𝑺𝒀𝑴𝑷𝑨𝑻𝑯𝒀 ~ ʜʏᴜɴɪɴ ~

| 11 |

Yine bir okul günü ve yine sıraya yaslanmış bir ben. Başımda oturmuş sohbet eden 3 arkadaşımın anlattıklarını Dinliyorum ve açıkçası konudan aşırı bağımsızdım. Elimi karnıma götürdüm.

"gençler ben acıktım kantine gidelim mi?"

"sen iste yeter hayatım" diyip öpücük atan jisung'a iğrenir bir bakış attım. Kantine giderken gördüğüm şeyle bir-iki saniye duraksadım. Diğerleri bunu fark etmeyip yavaş yavaş yürümeye devam ettiler.

Hyunjin kızı duvarla arasına almış, bir eli duvarda diğer eliyle de kızın saçlarıyla oynuyordu. Sinirlenmemek elde değildi.

Benim geride kaldığımı gören canım(!) arkadaşım Jisung, bağırarak;

"Jeongin kam hiyir bıradır"

Hyunjin'in beni görmemesi için hızlıca ordan uzaklaştım. Demek ki Hyunjin başkalarına bakabiliyor ha. Bizde hard oynarız o zaman Hyunjin bey.  Bizimkilere yaklaşıp Seungmin'in koluna girdim.

Kantine girdiğimde tost ve meyve suyu aldım. Sıradan çıkıp arkadaşlarımın yanına giderken kantine giren Hyunjin'i Gördüm. Ardından da abim gibi gördüğüm Jongin hyung ve arkadaşı Sehun hyung girdi.

Jongin hyung ve Sehun hyung kantinde bir masaya oturunca gözlerimi onlara sabitleyip düşünmeye başladım.

Jongin hyung ve Sehun hyung basketbol takımındaydı ve son sınıflardı. Eeee doğal olarak popülerlerdi. Ha birde ikisi de dehşet derecesinde yakışıklıydı. Tamam belki Jongin olmaz abim ama Hyunjin'i bırakıp Sehun'a mı aşık olsam. Aman ne düşünüyorum ben ya.

"Jeongin bir şey mi oldu?" diye sordu Jongin hyung.

"hala beni hatırlıyor musun diye merak ediyorum da. İyi bari adımız hatırlanıyor."

ayrı masalarda olduğumuz için yüksek sesle konuşuyorduk ve doğal olarak ordakiler de bize bakıyordu. hyunjin de dahil :)

"olur mu öyle şey innie~"
bizim masaya gelirken dediği şeyle yüzümü ekşittim.

"o yaptığın şeyi bir daha yapma. Teşekkürler"

Konuşurken bir yandan da sehun hyunga bakıyordum. O da bana bakıyordu. Ne güzel dimi böyle kardeş kardeş.

Ama ne yapıyım adam yakışıklı baktırıyor kendine.

________________________