Jeongyeon'un anlatımından;"Gel bakayım sen buraya."
Ortada iş yapmış gibi gözükmek için kıvırtarak gezinen Jungkook'un koluna yapışıp kasa arkasına çektiğim. Yanaklarındaki iki koca şişliği gördüğümde gözlerimi devirdim. Ne ara aldığını anlamadığım muffinin hepsini ağzına sığdırmış, kesin kekler ve çeşit çeşit pastalarla dolu bu yerde onunkini elinden alacağımı sanmıştı. Cidden salaktı bu çocuk, tatlı bir salak... ama her neyse bir saatten beri onu tenhada sıkıştırmak için beklememin nedeni muffin değildi--ki ben onun gibi aldığım kalorileri hemen yakamıyordum maalesef. Hayvan gibi yiyip sporun da anasını ağlatıyordu.
Bak şimdi... bunu düşünerek sinirimi daha çok bozmuştum.
Ben iç muhasebemi yaparken Jungkook da elimden kurtulup ağzı dolu olduğu için kaşlarını çattı ve anlamsız sesler çıkardı. Onu neden sürüklediğimi sormuştu büyük ihtimalle.
"Siz Jin hyung ile hayırdır? Ne karıştırıyorsunuz?"
Ellerim direkt hesap sorarcasına belimi bulduğunda, ağzındakini zar zor yutkundu ve tek kaşını kaldırdı. "Ne gonuda abla?"
Koluna geçirirken aval aval bakan suratına çoktan gülmeye başlamıştım. "Yapma şu taklidi gerizekalı," Ama daha sonra kısa kesip yanaklarımı dişledim. Şu an odaklanmam gerekiyordu. "Senin için de zor biliyorum ama gevşekliği bir dakikalığına bırak. Gülünce dikkatim dağılıyor."
Kaşları aniden havaya kalkıp demek öyle bakışlarından attığında bu sefer ellerini beline koyan o oldu. "Jimin hyung da gülünce göremiyormuş. Siz ne kadar uyumlu bir çiftsiniz öyle..."
Ben belinin benimki kadar ince olup olmadığını düşünürken söyledikleri ile duraksadım. "Çift mi?" Öğürür gibi yaparken kasaya arkamı dönerek yaslandım. "Biz başıboş gezen çoraplar mıyız ki eşleşelim?"
Şimdi dediğim size saçma gelebilirdi fakat ikili ilişkilerin tümüne bakış açım bundan ibaretti. Bu yüzden Jin'le tanıştıktan sonra hemen üçlü olabilmek adına yeni bir üye arayışlarına girmiş ve benimle aynı sınıftaki zeki gibi duran, 10/10 görünümünde ama bizim gibi garip olan Jungkook'u gözüme kestirmiştim. Neyseki ilk tanışmamızda bile yüzümü karartmamış ve bizden daha da garip bir şapşal olduğunu kanıtlamıştı.
"Çorap mı?"
Söylediğime inanamadı ve yüzüme ciddi misin dercesine baktı. Benden de o biçim ciddiyim yanıtını yakaladığında yüzü bir gevşedi, bir rahatladı... Tuhaf bir aydınlanma oldu çocukta. "Kıza çift deyince ilk tepkisi çorap oldu ya la. Ama ben hyunga dedim, gerek yok bu kadar zahmete bizim Jiyeon'dan lovesick girl olmaz dedim."
Jungkook kendi kendine ermiş insanlar gibi tespitimle dalga geçerken başımı iki yana sallayıp derin bir nefes verdim. Bu iki salak Allah bilir kafalarında ne kurmuş ve oynamışlardı. Hatta pardon! Bu sefer kadroya yeni oyuncular da sokmuşlardı.
Jimin'in bütün arkadaşları şu an kafenin üst katında, kullanıma açılmayan kısımdaydı.
"Az kaldı elimin tersiyle geçireceğim." Birbirine bastırdığım dişlerimin arasında konuşurken aniden Jungkook'un üzerine yürüyerek kasa ile aramda sıkıştırdım. Kenarda süs için kullanılan kürdanı elime alıp suratına tuttuğumda gidecek yeri kalmadığı için başını geriye attı ve bu normalde belli olmayan gıdığının ortaya çıkmasına neden oldu. Gülmemeliydim.
"Son defa soruyorum, Jeongguk. Jin oppa bu saçma sapan etkinliği neden hazırladı? Altında ne gibi bir hain plan yatıyor?"
"Aaaa ne fısıldaşıyorsunuz orada bal peteğim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
faulty chick | Jimin
Fanfictiontamamlandı • İlham perileriyle savaşmayı uzun zaman önce bırakan Jeongyeon, sıradan hayatına renk gelsin diye zihnindeki karaktere uygun bir 'faceclaim' aramaktadır. Arkadaşlarının izinden giderek Twitter mecrasına atılır ve bir anda karşısına, göky...