~Yorum yapmayı unutmayın~
~İyi okumalar~The older I get, I feel like I'm always tryna save time
Talkin' to the voices in my head, they make me think twice
Tellin' me it doesn't mean it's wrong because it feels right
I'm scared that one day I wake up and wonder where the time go-NF
8.
Ellerimi yanaklarına çıkardım ve yanaklarının tombullaşmasına güldüm bir süre.
"Böyle de tatlı oldun. Çirkin olman gerekiyordu."
Balık dudaklarına benzeyen dudaklarıyla konuştu.
"Çirkin mi? Bu ikimiz içinde geçerli değil bence."
Kafamı salladım hızlıca.
"Evet, biliyorum."
Ellerimi çekti ve derin bir nefes alıp konuştu.
"Biz şu an neredeyiz, Taehyung?"
Anlamaya çalışarak etrafa baktım.
"NamJin'in barı?"
Aldığı ikinci derin nefesi geri bıraktı. Gülümsedi hafifçe.
"O kadar sarhoşsun ki nerede olduğunu bile kavrayamıyorsun. Evinin önündeyiz, Taehyung."
Daha net görmek ister gibi gözlerimi açabildiğim kadar geniş açtım. Gördüklerim boştu. Hiçbir şey yokmuş gibi.
"Ve şu an saat sabah 4."
Umursamazca gözlerimi devirdim.
"Eee?"
Ellerimi dizlerimin üzerine bırakıp kendi kapısını açtı ve indi arabadan. Kapımı açtı ve kolumdan tutarak dikkatlice indirdi beni de.
"Yani şimdi gitmen gerekiyor."
Somurttum ve inkâr ettim hemen.
"Neden gitmem gereksin ki? Çocuk muyum ben? Seninle kalmak istiyorum."
Burukça güldü ve kafasını iki yana salladı.
"Olmaz. Sarhoşken seni evime falan alamam. Hem benim aklım da o kadar net değil."
Dizlerimin altından kolunu geçirip ayaklarımı yerden kesti. Arabanın kapısını diziyle kapattı ve yavaş adımlarla ilerledi.
"Neyden korktuğunu anlamadım."
Düşünür gibi baktı ve derin bir nefes aldı yeniden.
"Aklım yerinde değilken yanımda olursan kendimi kaybedebilirim ki bunu sende sarhoşken yapmak istemiyorum."
Gülümsedim memnuniyetle. Sesli gülüşüm ağzımdan kaçtığında asansöre biniyorduk.
"Neye gülüyorsun demeyeceğim. Şu an zaten gülmek için bir nedene ihtiyacın yok."
O da seslice kıkırdadı ve serçe parmağıyla düğmeye bastı. Asansör kapısı bir süre sonra açıldı ve Jungkook sessizce adımladı.
Dairenin kapısının önünde durdu ve ayaklarımı yere basmamı sağlayarak kollarından indirdi. Saçlarımı okşadı ve öptü nazikçe.
Zili çaldı ve koşuşturma seslerinden sonra kapı hızla açıldı. Taejin bakışlarını üzerimde gezdirip Jungkook'a getirdi. Olması gerekenin aksine sinirli durmuyordu.
"Teşekkürler, Jungkook."
Eğildi ve botlarımın bağcıklarını çözdü hızlıca. Botları ayaklarımdan çıkardı ve kolumdan tutup dikkatlice eve girmemi sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çoban Yıldızı
Fanfiction❝Tanrımı buldum, anne. O beni merhameti ve sözleriyle kutsadı. Acı hiç bu kadar özel, tanrı kelimesi ise hiç bu kadar anlamlı gelmemişti kulağa.❞ ☯ Top!kook Tür: Dram, romantizm. Dipnot: Evet arkadaşlar, kötü son.