Odayı gittikçe daha çok kaplayan yoğun koku yakılan kötü niyetli cinlerin kokusunu andırıyordu, içimdeki karanlık noktanın acı verici bir şekilde büyümesine neden oluyorken bedenimi ne ara zorla ayakta tutmaya çalışacak kadar kasıldığımı bilmiyordum, iki büklüm olmuş biçimdeyken elimdeki büyü kitabı yere düşmüş sayfaları bir şey arar gibi hızla karışmaya başlamıştı.Şaşkınlıkla olan biteni izlerken oda gittikçe kararıyordu, o sırada yüzüme çarpmaya başlayan sert rüzgar başımdan pelerinin şapkasını geriye savurmuş uzun dalgalı saçlarımı tamamen yüzümden ayırmıştı.Zemindeki büyük nesnenin sonunda durduğunu fark ettiğimde neler olduğunu biraz olsun anlamak adına göz bebeklerimi eskimiş sarı kitap yapraklarına sabitledim, 89. Sayfa, Casta türünün dönüşüm evreleri ve özellikleri, hatta arka sayfalarda ise Zeus'a meydan okudukları ve Girit'e sürgün edilerek nasıl cezalandırıldıkları hakkında bir yazı vardı.7 yaşındayken büyükbabamın bana okuduğu sayfalar.Bu gün doğum günüm, sonunda 18'ime gireceğim.Eskiden annem her doğum günümde tuvaline portremi resmeder bana hediye ederdi, o gittikten sonra her gün ayna karşısına geçer gibi resimlerinin karşısına geçerek kendimi izledim sayamadığım dakikalarca, ama bir süre sonra bu acı can sıkıcı olmaya başladığından onları sonsuza dek kimsenin bulamayacağı bir yere sakladım.Babam ise..onun hep tuhaf felsefik fikirleri yüzünden bir gün başına bir şey geleceğini söyleyip dururduk, fakat bizi dinlemedi.Sesini tüm kasabaya duyurmak adına herkesin önünde konuştu çekinmeden, bu korkunç cesareti en sonunda onun acı verici bir şekilde ölümüne sebep oldu..
Ailemin acısını içimde dindireli uzun zaman olmuştu, bu yüzden geriye kalan tek şey onlara karşı duyduğum minnet ve teşekkürlerimdi.Saygımın bir göstergesi olarak bu gün yeniden beni dünyada yaşama hakkına sahip olmamın sebeplerinden biri oldukları için ziyaret edecektim, eğer tam doğum saatimde ormanda olursam onlar da aynı anda orada olabilirlerdi.
Son hazırlığımı da yaptıktan sonra artık tamamen hazırdım, çantama büyü kitabını ve yanında değerli taşlardan en kırmızısını almıştım.
Upuzun dallı koyu yeşil ağaçlar ve o dayanıklı kalın kabukları, tanrı olup yaratmak ne kadar da zor görünüyor.Rüzgar sert sayılmaz ama pek de yumuşak değil, yavaş yavaş akşam oluyor ve hayvanlar evlerine gidiyorlar. Bu sefer adım seslerim daha çok hışırtı gibi, arada bir çıt çatırt, rüzgarın delirdiği dün geceden geriye kalan parçalar.Ve sonunda vardım, işte burası.Hışırtıların bitip rüzgarın daha net duyulduğu dakikalarda yer kabuğunun net göründüğü boşluk alanın tam ortasında durmuştum, onları kaybedişimin üzerinden uzun zaman bile geçmiş olsa her sene içime serpiştirilen heyecan tozları ile buraya gelirdim.Başımı omzumdaki çantaya çevirerek elimi içine daldırdım ve büyü kitabını ellerim arasına alarak havaya doğru tuttum, ardından çantamı omzumdan yere salarak kitabın kalın kapağını açtım, 54. Sayfayı aramak için kağıt yapraklarını karıştırırken bulduğumda durmuş avcumu kitaba bastırmıştım.Büyükbabam tam bu sayfanın sondan bir önceki paragrafındaki " Orman " kelimesine saklamıştı büyüyü.Göz bebeklerim tekrardan kelimelerin ve şekillerin üzerinden geçiyorken aralanan dudaklarımdan ezbere sözler fısıldamaya başlamış işaret parmağımla kelimelerin altını ve bazılarını ise daire içine alarak çizmeye başlamıştım.En son anne ve baba kalbi sembollerinin üzerine baş parmaklarımı basarak kitabı ilk havaya doğru kaldırıp sonrasında
ağır bir biçimde yere bıraktım, yere çömelir vaziyette oturarak avuçlarımı soğuk toprağa bastırdım. Aynı anda gözlerimi kapattığımda biraz daha sesli bir şekilde söylemem gereken son sözleri söyledim.Ακούστε τη φωνή μου, τους θεούς της γης, του πράσινου. Προστατεύω το πράσινο και το χώμα που μου δίνεις με τις δυνάμεις που μου δίνεις.
