2. |Zaman kısıtlı|

218 34 48
                                    

~Yorum yapmayı unutmayın~
~İyi okumalar~

I just need some time,
I'm tryna think straight.
I just need a moment,
In my own space.
Ask me how I'm doin',
I'll say "okay" yeah.
But ain't that what we all say?

-NF ~ If you want love

2.

Yumuşak pikeyi üstümden itip yatakta doğruldum. Terliklerimi ayağıma geçirip yavaş adımlarla kapıya doğru ilerlerken aynada gördüğüm yansımamla durdum.

Kolumdaki ve bacaklarımda ki kızarıklıklara ve küçük morluklara baktım şaşkınlıkla. Bir şeye alerjim olmalıydı kesinlikle. Çünkü kızarıklıkların normal olmadıkları açıkça belliydi.

Çekmeceye ulaşıp Taejin'in sürmem için verdiği tahriş kremini yavaşça sürmeye başladım. Kollarıma sürmeyi bitirdiğimde şortumu biraz daha yukarı çekerek bacağımı kendime yaklaştırdım.

Yavaşça açılan kapıyla sabah bile olsa kasları ve yakışıklılığıyla dikkat çeken Taejin içeri girdi. Kremi sürdüğümü görüp şakadan yamuk yamuk koşarak yanıma geldi.

"Seni özürlü yürüyüşümle uyandırmaya gelmiştim ama çoktan uyanmışsın."

Hızla elimdeki kremi alıp işaret parmağına azıcık sıkarak bacaklarımdaki kızarıklıklara sürdü.

"Hayır, neye alerjin var o bile belli değil. Benim seninle ilgilendiğim kadar kendinle ilgilensen anlayacağız ama bir türlü yapma sen. Koku da koku. Hayır bir
şey varsa bana söylemen yeterli diyorum. Sen yine dinlemiyorsun. Seninle ne yapacağımı şaşırdım gerçekten!"

Yakına yakına beni bana şikayet ettiğinde bıkkınlıkla derin bir nefes aldım. Konuşmama izin verse bi yeri mi kopardı sanki?

"Kendimle yeterince ilgileniyorum. Sen hiç benim kadar güzel bir adam gördün mü? Ha?"

Bana onaylayarak baktı ve başını salladı. Parmakları tenimde gezinmeyi bitirip işini bitirdiğinde bir anda yere çöküp kafasını yere koydu.

"Bağışlayın, güzellik abidesi! Büyük günah işledim!"

Kahkahalarıma karşı koymadan yatakta bir o yana bi bu yana devrildiğimde hayattan vazgeçmiş gibi ayaklanıp bağırdı.

"Kahvaltı hazır, haşmetli! Keyfiniz isterse gelin de bir şeyler yiyin!"

Gülmeye devam ederken kapıdan çıktı. Bende nihayet rahat bir nefes alabildiğim de ayaklandım. Üstümü giyinip onların yanına, masaya döndüm.

Beyaz tabaktaki çoğu şeyi hızla yerken tabakta daha önce fark etmediğim kırmızı noktayı takmadım. Yanına bir tane daha düştüğünde refleksle burnumu kapattım.

Elime gelen ıslaklıkla Taejin de bunu fark edip kolumdan beni kaldırarak lavaboya doğru götürdü. Yıkamam için beni yalnız bıraktığında artık bir hastane randevusu almam gerektiğine emindim. Kızarıklıklar yeni değildi ama ilk defa burnum kanıyordu.


***


Büyük ve aydınlık binanın kapısından girerken gözlerimi etrafımda dolaştırdım. Birbirinden farklı insanlar aynı ortamda konuşup eğleniyorlardı. Rektörlüğü ararken köşede ayakta dikilen O'nu gördüğümde kalbim yine beni zor duruma düşürerek hızlanmıştı.

Çoban Yıldızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin