-3iq metin ile geldim, şimdiden özür dilerim 💇🔪
30 Aralık - Jimin'in ağzından♧
Her zamankinden farklı olarak yeni yıl için evde herkes bir yere koşup duruyordu, dışarıda hava kalın giyinebilecek kadar soğuktu ve sokaklarda ki insanlar saatinde eve yetişmek için öldürücü soğuk ile yarışıyordu.
"Jimin hayatım buraya gelir misin?" bakışlarımı camdan çekip kapı girişine döndüm. Annem, elinde ki hediye paketini bana doğru uzatıyordu, gülümseyerek elinde ki paketi aldım ve çalışma masasının üstüne koydum.
"Teşekkür ederim anneciğim" kollarımı etrafına sardım, o da vakit kaybetmeden sarılmama karşılık verdi. "Arkadaşların nerede kaldı bebeğim?" bedenimi geri çektim, "Sanırım geldiler?"
Alt kattan gelen kapı zilinin sesi ile heyecanlanmama engel olamadan medivenlerden ikişer adım atlayarak kapının önüne geldim, açıp içeri geçmeleri için kenara çekildim. Soğuktan kırmızılaşmış yanakları ile tatlı sevgilim ve titreyen iki arkadaşım hemen içeri girmişlerdi. "Sonunda geldiniz." kollarımın Taehyung'un etrafına sardım, kendime çekip dudaklarına uzun denilebilecek bir öpücük bıraktım.
"Iyy gözümüzün önünde yapmayın bari, kusacağım şimdi!" gözlerimi devirip Jungkook'un koluna hafifçe vurdum, "Yugyeom yok mu? Efendi hallerin gittiğine göre gelmemiş." başını salladı, "hızlı ilerlediğimizi ve zaman istediğini söyledi." omuz silkti.
"Ben diyorum sana, erkek mi yok diye? Yugyeom'da ne buluyorsan artık." Bu sefer Jin hyung karşı koltukta Jungkook'a laf atmıştı, onlar kendi aralarında tartışmaya devam ederken Taehyung, sırtını göğsüme yasayarak ellerimi tuttu, "Seni ne kadar özlediğimi tahmin edemezsin." başımı ona doğru çevirip parmaklarımı kenetlendim, sıkıca "Özür dilerim sevgilim, seni bekletmek istemezdim."
Akrabalarım bizi ziyarete geldiği için Taehyung ile -bana uzun gelen- birkaç gün görüşrmemiştik, onu haddinden fazla özlediğimi kabul etmeliyim.. "Özrünü farklı bir şekilde dileyebilirsin." Aramızda ki yakınlığı kapatıp dudaklarıma kapandı, ortamın sıcaklığı yüzünden terleyecek gibi hissediyordum
"Jimin!" bedenimi geri çekip salonun girişine döndüm, babam elinde ki hediye paketini sıkı sıkı tutuyordu, içimden küfür ederken ayağa kalkıp ne yapacağımı bilmeyerek hafif adımlarla ona doğru yürüdüm. Jungkook ile Jin'de, babamın sesi ile susmuşlardı.
Babamın karşısında duruyordum, arkamda ise Taehyung, elimi sıkı sıkı tutuyordu, sanki hiç bırakmayacakmış gibi. Kimse bir şey demediği için ortamda garip bir sessizlik olmuştu, annemde üst yanımıza geldi.
"Bay Park lütfen kızmayın, sizin oğlunuz ile bir ilişki içerisindeyim. Umarım çocuğunuzun cinsel yönü yüzünden bizi ayırmak istemezsiniz, biz birbirimizi çok denecek kadar seviyoruz. Eğer ayrıl derseniz ayrılmam, çünkü ona bağlandım bir kere, bizi ayırmak isterseniz yapmayın lütfen." Herkes yüzünden belli olan büyük şaşkınlıkla Taehyung'a bakıyordu,
Ondan cesaret aldıp boğazımı temizledim ve babama döndüm, "Bugünden sonra konuşsak olmaz mı? Tadımız kaçmasın baba." Annemde, uyarıcı bakışlar ile babama yaklaştı, "Doğru söylüyorlar, sonra konuşuruz hayatım."
