. Kafamı çevirdiğim de ise.. Hayır! Bu Sinem'di!

"Gel hayatım, arkadaşının hâli ne güzel değil mi?"

Hayatım mı? Bu herif Sinem'e hayatım diyordu. Neler oluyordu burada?

"Sinem.. Sen.."

"Lena, üzgünüm. Senin en yakın arkadaşın oluyorum diye kendi hayatımdan vazgeçemezdim değil mi ama?"

"Sinem sen ne saçmalıyorsun? Ben seninle çocukluktan beri arkadaşız. Bana bunu..."

"Ne bekliyordun Lena? Seni korumak için canımdan mı vazgeçeyim? Umrumda değilsin. Ne kadar aptalsın ama.."

"Orospu!"

"Hanımlar.. Sakin. Lena, son duanı et artık küfür etmek yerine."

"Öldür artık ya öldür. Yaşamam mı sorun öldür. Hepiniz pisliğin tekisiniz. Lanet olsun. Asıl şimdi ben yaşamak istemiyorum!"

Başımdan kaynar sular dökülmüştü sanki. En yakın dostum, kardeşim dediğim biri bana en büyük oyunu oynamıştı. Ne içindi sahiden canı için mi yoksa mal mülk için miydi?

"Lena seni öldürmeden önce.. Ah evet seni öldürmeden önce seninle sevişmek istiyorum."

Ağzım beş metre açık kalmıştı resmen.. Afallayarak bakıyordum yüzlerine..

"Mehmet, Erkan alın kızı yatak odasına götürün"

Beni sıkıca bağladıkları şeyi çözüp kucağına almışlardı. Ne yapacağımı, ne diyeceğimi hiç bilmiyordum. Merdivenlerden yukarı çıkıp, bir odaya girdiklerinde beni yatağa atıp odanın kapısını kilitlemişlerdi. Güçlü olmalıydım. Kaan hani beni koruyacaktı? Onu istiyorum ben. Kapının kilidi açıldığında, yataktan kalkıp uzaklaşmaya başladım. O girmişti odaya, babamın katili. Üstüme doğru yürümeye başladığında cesurluğumun hiç bir zerresi kalmadığını hissedebiliyordum. Kollarımdan tuttuğu gibi yatağa fırlatmıştı beni. Babam yaşındaki adam tecavüz edicekti beni ve sesimi çıkaramıyordum. Onu itmeye çalışsamda hiç bir etkisi olmuyordu. Üstümdeki gömleğin düğmelerini açıyordu yavaş yavaş, korkuyordum..  Silah sesi! Adam üstüme düşmüştü..

"Lena kalk gidiyoruz!"

"Kaan.."

"Kalk"

Kaan, kalkmamı beklemeden babasını üstümden çekip kucağına almıştı beni. Hızlı adımlarla evden çıkıp arabasına doğru ilerlerken gözlerimin içine bakıp gülümsedi. Arabanın kapısını açıp beni otutturdu, oda şoför koltuğuna geçti hazırda çalışan arabayı hızlıca sürmeye başladı.

"Lena özür dilerim. Ben.. Ben yemin ederim böyle olmasını istemiyordum."

Dilim tutukluk yapmıştı sanki, cevap veremiyordum. Kaan benim için babasını vurmuştu, benim yüzümden.

"Kızgın mısın bana Lena?"

"Durdur arabayı Kaan"

"Neden?"

"Durdur"

Arabayı sağa çekip durduğu an dudaklarına yapışmıştım. Bende böyle bir şey yaptığıma inanamıyordum ama.. Yapmıştım işte.  Dudaklarımı dudaklarından çektiğimde ise ona hak ettiğini düşündüğüm kelimeleri dile getirmiştim.

"Başıma gelen en güzel şeysin Kaan. Aşık ediyorsun beni kendine, hiç iyi bir şey değil bu"

Kaan yarım bıraktığım işi tamamlarcasına belimden kavrayıp dudaklarıma yapışmıştı. Dudaklarını çektiğinde ise..

"Ben gene yavaş yavaş aşık ediyorum kendime. Sen peki? Beni sırılsıklam aşık ettin kendine hatun, bak buda ikinci adım"

BEN SUSAMAM BÖYLE BİLİN #Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin