22.bölüm #metin
"Bunun işe yarayacağına eminsin değil mi? Götüm donmaya başladı benim!"
Olduğum yere biraz daha sinerek sağ tarafımda ki arkadaşıma yan yan baktım.
"Kesinlikle eminim."
Diyeceksiniz şimdi, ben anlamadım. En baştan alıyorum olayı. Bu sabah güzellik uykumdan uyandığım gibi soluğu Jungkook'un evinin önünde almıştım.
Uyandığımda Jimin'in yanımda olmamasını ilk başta umursamamıştım. Aramalarıma cevap vermediği zaman mesaj attım fakat ondanda bir şey olmamıştı. Bende kendime geldiğim gibi Jungkook'un kapısına dayandım.
Çok sevgili arkadaşım benim, bir güzel yatıştırıp geri eve yollamıştı beni. Bir yarım saat sonra Jimin, üstü başı dağınık, kir içinde eve geldi.
Neden bu halde olduğunu sorduğumda kasabada dağdan inen vahşi hayvanlar ile karşılaştığını söyledi. İçimde kötü bir hiç vardı o an, inanmamıştım sevgilime.
Şimdi ise gecenin bir vakti Jimin'in arkamızdan gizli saklı neden iş çevirdiğini öğrenmeye çalışıyorduk Jungkook ile beraber.
İlk önerdiğim de saçmalama gibi şeyler söylesene sonunda ikna etmiştim onu da.
"Taehyung, bir şey yaptığı yok!" diyerek isyan etti arkadaşım.
Göz devirip, "Hareketleri çok tuhaftı diyorum, kime diyorum?" dedim. Fısıldaşarak konuşmak çok zor sinirliyseniz. Kesik kesik nefes alarak sevgilimi izlemeye devam ettim, arkadaşım da benim gibi önüne döndü.
Kitapçının önünden gidip yan dükkanda ki çiçekçiye girmesiyle dikkatim dağıldı. Neden oraya girmişti ki? Çiçeklerden hoşlanmazdım ben.
"Tanrım, orada ne işi var bu adamın!"
"Belki sana çiçek almak istemiştir canım arkadaşım benim, boşuna gelmişizdir belki."
Yüzüne sinirli sinirli baktım birkaç saniye, "Gerizekalı! Çiçek sevmiyorum ben."
Çiçekçi'den de çıkmamıştı hâlâ, kendime engel olamayarak ayağa kalkıp saklandığımız yerden çıktım. Jungkook'a bir şey demeden dükkana girdim.
Sıcak ortamı iliklerime kadar hissederken etrafa bakarak içeri doğru yürüdüm. Kimse ortalıkta yoktu.
Telefoumu çıkarıp sevgilimi arayıp beklemeye başladım. Hiçbir ses yoktu şimdi. İki dakika da nereye gitmişti bu çocuk?
Jungkook'ta dükkana girmişti, etrafı incelemeye başladık. Çok büyük bir yer değildi fakat ortamı acayip sıcak geliyordu. Hava bakımından değil, rahat hissettiriyordu sadece.
"Gmtünden ter akıyor amına koyayım."
Sonlara doğru yükselen sesim ile koridora girip üst kata giden merdivenleri çıktım. Kendi evimmiş gibi rahat hareket etmem sinirlerimi bozmuştu.
Karşıma çıkan kapıyı hiç düşünmeden açıp içeri girdim, saygı denen bir şeyde kalmamış bende.
"Taehyung, orada ne duruyorsu- ah!
Ani durmam ile sırtıma çarpan arkadaşımın dediğini es geçerek içeriye göz attım. Jimin'i bulmasına bulmuştuk, hatta kiminle olduğunu da gördük.
"Taehyung?"
"Jungkook?"
Şaşkın şaşkın kapıya bakan Jimin ile Yugyeom'a iri gözlerim ile bakıyordum, ikisi neden gecenin bir vakti gizli gizli böyle bir yerde buluşmuştu ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
thank you next, vmin
Teen Fictionsizin aranızı yapmak zorunda mıyım ben amına koyayım? vmin yugykook 11 11 2020