''Rojda,kızım Nefes in karnı açmı?''
''Evet anne, sütü ısınmıştır getiriyorum''
Mutfağa doğru yol alırken. pencereden Mahzen i gördüm. Bahçedeki sallanan koltuğa oturmuş, havuza bakarak bişeyler düşünüyordu. gözleri ağlamaktan kan çanağı olmuştu ve hastanede saçlarını yolduğu için saçları kabarmıştı. Hastaneye nazaran burada oldukça sakindi doğrusu beni korkutanda bu sakinliğiydi. elinde bi fotoğraf albümü vardı. Sabah annesinin öldüğü gerçeğini öğrenmişti. Biz bu habere bile razıyken, anlamıyorum neden şimdi bu kadar yıkıldı? Hayatında ilk defa beni yanında istemedi. ilk kez acısını içinde yaşamak istedi. ama neden?? anlayamıyorum. Olsun yinede gidecektim yanına. Ocaktaki ılık sütü alıp biberona koydum. salona doğru yürüdüm Aynur Hanım Nefesle oynuyordu. Güzel kızıma bi öpücük attım oda anlamışçasına tebessüm etti. Ovv annesinin bitanesi
''anne sen içirirmisin ben bi Mahzen e bakayım''
Kafasını sallayan Aynur Hanıma biberonu verip bahçeye gittim. Mahzen e biraz daha yaklaştığımda duruşunu hiç bozmadığını fark ettim umutsuzca havuza bakıyordu. Kan çanağı gözleri ve kabarık saçlarını biraz daha net ve yakından görmek kalbimi burkmuştu. Karşısına dikildim.
''konuşmak istiyorum'' dedim emin çıktığına inandığım sesimle.
1-2-3-4
Yüzüme baktı bi kaç saniye
Mahzenden devam
Ayağımı yere sabitleyip belli bi ritim tutturarak sallanıyordum, belkide sallanmıyordum onu bile hissetmiyorum. Kalbim duygularım o kadar hissizleştiki... fakat yok oldu anlamında değil sanki çok kullanımdan tükenmiş gibi. Yorulmuş gibi. İçimden bağıra bağıra ağlamak geliyor neden yapamıyorum? saatlerdir bu sallanan koltukta oturuyorum. Kimseyle konuşmak istemiyorum. Güya yalnız kalmak istiyorum dedim. Demir buraya oturduğumdan beri odamızın penceresinden beni izliyor. Rojda ise her fırsatta yanıma geliyor. Sadece nefes almaya ihtiyacım var.tek başıma. iliklerime kadar acımı hissetsem yeter.
Ve yine geldi
''konuşmak istiyorum''
Kafamı kaldırdım, yüzüne bi kaç saniye baktım. Neden bu kadar üzgündiki? Ben annemin ölümü için bu halde değildimki. Pekala da biliyordu bu sebebin beni üzmeyeceğini. biz günlerce mezarlıklarda aramıştık ailemizi. Beni üzen, Annem in hayatı boyunca hiç mutlu olamamasıydı... yine kallbim burkuldu bu gerçekle. bugüne kadar benim için aile herşeydi. Yani aile hayatı, hayat yapan unsurdu. Ama ilk kez keşke annemin bi anne babası olmasaymış diye düşündüm. Çünkü babası sevdiği adamla ayırmıştı, çocuğunu elinden amıştı. Belki bi babası olmasaydı? ne biliyim belki daha farklı olurdu. Benim hayatım bile çalınmıştı. Annemin ailesi, ailesini elinden almıştı. Resmen benim teorim çürümüştü. 'Aile önemli bi kavramdır!!!' diyen Mahzen yerle birdi. Şimdi, aile önemlimiydi? değilmiydi? Kafamın içinde binlerce nöron aralarında anket yapıp sanki tartışıyorlardı, önemli konuyu. Bu 'tavukmu yumurtadan çıkar? yoksa yumurtamı tavuktan çıkar?' sorusu kadar karıtırıştırıyodu kafamı.
Elimdeki tek cevap annem.ölecek.kadar.özlem.çekmişti.
Bu acı gerçek birkez daha oturdu içime beni özlediği için babamı özlediği için verem olmuştu.
''hadi ama, benim ben. Kardeşin! ben bi sıkıntım varken ben böylemi yapıyorum?''
Rojda hala burdamıydı ya. Belki bi kaç şey söylemek isterdim ama sanki ağzıma kilit vurulmuş gibiydi. Konuşacak kadar bile gücüm yoktu. Ama o benim kardeşimdi kendimi zorlayıp kafamda kurduğum onlarca cümleden özenle birini seçip sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'a Giden Töre
Художественная прозаDoğuştan kırık kanatlarim var benim. Onun kanatlarının üzerinde özgürlüğü tanıdım, beni kanatlardan atmayı tercih etti. Benim için ölenleri asla geri getiremem. Kimseyi benim için ölümede terk edemem. Kalbim kırıla kırıla vazgeçmek zorundaydım ben...