"Bende gayim, bu normal bir durum. İnsanları cinsel yönleri ile yargulamazsınız umarım Bay Park." Jungkook söze girmişti bu sefer, ayağa kalkıp bizim arkamızda durdu.
Babam en sonunda şaşkınlığı üstünden atmış olacak ki "Ben... ne desem bilemiyorum. Çok kızgınım." Elini kaldırdı, "Sana çok kızgınım oğlum ama en çok kendime." Beni kendine çekip kollarını etrafıma sardı, dolmuş gözlerim ile ona karşılık verdim. Bende kendime kızgındım, ona güvenmediğim için. Ondan saklamamam gerekirdi..
"Siz çocuklar beni fazla hafife alıyorsunuz, daha babanı tanıyamamışsın oğlum." "Özür dilerim baba, çok üzgünüm."
Daha sonra Annem, Taehyung, Jungkook ve Jin hyung da sarılmamıza katıldı. Sanırım hayatımda ki en duygusal gündü..
Saatler birbirini kovaladı, yemeklerinizi yedik, hediyelerimizi birbirimize verdi, eğlendik, sohbet ettik, oyun oynadık. Şimdi ise koltukta oturup tatlılarımızı yiyor, bir yandan da yeniden sohbet ediyorduk.
"Yani siz iki aydır sevgili misiniz?" babam küçük dilini yutacak gibi görünüyordu, ondan gizlediğimiz ne varsa ortaya anlatmaya başladık, "hı-hı lütfen kızma."
İçten olan bir gülümseme kondurdu yüzüne, "Nasıl kızmam? Yıllardır senin babanım fakat senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum! Üzgünüm Jimin, gözümü açtığın için de teşekkürler." dayanamayıp gülümsedim ve elini eline kenetlendim.
"Bay Park Jimin ile üç çocuk yapmayı düşünüyoruz, sizce kaç çocuk yapalım?" Taehyung'un cümlesi ile herkes cümlenin saçmalığına gülerken babam yeniden konuştu, "En az 5 torun istiyorum Tae oğlum."
"Ahh bu benim için çok acılı geçecek desenize" Elimi Taehyung'un omzuna atıp kendime çevirdim ve dudaklarından kısa bir öpücük aldım. Jungkook bu yaptığıma yine dayanamamış "Öğğk kusacağım şimdi." demişti.
Jin hyung ise yandan, "Şu ortamı bozmasana, sonra dalgamızı geçeriz Jungkook." dedi. Taehyung ile gözlerimizi devirdik, babam ile annem ise bu dediğine gülmüştü.
"Hadi herkes yataklara geçsin, saat geç olmuş." annemin bu cümlesi yüzünden salonda yuhlamalar oluştu, "Bayan Park saat on, bu saatte tavuk bile uyumaz. Lütfen izin verin, eğlenelim." "Evet anne, siz yatın isterseniz."
"Biz neden yatıyormuşuz? Sizden neyimiz eksik ki, ruhumuz genç hala, bizde sizinle eğleneceğiz." tüm bakışlar babama dönünce "Şey, belki o kadar genç ruhlu değilizdir. Hadi hanım gidelim."
Salonda yeniden gülüşme sesleri çoğaldı, en özel yılın son kutlaması olduğuna emindim, arkadaşlarım, sevgilim ve beni, ben olduğum için seven canım ailem. Daha ne isteyebilirim ki?
#ağlamak böyle bir şey yazmak çok zor olmasa da umarım istediğim duyguyu aktarabilmişimdir...
homofobik gibi kötü bir şeyin kurgum da yer almasını istemem, herkesin umut dolu olmaya ihtiyacı var.
Mutlu yıllar, kendinizi sevin♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
thank you next, vmin
Teen Fictionsizin aranızı yapmak zorunda mıyım ben amına koyayım? vmin yugykook 11 11 2020