Toprağın, yeşilin tanrıları duyun sesimi.Yer kabuğundaki tüm hareketleri hissediyorum, yeryüzündeki ruhların benim için en değerli olanları buraya doğru çekiliyor, izin verin yüce tanrılar, yalnızca size tapar sizin dediklerinizi yaparım, size sonsuz saygı duyar anne ve babamın ruhlarını çağırmak için izin alırım, bana verdiğiniz yeşili ve toprağı bana sağladığınız güçlerle korurum.
Avucumun altındaki güçlü baskıyı hissetmeye bailadığım an kulağıma gelen rüzgarın uğultulu sesi aniden çoğalmış her zamankine göre daha öfkeli bir biçimde esmeye başlamıştı sanki, kaşlarım anında çatılsa da bozulmaması için gözlerimi açmadan beklemiştim bir süre, bir terslik olamazdı değil mi? Avuçlarımın yavaş yavaş zorla toprağın içine doğru çekildiğini hissetmeye başladığımda içimdeki endişe fazlasıyla büyümüştü, aynı anda hissettiğim acıdan dolayı gözlerimi hafifçe aralamak zorunda kalmış şaşkınlıkla göz bebeklerimi ellerime çevirmiştim,
gittikçe aşağıya çekilirken kendimi geri çekmeye çalışıyor dudaklarımdan ardı ardına çağresiz özürler dökülüyordu.İçimdeki karanlık nokta sanki bedenimi ele geçirebilecek kadar hızlı büyüyorken pelerinim kopacakmışçasına uçuşuyor ağaçlar köklerinden kopmamak için büyük bir mücadele veriyordu, acaba yanlış yaptığım bir şey mi var diye düşünürken etrafıma daha dikkatli bakmaya çalışmıştım, fırtınaya rağmen hâla yerde sabit duran omuz çantamda parıldayan bir ışık fark ettim bir anda.Meraklı ve anlam verememiş bakışlarla bakarken fırtına her şiddetlendiğinde çantamdaki nesne daha net ışık saçıyordu etrafa, yere yüz üstü uzanır pozisyona gelerek ayağımla çantamı kendime doğru çekmeye çalıştım, başardığımda ayağımla iteklediğimden içindeki nesne yuvarlanarak içinden çıkmıştı, bu gelmeden önce yanıma aldığım garnet taşıydı.Bir süre sonra fırtınanın durgunlaşmaya başladığını fark etmiştim, başımı sağa doğru çevirerek tekrardan bakındım etrafıma, az önce ağaçlarda, çalılıkların arasında hareket halinde olan küçük hayvanların hiç biri ortada yoktu, ellerimi sıkıca saran toprağın gevşemeye başladığını hissettiğimde başımı yeniden oraya çevirmiş ellerimi havaya kaldırarak avuçlarımı kendime çevirmiştim, gördüğüm şey ile gözlerim sonuna kadar açılırken kanım çekilmişçesine bembeyaz olduğuma emin olabilirdim o an, dişlerimi birbirine bastırarak gözlerimi ellerimde çizilen harflere diktim." βραχύς μέχρι θανάτου. "
" Ölümüne çok az kaldı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last Wizard
Fanfiction"Bu dev yaratıklardan sonuncusu olmak, sandığın kadar kolay olmayacak Jeongguk."