Patlamanın etkisiyle oluşmuş aura mavi renkteydi.Patlamanın olduğu yer benden yaklaşık yüz metre uzaklıktaydı.Merakıma yenik düşerek oraya doğru gitmeye başladım.
Yaklaştıkça netleşen görüntüyle menekşe irislerimi sonuna kadar açmıştım.
Biri yerde baygın halde duruyordu.Daha fazla yaklaştım.Üzerinde hiç bir şey yoktu,altındaysa siyah pantolonu ve siyah kemeri vardı.
Hafif uzamış sakalı vardı.Alnının kenarından kanlar akıyordu.
Etrafıma baktığımda ise gerçek olamayacak kadar muazzam sisin içindeydim.Gözlerim tekrardan yerdeki adamı buldu.
İçimden "Tanrım, lütfen ölmemiş olsun."diyerek eğilip kalbi atıyor mu diye kontrol edecekken bileğimi acımayacak derecede saran parmaklarla irkildim.
Bileğime baktım ve sonra göz göze geldik.Alevin mavi pırıltısını andıran irisleri bana bakıyordu.Belimi kavrayıp beni kendine yakınlaştırdı.
Tanrım,çok güzel kokuyordu!
Vücudumdaki tüm kanlar sanki yanağımda toplanmıştı.Kulaklarım alev alıyormuş gibiydi.Kalbim göğüs kafesime sığamayacakmışcasına atıyordu.Geri çekilmeye çalışacakken beni daha fazla kendine çekti.
Aramızdaki mesafe o kadar yakındı ki nefeslerimiz birbirine karışıyordu.Gözlerimiz sanki kilit altındaydı.Dudaklarını dudaklarıma bastırdığı an yattığım yerden nefes nefese doğruldum.
Nefesimi normal seviyede tutmaya çalışarak etrafımı yokladım.Rüya olduğunu geçte olsa idrak edebilmiştim.O kadar gerçekçiydi ki sanki gerçekten dudağımı öpmüş gibiydi.
Uykuyla uyanıklık arasında elimi dudağıma götürdüm.Bu rüyada neydi böyle? Hayatım boyunca hiç görmediğim bu adamda kimdi?
⚡
Emma odaya girerek "Maya, kızım uyanmışsın" dedi. Gülümsedim."Günaydın Emma" ona adıyla seslenmeme bir şey söylemiyordu.Eliyle saçımı okşadı ve "Bugün Kral Hactor"un sağlık kontrolü var.Birlikte saraya gidiyoruz." dediğinde şaşırarak "Be..bende mi?!" dedim.
Emma ellerini omuzlarıma koyarak "Kral'ın durumu biraz kötüymüş,biliyorsun ki senelerdir rutin kontrollerine ben gidip geliyorum.Başkasına güvenmiyor." dedi ve ekledi. "Benimle gelmeniz gerekiyor çünkü, bir süre oradayız."
"Gelme-niz derken?Hep beraber mi?" dedigimde Emma omuzlarımdan tutup "Evet kızım.Sen,Ben ve Aria" dedi ve odadan çıktı.Kurulu düzenimin bozulmasından oldum olası hiç hoşlanmamıştım.
Emma çıktıktan sonra kendimi ılık bir duşa attım.Aklıma rüyamdaki adamın kokusu,alev mavisini andıran gözleri,hafif bronz teni gelip duruyordu.
Neler oluyor bana! Kendine gel Maya!
Duştan çıktıktan sonra uzun sarı işlemeleri olan krem rengi bir elbise giyindim.Açık kumral belime kadar inen saçlarımı arkaya doğru taradım.
Kral Hactor'un hizmeti altındaki adamlar bizi at arabasıyla almaya gelmişlerdi.
Tam o sırada David'in sesi ilişti kulağıma.
"Maya?!"
David ile göz göze geldik.Endişe dolu bakışları beni süzdü.
"Merak etme bir kaç haftaya döneriz." dediğimde kaşlarını çattı.
"Bir veda bile etmeden mi gidecektin?" dediğinde ne diyeceğimi bilemeden afalladım.
"Ben özür dilerim.Yani bende bilmiyordum.Bana da sürpriz oldu." dedim ve bana inanacağını bildiğim halde "Gerçekten." diye ekledim.
Biraz da olsa iyi görünüyordu.Yanına gidip elimi omuzuna koydum."Hem yakın arkadaşlar birbirlerine yalan söylemezler deyince gülümsedi.
"Başını belaya sokma olur mu?.Gerçi sen başını ne zaman belaya sokarsan ben yanında olurum.Her zaman ki gibi..."
"Her zamanki gibi" deyip gülümsedim ve arabaya binmeden önce bakıp el salladım.
Biraz zorlansam da arabaya binmeyi başarmıştım.Oldukça değişik bir arabaya benziyordu.Kabine benzeyen, iki basamaklı merdiveni olan bir arabaydı fakat resmen ben saraydan geldim diyordu.Arabaya binmemiz için yardımcı oldular.
Kralın sarayına varana kadar sohbet etmiştik.Kestirmeden geldiğimiz için oldukça taşlı olan yol içimi dışıma çıkarmıştı.İki saatlik yoldan sonra saraya varmıştık.Hemen arabadan inip saraya girdik.Oldukça büyük olan bu saray aynı zamanda muhteşem görünüyordu.
Yürürken Emma telaşla"Çantam?. Çantam arabada kalmış." dedi."Ben getiririm Emma telaş yapma" dedim.Hızlı adımlarla arabaya gidip çantayı aldım.Emma ile Aria'ya yetişmek için koşturunca bir yere çarpıp düştüm.
Elimdeki çantada düşerek ilaçların şişeleri kırıldı.Canımın acımasına aldırmadan şişelerin tuzla buz olmuş vaziyette yerde duran şişelere baktım.
Daha sonra gözlerim yanımda duran ayakkabılara kaydı.Siyah ve parlak ayakkabılardan, siyah kumaş pantolona,siyah kemere, siyah gömleğe ve ardından bir çift gözle çakıştı gözlerim.
Anlık bir şokla irkildim.
Bu o! Rüyamda ki adam!...
⚡ Bölüm sonu⚡
En sevdiğiniz kısım neresiydi?
Bölümü beğendiyseniz Vote atmayı unutmayın ☺️🤭❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öylesine...
General FictionKitap tarafıma aittir! Çalınması yada kopyalanması durumunda yasal işlemler başlatılacaktır.! Hayat denilen kavram o kadar karmasik ki bunu kelimelerle anlatmak yetmez. Mesela ben. Hayat bana o kadar cok çelme taktı ki her düşüşüm çok daha sert ol...