Hafta sonu alışveriş yapmak için yine çarşıya inmiş kıyafet yiyecek gibi tezgahları geziyordum, kısa denilebilecek bir süre ardından midemin ağrısını fark etmem ile yüzümü buluşturarak elimi karnıma götürmüştüm, başımı herhangi bir yiyecek tezgahı görebilmek adına etrafıma çevirmiştim, gözüme ilişen az ilerideki çorbacı ile memnuniyetle gülümseyerek hızla oraya adımlamaya başladım.
•••
Karnımı doyurup parasını ödedikten sonra saraya dönebilmek adına yeniden yola koyulmuşken kasabayı geçtikten sonra saraya giden yoldaki ormana girmiştim, ağaçların ve geri kalan yeşillerin arasından geçerken başımı önüme eğmiş yürümemden dolayı çıkan hışırtı seslerini dinlemeye koyulmuştum.Bir anda benimkilerden farklı bir ses işittiğimi düşündüğümde durarak başımı kaldırdım ve yavaşça arkama çevirerek baktım, yerde renginin beyazlığı yüzünden ditekt göze çarpan tavşan ile göz göze geldiğimizde onun yaptığını düşünerek rahatça bir nefes verdim ve önüme dönerek yürümeye devam ettim.
Fakat kısa süre sonrasında aynı sesler tekrar etmeye başlamıştı, sanki birisi benimle aynı anda yürüyor ve aynı anda duruyordu, tekrar arkama bakacakken birden ses çoğalmış hızlı koşan biri gibi kulağıma gelmeye başladığında panikleyerek refleks olarak hızla koşturmaya başlamıştım. Benimle beraber gittikçe çoğalan ses aynı anda kalbimin atış hızını da yükseltirken önümdeki ağaç kabuğunu gördüğümde yaklaştığımda bir elimi dayanak olarak kullandım, üzerinden atladım ve çevik bir hareketle dibindeki geniş gövdeli ağacın arkasına saklandım.Dikkat çekmeden gözetlemeye başlamamdan bir süre sonra atlı biri az ileride durdu, ne yapacağını izlerken atın üzerinden aşağıya inerek yere eğildi.Gitmesini bekliyordum fakat hâla oyalanıyor gibi görünüyordu.Çok yavaşça ağacın arkasından çıkarak önünde duran koyu kahve nallıya doğru ilerledim, arkası dönük beden hâla beni fark etmemiş gibi görünüyordu, bu bir tuzak olabilirdi.Tekrar bir bekleyişin ardından bu sefer adlandırabildiğim toynak seslerini duyduğumda içimde büyük kötü bir his oluştuğundan anlık gelişen bir şey ile atın üzerine binerek avcumu gövdesine bastırdım ve şaha kalktığında koşarak uzaklaşmaya başladı.
Her şey çok tuhaf olsa da şu an avantajlı hissediyordum fakat bu pek de uzun sürmemişti, o sırada bir kaç saniyeliğine geriye baktığımda nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde bana yetişen atlıları görmüştüm, neler olduğunu anlamaya çalışmak için zamanım yoktu bu yüzden tek yapabildiğim kaçmaktı.
•••
" Dragus! "Seslenmem yüzünden irkilerek bana döndüğünde çabucak içeriye girmiş arkamdan duvar sürgüsünü kapatmıştım, sessiz olmamı söylemeyi bekleyen yüze döndüğümde nefes nefese kaldığımı görünce duraksamıştı.
" Birileri beni takip ediyor, burada daha fazla kalamayı-
O sırada duyduğum ses ile kapıya döndüğümde ağzımı sıkıca kapatan el sırtımı göğsüne bastırmıştı.
Ve duvar sürülmeye başladığında arkasındaki boğuk ses kulaklara daha net gelmeye başlamıştı, işte şimdi tam anlamıyla sıçmıştık çünkü kaçacak delik kalmamıştı, daha doğrusu, ben sıçmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last Wizard
Fanfiction"Bu dev yaratıklardan sonuncusu olmak, sandığın kadar kolay olmayacak Jeongguk."