\8\

3.9K 194 25
                                    

Arabayı durdurup hızla indim. Önüne geldiğim apartmana girip hızlı adımlarla üçüncü kata çıkarak zile bastım. Bilerek geleceğimi belirtmemiştim, yoksa ölse de o kapıyı açmazdı. Aslında dört gündür yaşadığımız senaryoyu tekrar yaşıyorduk. Her akşam gelmek istediğimi Azad'a söylüyordum ve o da türlü türlü bahanelerle geçiştiriyordu. Şuan tek fark ben haber vermemiştim.

Açılan kapıyla çatılmak için komut bekleyen kaşlarım anında çatıldı. Bu it, Tuncay denilen it değil miydi? Ne işi vardı bunun burada? İçeriden gelen Azad beni görünce kaşlarını atsa da hemen toplayıp yanıma gelip belime sarıldı. Ben de kollarımı sarıp karşımdakine çatık kaşlarla bakmaya devam ettim.

" Hoş geldin sevgilim." Başını boynuma gömmüş fark ettirmeden kokumu içine çekmeye çalışıyordu. Çenemin altında duran saçlarına ufak bir öpücük kondurup mırıldandım.

" Hoş bulduk yavrum. Niye gelmiş bu?" bunu dememle. Azad hızla benden ayrılmış ve Tuncay'a montunu ve ayakkabısını verip evden dışarıya sürükledi. Bizi de içeri almayı unutmadı tabi.

" Tuncay öylesine gelmiş. Şimdi gidiyor oda. Dimi Tuncay?"

" Evet. Daha sonra tekrar gelirim zaten." Tek kaşım havaya kalkarken bir adım attım. Karşımdaki sırıtan mahluk anında gerilemişti.

" Ne dedin sen? Tekrar söylesene." Bir şey demeden ayakkabısını giyip defolmuştu. Boğaz temizleme sesinden arkamı dönüp Azad'a baktım. Gözleriyle ayaklarımı işaret edip içeri girince ben de ayakkabılarımı giyip hızla peşinden içeri girdim. Koltuğa oturmuş benim açıklama yapmamı bekliyordu. Karşısındaki koltuğa oturup öne doğru eğilerek konuşmaya başladım.

" O gün-"

" Neden geldin Ateş? Ben seni çağırmadım?"

" Evet çağırmadın çünkü senin gel demeni bekleseydik işimiz yaş bizim."

" Şuan ' o işin' kuru olduğunu kim söyledi?"

" En azından kurutmaya çalışıyorum. İzin verir misin?" Başını salladığında hızla konuştum.

" Bak o gün sana öyle demek istemedim. Kardeşimi yeni kaybettim, daha önce de kimseye onun öl- gidişini anlatmadım, anlatamadım. Sen de öyle bir anda sorunca kendime engel olamadım."

" Tamam."

" Kardeşim ken-"

" Hayır Ateş. Ben senden kardeşinin gidişini anlatmanı istemiyorum. Neden bana öyle davrandığını öğrenmek istiyorum. Neden daha uygun bir şekilde, öğrenmemem gerektiğini söylemedin. Sonuçta, çok özür dilerim ama kardeşini ben öldürmedim." Anında yerde olan bakışlarım Azad'a döndü. Ayağa kalkınca bakışlarımı tekrardan yere çevirdim.

' İnsanın içine doğar derlermiş. Nasıl da içine doğdu ama?'

" Bir şeyler içer misin?"

" Sadece sana sarılarak uyumak istiyorum." Yüzüne baktığımda gülmemek için kendini tuttuğunu gördüm. Bu yüzden ayağa kalkıp yanına ilerledim ve beline sarıldım. Anında başım boynuna gömülürken ikimizde aynı anda derin bir nefes aldık. " İzin ver Azad.. lütfen." Sustu. İlk başta suskunluğu ağır gelse de kendimi geri çekmeye hazırlarken anında kollarını omuzlarıma sarıp mırıldandı.

" Beni çok kırdın ama." Kırgın çıkan sesiyle kendimi geri çekip dikleştim ve dolu dolu olan harelerine baktım. Anında kafasını göğsüme gömerken hıçkırınca belinde olan ellerimi saçına çıkardım ve yavaşça okşamaya başladım.

" Biliyorum.. biliyorum çok kırdım seni ama izin ver sarayım." Kafasını kaldırıp yaşlı gözleriyle bana baktı.

" Gerçekten sarabilir misin yaralarımı?"

" Acısını geçiremem ama en azından kabuk tutmasını sağlarım." Şuan ikimiz de o günden konuşmadığımızın farkındaydık ama bozmadık.

" Ben çok yoruldum Ateş. Ayakta duramıyorum artık. Diz çökmek üzereyim." Alnına ufak bir buse kondurup mırıldandım.

" İzin vermem. Gerekirse seninle beraber diz çökerim ama yine de bırakmam seni." Yavaşça bedenini kucağıma alıp odasına ilerledim. Yatağa bırakıp ardından ben de yanına uzandım. Anında göğsüme sığınıp gözlerini kapattı.

Bu gece, bu odaya girerken yaralarımızı, sorunlarımızı kapının ardında bırakmıştık. Ne o benim kardeşimin katiliydi, nede ben onu üzen adam. Sadece Ateş ve Azad.

..

Azad ne çabuk affetti diyenler merak etmeyin affetmedi. Çünkü daha hiç bir şeyi konuşmadılar. Sadece sarılarak uyumaları Azad için gerekliydi. Çünkü.. o bende kalsın şuanlık. Sadece yanında birisine ihtiyacı vardı o kadar.

İbneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin