\16\

3.3K 160 22
                                    

3 Ay Sonra

Yorgun gözlerle arkadaşlarının da oturduğu masaya oturup ortada dönen muhabbeti dinleyene başlamıştı ki çok geçmeden konu kendisine dönmüştü.

" Azad da şu sıralar çok durgun." Yarım ağız gülen Azad etrafı izlemeye devam etti.

" Azad'ın durgun olması için bir nedeni yok ilgi çekmek için bence. Sonuçta senin gibi neşeli bir insanın ne derdi olacak ki?"

' Hoşlandığım beyin kardeşi bana aşıkmış ve intihar etmiş. Bunun üstüne de hoşlandığım bey benden intikam alarak duygularımla oynamış.'  Diyemediği için sadece yapmacık bir şekilde gülüp başını salladı.

İnsanların içini bilmeden sadece gördükleriyle yargılamak çok kolaydı onlar için. Azad kaç aydır neler yaşadığını bir kendisi biliyordu bir Allah.

Ortada dönen şeylerden sıkılıp telefonunu eline alınca aklına düşen anılara engel olamadi.

...

Sıkıntıyla etrafı izleyen Azad, ortada dönen muhabbete dahil olmuyor sadece arada kendisine bir şey sorulduğunda cevap veriyordu. Arkadaşlarının saçma sohbetleri yetmiyormuş gibi bir de yanındaki kız sürekli kendisine sorular sorup duruyordu.

Yanında bir şeyler anlatan kızı dinliyormuş gibi yapıp başını sallaraken telefonu ile ilgileniyordu bir yandan da.

" Ee Azad yok mu sende birileri?"

" Ne?"

"  Oho senide kaybettik ha?"

" Kaybettiğiniz falan yok. Telefona bakıyordum ne dediğini anlamadım. Ayrıca yok birileri falan."

" Hımm kesin yoktur. İki aydır melül melül gezen de benim zaten?"

"  Daha geçen gün alem yapacağız alem yapacağız diyip masayı topladıktan sonra sana hayrı gelmeyecek bir kızı saatlerce anlatıp milletin gecesine sıçan ben değildim." Karşısında kendisine alaylı alaylı sözler söyleyen çocuğu elbette bozacaktı. Zaten keyfi yoktu ve ortam kendisini boğuyordu resmen.

Masadan kalktığında gözler ona dönse de bir şey demeden lavabo kısmına ilerleyip içeri girdi. Rahat bir nefes alarak elini yıkadıktan sonra kuru tezgaha oturup gülümseyerek sevgilisini aradı.

Sevgilisinin şoför göndereceğini bildiği için rahatca içeri gidip masaya oturup beklemeye başladı.

Çok geçmeden kafenin kapısı açılınca zaten dışarıda olan gözlerini kapıya çevirip Ateş'in bahsettiği adamı görünce gülümseyerek yerinden kalktı.

" Siz devam edin ben kaçar." Başka bir şey demeden ve bir şey denilmesine izin vermeden hızla Hakan'ın yanında gitti.

Şimdi sevgilisinin yanına gidiyordu ve arkadaşlarının saçma sohbetleri ile öldüreceği zamanı sevgilisi ile geçirecekti.

....
Dolu gözleriyle telefona bakarken kendisini  fark eden bir çift gözden habersiz yerinden kalkıp eve gideceğine dair ağzının içinde bir şeyler geveleyip kafede çıktı.

Başı dik bir şekilde, karşıya bakarak yürüdüğü sırada aniden kolundan tutulması ile durup arkasını döndü.

Tuncay?

" Tuncay?"

" Şey ben.... kafeden çıkarken pek iyi görünmüyordun belki anlatmak istersin diye..."

" Sahile geçelim mi?" Karşısında gözleri parlayarak kafa sallayan Tuncay'a bir nevi umut verdiğini bilse de birileriyle konuşmaya, içini dökmese bile kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı.

İbneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin