crying for rain

872 58 7
                                    

26.bölüm #metin

"Ellerin geçsin tenimin üstünden!!" Jin elinde ki içki kutusundan bir yudum daha alarak masaya koydu. Diğer içki kutusuna giderken elini tuttum.

"Deli misin sen hyung? Bu kaçıncı şişen, içmiyorsun daha fazla." deyip "Sende daha fazla içmiyorsun Jungkook." dedim.

Üç genç eğlence olsun diye ufak bir parti verelim demiştik, aslında ben pek istekli değildim ki hâlâ değilim arkadaşlarıma bakmak adına yavaş yavaş içiyordum.

Jin'i anlıyordum, platonik olduğu çocuk ile işleri yolunda gitmemişti. Jungkook'un ise hiçbir derdi yoktu, Yugyeom ile araları çok iyiydi ve iyi anlaşıyorlardı. Japonya gezisinden sonra daha da gerçek bir çift olmuşlardı.

Biz ise Jimin ile yine aynıydık. Her insan zamanla değişirdi fakat biz hiç değişmemiştik onunla.

"Taehyung..." diyerek ayağa kalkmaya çalıştı Jin. "Kusacağım sanırım, midem bulanıyor amına koyayım." Sinirle iç çekerek yanına gidip tuvalete soktum Jin hyung'u. Benim evimde olmasaydık umurumda olmazdı.

Jin hyung'u tuvalette bırakıp tekrar oturma odasına geçtim, ne kadar da hayırlı bir arkadaşım!

Jungkook kucağında ki yastığı daha da sarıp "Yugyeom nerede? Sevgilimi özledim ben!" dedi. Bu yaptığına gözlerimi devirdim. Biri deli değildi ki anasını satayım hepsi kaçıktı.

Tam ağzımı açıp bir şey diyeceğim zaman telefonum çalmaya başlamıştı. Elimi cebime atıp telefonumu açtım. Jimin arıyordu.

"Efendim sevgilim?" dedim.

Karşıdan bir kaç hışırtı gelirken, "Evinde misin bebeğim? Oraya geliyorum." dedi.

Oflayarak iç çektim.

"Gelsen iyi olur, bu iki salak ile başa çıkamıyorum ben."

Karşı hattan gülme sesleri gelirken, "Benim çocuğum fazla sorun çıkarmamıştır umarım." dedi Yugyeom. Onun sesini duyduğum gibi Jungkook'a baktım. Ağlamaklı bir şeyler mırıldanıyordu, görende bir sıkıntısı var sanar amk.

"Çok. Bir an önce gel de al başımdan çocuğunu." deyip odada ki boş içki kutularını toplamaya başladım. Karşı hattan bir ses gelmeyince ekrana baktım. Yüzüme kapatmıştı şerefsiz.

Etrafı temizleyip çöpü dışarı çıkardım, içeri tekrar girerken Jungkook'un koltuğa sızdığını görüp bu halini fotoğraf çektim. Gerizekalı çocuk ya.

Aklıma Jin hyung gelirken koşar adımlarla tuvalete gittim. Yerde sızmış bir şekilde uzanıyordu. Onu kolundan tutup ağırlığını üstüme verecek şekilde ayağa kaldırıp misafir odasına götürdüm, yatağa yatırıp odadan çıktım.

Çalan kapı ile alt kata inip kapıyı açtım, "Sonunda geldiniz, ölüm çıktı."

Bu dediğime gülerlerken Yugyeom içeri geçti, Jimin'de yanağımdan makas alıp dudağıma bir öpücük bıraktı. "Yugyeom ilgilenir onlarla, gel biz senin odana geçip dinlenelim."

Bu dediğine başımı sallayıp kapıyı kapattım. Kolumdan tutup odama yürüdü, odaya girdiğimiz zaman birkaç saniye durup yüzüme baktı. Tek kaşımı kaldırıp 'ne var?' dercesine baktım.

Yatağa yürürken sırtımdan hafifçe itip yüz üstü yatağa düşmemi sağladı. "Aşkım ne yapıyorsun amına koyayım." deyip ona döndüm. Bana garip bir şekilde bakarken üstünde ki tişörtü çıkardı.

thank you next, vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin