Sabahın ilk ışıklarıyla uyandı. Bugün erken saatlerde dersi vardı ve geç kalamazdı. Yatağından doğrulup gerindi. Sonra banyoya gidip işlerini halletti. Üstünü değiştirip aşağıya indi.
Kahvaltı için masaya geçti. Geçmeden babasının yanağına kocaman bir öpücük bıraktı.
"Günaydın oğlum" jin sevimlice gülümsedi.
"Günaydın babacım" o sırada içeri üvey annesi girdi. Üvey annesi iyi biri olsaydı cidden çok severdi çünkü o herkesi seviyordu. Kötülük yapsa onu bunu yapmaya iten bir şey olduğunu düşünürdü. Ama bilmiyordu ki üvey annesiyle abisi ona neden kötü davranıyor.
"Günaydın" jine bile bakmadan konuşmuştu. Gerçi jin alışmıştı. Namjoon da gelince hep birlikte kahvaltıya başladılar. Jin'in karnında oluşan morlu canını çok yakıyordu. Yemek bile yiyemiyordu.
2 gün önce namjoon ona ödevini yapması için vermiş ama o yapması gerekenler olduğu için nazikçe reddetmişti ama namjoon nasıl reddedersin diye onu bir güzel benzetmişti.
"Ben okula geç kalmadan gideyim. Size afiyet olsun" masadan kalkıp saygı niyetine eğildi ama bu daha çok canını yakınca hemen evden çıktı, çıkmasıyla birlikte biri kolundan tutup çekti.
"N-ne yapıyorsun geç kalacağım bırak hyung" namjoon alayla bir kahkaha atıp kolunu daha da sıktı.
"Geç kalman benim suçum değil. Eğlenmek istiyorum ve bir kişi seçmem gerekti o da sensin." jin korkuyla geriledi.
"Hyung yalvarırım bırak. Yaptığın diğer yaralar iğleşmedi bile. Nolursun bırak"ağladı ağlayacak moduna girmişti çoktan.
"Kıyamam canın çok mu yanıyor senin"yine dalga geçerek konuşuyordu. Jin ona hiçbir zaman karşılık veremezdi çünkü namjoon çok güçlüydü.
"H-hyung lü-lütfen" gözünden bir damla yaş düştü o sırada.
"İyi git ama akşam seni mahvedeceğimi de bil."alayla sırıtıp gitti. Jin gözyaşlarını silip arabasına bindi. Evden uzaklaşınca jimin aradı.
"Jin hyung, neredesin"
"Yoldayım chim. 20 dakikaya okulda olurum"
"Hyung matematik dersi için hocanın verdiği ödev kağıtlarını aldın değil mi? Bugün son gün" jin avucunun içiyle kafasına vurdu.
"Ben onları evde unuttum chim. Hemen dönüyorum."
"Hyung dikkat et lütfen. Zaten 4. ders matematik."
"Peki chim dikkatli olurum. Görüşürüz okulda"
"Görüşürüz hyung" telefonu kapatıp ilk sapaktan dönüp eve gitti.
Eve varınca hemen odasına çıkıp gerekli kağıtları aldı. İçinden babası evdeyse görmek istedi. O sırada evin hizmetçisi geçince ona sordu.
"Merhaba chu teyze, babam evde mi?"
"Ah, evet jin oğlum çalışma odasındaydı en son" chu ona bey diye hitap ettiği için yalandan kızmış ona istediği şekilde hitao edebileceğini söylemişti. Chu'nun oğlu geçirdiği bir kazada ölünce o da jin'e oğlum demeye başlamıştı. Jin de olmayan annesi sanki varmış gibi hissetmiş hatta çok sevinmişti.
"Teşekkürler teyze" yanından geçerken yanağına öpücük kondurup geçti. Çalışma odasına gelince kapıyı çaldı. Ses gelmeyince biraz daha sert çaldı ama hala ses yoktu. Endişelenip kapıyı açtı. Gördüğü görüntüyle şoka uğramıştı resmen.
Babasının kafası masaya düşmüş ağzından kan geliyordu. Jin hemen babasının yanına koştu. Koşarken bir yandan da chuyu çağırdı.
"Baba, baba cevap ver!" babasının yüzünü sarsıyor onunla konuşuyordu. Ama babasından ses bile çıkmıyordu. Birde süreklı sıcak olan vücudu buz gibiydi. Chu içeri girdiğinde gördüğü görüntüyle kısa çaplı şoka uğradı. Kendine gelince hemen ambulansı aradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GUARD / Taejin
Fanfiction[ Tamamlandı.] Koruma Kim Taehyung ve Üvey Annesi Tarafından Öldürülmek İstenen Kim Seokjin