\33\

1K 67 1
                                    

" Alo Yusuf amca.. iyiyim iyiyim de sana bir şey soracaktım ben. Ateş bey geldi mi hiç çiftliğe?" Kaşlarını çatarak karşı tarafı dinleyen Hakan daha sonra onaylayarak telefonu kapatıp Azad'a dönmüştü.

" Bir hafta önce gitmiş. Onda da iki gece kalmış, sadece içmiş. Hiç konuşmamış. Atlarla ilgilenmiş sonra da çıkmış gitmiş."

" O zaman diğer eve gidiyoruz?"

" Aynen." Arabayı çalıştıran Hakan belli etmese de uzun zamandır yanında çalıştığı adamı merak ediyordu. Yeri geldiğinde dertleştiği, beraber güldüğü, yeri geldiğinde aynı masaya oturduğu adam ortada yoktu ve illa ki merak ediyordu.

" Benim yüzümden."

" Ne? Ne sizin yüzünüzden?"

" O gece... Eve gelmişti ya. Senden içki istemişti. O gece konuştuk, içini döktü ama ben. Ben ona, onu affedemediğimi söyledim. Canın sağolsun dedi gitti ama Hakan... O kadar içime oturdu ki. Hele o bakışları."

" Sizin suçunuz değil, aranızda olanları bilemem belki evet. Ama anladığım kadarıyla Ates bey affedilmesi kolay bir şey yapmamıştır. Cunkutsiz kindar biri değilsiniz."

" Ama üzdüm onu?"

" Ateş beyi seviyor musunuz?"

" Seviyorum."

" Bir ilişki içinde olmak ister misiniz?"

" Tabii ki isterim. Sevdiğim adam o."

" O zaman önce Ateş beyi bulalım. Daha sonra siz onu affedebilir misiniz, onu affetmeniz için ne yapmalı bunu düşünün. Sonra da oturup bunları düzgünce Ateş beye açıklayın."

" O zaman bir şansımız olur mu?"

" Bilmem. Ben sadece yapabileceğiniz şeyleri söyledim."

" Hadi Ateş'i bulalım o zaman. Affetmem gereken biri var." Azad'ın söyledikleri ile gülen Hakan, bu iki adamın da mutlu olmaları yönünde temennilerde bulunarak sustu.

....

Derin bir nefes alarak arabadan inen Azad kararmış havaya bakarak gerindi. Eve ulaşmaları saatleri bulmuş, gün geceye dönmüştü.

" İçeride mı acaba?"

" Öğreniriz şimdi." Eve ilerleyerek kapı önündeki dekor saksılarından birini kaldırarak altındaki anahtarı alan Hakan daha sonra kapıyı açarak içeriye adım attı. O sırada arkasında tedirgince ilerleyen Azad, en ufak ışığın olmadığı evde herhangi bir hareketlilik de hissetmemişti.

Ateş kesinlikle bu evde değildi.

" Burada değil Hakan gidelim."

" Nereden biliyorsunuz?"

" Evde en ufak bir hareketlilik yok. Ayrıca aşırı havasız. Ateş asla havasız ortamda duramaz."

" Yine de her yeri kontrol edelim." Başını sallayarak onaylayan Azad cebinden telefonunu çıkarıp fenerini açarak içeriyi kontrol etmeye ilerlemişti.

Hakan yukariyi kontrol ederken Azad da alt katı kontrol etmiş en son bahçede bir araya gelmişlerdi. Ancak ikisinin de yüzünde hayal kırıklığı vardı. İkisi de Ateş'in burada olduğunu düşünüyorlardı ve adam hala ortada yoktu. Ellerindeki son seçenekte elenmisti.

" Şimdi ne yapacağız?"

" Geri döneceğiz. Yarın polise başvuru yaparız." Yüzü asılmış bir şekilde onaylayan Azad yavaş adımlarla arabaya ilerleyip ön koltuğa oturdu.

İbneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin