14.|Kaybettin|

70 14 51
                                    

~Yorum yapmayı unutmayın~
~İyi okumalar~


But I know
That there's gotta be somebody out there
There's gotta be somebody somewhere
Who needs company
And it's comforting to know
I can't be the only one
Who's lonely tonight
No, I can't be the only

-NF & Sasha Sloan

14.

Arkamdaki parkelerin oynamasıyla donakaldım. Fark ediliyordu, arkamda birinin olduğu. Bedenimi saran korku hareket etmemi engelliyordu. Sonra konuştu, şaşkınlık ve acı barındıran kısık sesiyle.

"O, sensin. Sen öldürdün."

Sesinin yumuşak dokusu kulaklarıma dolduğunda ayağa kalkabildim. Arkama doğru döndüğümde zaten sesinden ve kokusundan tanıdığım onu gördüm.

Jungkook'un gözleri, pişmanlıkla dolup taşıyordu.

"Sen o çocuksun."

Köşeye sıkıştığımın farkındaydım ama o, bunu nasıl bilebilirdi ki?

"Neyden bahsediyorsun sen? Ayrıca senin burada ne işin var?"

Gözleri kızarmıştı ve doluydu. Dokunsam ağlayacak gibi.

"Hepsini sen öldürdün. H-hemde hepsini."

Kafasını ellerinin arasına koyup derin nefesler almaya başladığında çok çaresiz görünüyordu. Onu bu kadar güçsüz ve çaresiz görmek son kalan gücümü de alıp götürmüştü sanki.

Ve benden bahsediyor, yıllar öncesinden.

"Ne dediğini anlamıyorum Jungkook."

Kafasını kaldırdı ve sert bakışlarıyla bağırdı bir anda.

"Bana yalan söyleme! Yalan söyleme artık!"

Yanımızda kim olsa fark ederdi, onun varlığının üzerimdeki baskısını.

"Madem sen değilsin, neden buradasın o zaman?! Neden benim evimdesin?!"

Nefesim kesildi anında. Gözlerimi kapattım sertçe. Hayır.

"Senin evin mi?"

Gözlerinden akan yaşlar yerini sinire ve daha çok pişmanlığa bırakıyordu. Telefonum uzun süre titrediğinde ona bakmadan eğildim ve telefonu yerden aldım.

"Bugün Sarı'da kal. Sana haber vereceğim, bu yüzden lütfen bu sefer sözümü dinle."

Titreyen ellerim Taejin'in mesajını okumamı zorlaştırsa da okuduğumda bir şeyler olduğunu fark etmiştim. Yine sesi kulaklarıma ulaştı ama bu sefer daha sakindi.

"Abimi de öldürdün."

Şaşkınlık ve korkuyla kafamı kaldırdım ve ona baktım.

"Bunu bana sen söyledin, kolumu okşayıp saçlarımdan öpmeden önce. Hastane yatağında uyuyormuş gibi yaparken."

Göz yaşlarım yanaklarımdan süzüldü ve dudağımın kenarından boynuma doğru kaydı.

"Ben, kolumda serumla senin ayakkabılarını çıkarıp üzerini güzelce örttükten sonra. Sen üşüme diye."

Hepsini duydu. Ona doğru bir adım attığımda geri çekildi ve konuştum sessizce.

"İsteyerek olmadı, Jungkook. Yemin ederim bilerek yapmadım. Kazaydı."

Çoban Yıldızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin