Sınırın dolduğu gün bölüm atmak da ne bileyim...
biraz şov bence ;)***
Jimin'in anlatımından;
''Neredesin yavru?''
Tae'nin gevşek sesini duyduğumda gözlerimi devirdim. Otobüsteki kalabalığın arasından zar zor sıyrılıp kendimi durağa attığım yetmiyormuş gibi bir de bunun aramasını yanıtlamak için elimi pantolonuma götürmüş ve bir teyze tarafından son anda tacizle suçlanmıştım. Fakirin yüzü mü gülür? diye ağıt yakmama da az kalmıştı.
''Yavru ne ayı? Kaldırımda içerken geçene laf mı atıyorsun? Bir de senin gibiler varken bizi tacizci bilirler. Tamam, dolgun dudaklarım, sıkı kalçam ve dayanılmaz olan yakışıklılığım insanları zor durumda bırakıyor olabilir. Ama kazanovalığın da bir adabı var teyzecim.''
''Kim küstürdü seni... kim küstürdü?''
Taehyung yine motora bağladığımı fark edip sesini incelterek takılmaya başladığında sesli bir nefes verdim. Sinirlendiğimin farkındaydı, ''Tamam biraderim, bundan sonra sana hep birader derim.'' diyerek güya şu an huyuma gitmeye çalışıyordu. ''Neredesin biLaderim?''
Ama gittiği yol bok yoluydu?
Köşeyi dönüp kaldırıma çıkarken, ''Benim bir ismim var, Taehyung'cuğum?'' diyerek ona geri pas verdiğimde, beklediğim gibi öğürtü sesi duydum. İsminin yanına gelen bu ek onu çıldırtmaya yetiyordu. Lisedeyken Kore Edebiyatı dersine giren hoca sürekli şiirleri Tae'ye okutur ve her tahtaya kaldırdığında da ismini bu şekilde telaffuz ederdi.
''Bir bitmediniz bee,'' diyerek söylenmeye devam ettiğinde, ''Neyse, kafeye giriyorum şimdi, bir şey mi isteyeceksin?'' diyerek kafenin önünde duraksayıp mekana arkamı döndüm. ''Bak, bedava pasta falan istiyorsan şimdiden başla avucunu yalamaya. Patronla aramız iyi bu aralar, batmayayım o değişiğin gözüne.''
Tae başta patrona taktığım değişik lakabına kahkaha attı ama daha sonra imalı bir sesle hıııı'layarak, ''Yani sen kafedesin şimdi...'' dedi.
''Ulan pezevenk, yine ne haltlar karıştırıyorsun acaba?''
''Ne karıştıracağım be, Hoseok hyung yanı başımda. Yüzünde şok bir ifadeyle çektiğim modellerin fotoğraflarına bakıyor bilgisayardan. Solumda günahlarımı yazan melekten farksız şu an.''
Söylediklerini tam anlamıyla hayal edebildiğim için dudaklarımı ısırarak kıkırdadım. ''Yavaş yavaş porno sektörüne kaydığının farkında çünkü?'' dediğimde yalandan güldü ama daha sonra ''Eyvallah biraderim, sektördeki ilk manken olarak şeyi çekerim artık,'' dedi keyifli bir şekilde. ''Seni?''
Kıkırdamam aniden durduğunda ağzımdan ufak bir küfür kaçtı. Bir de bana fingirdek diyorlardı ama hiç utanması yoktu bu çocuğun. Saatin üçe geldiğini fark ettiğimde kafeye doğru dönerek içeriyi kontrol ettim. Dışarıda bulunan birkaç müşterinin başında gördüğüm bedenle derin bir nefes verdim.
''Al, patronun bir alt modeli de burada. Kıl oluyorum bu çocuğa, çaktırmadan bakıyorum sanıyor ama gözlerini dikiyor öyle suratıma. Benden tatlı olmasın ama, aslında minnoş da bir şey. Neden kıl oldu ki bana durup dururken?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
faulty chick | Jimin
Fanfictiontamamlandı • İlham perileriyle savaşmayı uzun zaman önce bırakan Jeongyeon, sıradan hayatına renk gelsin diye zihnindeki karaktere uygun bir 'faceclaim' aramaktadır. Arkadaşlarının izinden giderek Twitter mecrasına atılır ve bir anda karşısına, göky...