seven

597 66 86
                                    

Yeni bir gün yeni bir sabah ve yeni bir ilişki...

Taehyung bu yaptığından hala pek emin değildi, bir yanlış hiç bu kadar doğru hissettirir miydi? Sanmıyordu hiçbir yanlış bu kadar doğru hissettirmezdi. Jin vardı bunun neresi yanlış olacaktı ki?

Şuanlık ona karşı olan duygularına aşk diyemezdi o kadar yoğun olduğunu sanmıyordu. Ama hoşlanıyor ve ondan etkileniyordu. Jin dün ona gitme diye yalvarınca hem kötü hissetmiş hemde biraz mutlu olmuştu. Çünkü yalvarması ve ağlamasından nefret ediyordu ağlayıp yalvarmasından nefret ediyordu. Yanında kalması için yalvarması ve onu sevdiğini söylemesi onu mutlu etmişti. O da onun yanından gitmek istemiyordu.

Neredeyse öğlen olacaktı. Dün gece jin biraz ağlamış ve ağlaması dinince yemek yemişler ve sonra uyumuşlardı. Taehyung kolları arasına jini alıp sımsıkı sarılarak uyumuştu. Kokusu hiç gitmemişti burnundan. Uzun zaman sonra bu kadar derin ve huzurlu uyumuştu.

Sabah erken kalkmış ama kollarında uyuyan jine bakarken kendini kaybetmiş ve dalmıştı o narin, naif ve masum güzelliği izlerken. Saatlerin geçtiğinin yeni farkına varmıştı.

İlk defa böyle hissediyordu. Hem huzurlu hem endişeli; şimdi sevdiği biri vardı bu tür duygular yeniydi ona ne yapması gerektiğini pek bilmiyordu. Endişeliydi çünkü sevdiği öldürülmek isteniyordu. Onu koruyordu ama her an bir şey olacak korkusu boğazındaydı. Elinden geleni yapacak ve jini bu dertten kurtaracaktı. Tüm her şey bitince onunla kalmak istiyordu. Onunla kalıp mutlu ve huzurlu bir hayat istiyordu.

Kolları arasında kıpırdanan jin ile ona döndü. Düşüncelerini sonraya saklamaya karar verdi. Gözüne gelen güneş ile dudaklarını büzmüş ve kaşlarını çatmış bir adet jin karşısındaydı ve öpmemek için kendini zor tutuyordu. Aralarında olan şeye bir isim vermemişlerdi ve bunu kolayca yapıp yapamayacağını bilmiyordu.

Jin yavaş yavaş kırpıştırarak gözlerini açınca ona bakarken gülümsedi. Kare gülüşü ortaya çıkmıştı. Jin uyandığı anda böyle bir görüntü gördüğü için gülümseyip tamamen taehyunga döndü. Kollarını boynuna sardı ve sıkılaştırdı. Taehyung onun bu hareketiyle gülümseyip burunlarını birbirine sürttü.

"Günaydın uykucu prens" onun bu tabiriyle jin kıkırdadı. Daha önce çok naif olduğu için herkes ona prenses derdi. O bundan nefret ederdi çünkü o bir erkekti ve prenses tabirini duyunca sinirleniyordu.

"Günaydın yakışıklı prens" taehyung jinin ona uymasıyla kahkaha attı. Kalın ve boğuk sesinden ve sabah olduğu için daha da kalınlaşan sesle bir kahkaha atınca jin yutkundu. Taehyungun kahkahası dinince kare gülüşü hala yüzündeyken konuştu " Sende haklısın yani karşında bir harika duruyor" jin onun bu haline kıkırdayıp yanağına öpücük bıraktı

"Evet öylesin sen bir şahesersin, sanatsın, çok ünlü bir esersin ama kimsenin alamayacağı cinsten" jinin odaklı sözleriyle taehyung kendini alıkoyamadı ve öptü jini. Küçük bir öpücüktü ama duygular en güzel ve en naif haliyle aktarılmıştı.

" hadi kalk bakalım neredeyse öğlen oldu" taehyung yataktan doğrulurken söylemişti bunları. Henüz yapmaları gereken şeyler vardı ve onlar daha fazla zaman kaybedemezdi çünkü işin ucunda jinin hayatı söz konusuydu.

jin de yataktan doğrulup sırtını başlığa yasladı. Ellerinin tersiyle gözlerini ovuşturdu ve esnedi. Kollarını yukarı kaldırıp ellerini birleştirdi ve sağa sola gerdi. O sırada taehyung otel görevlilerini arayıp kahvaltıyı odalarına istemişti. Jin banyoya gidip ellerini ve yüzünü yıkadı. Odaya gelince taehyungun yoongi ile konuştuğunu gördü.

"Evet yoongi aldım kartı." elindeki karta bakarak konuşuyordu taehyung. Kartı inceliyor ve yoongiye bilgi veriyordu.

" Bununla istediğim her odaya giriş iznim var öyle mi, doğru mu anladım?" Birkaç şey daha konuştuktan sonra telefonu kapattı. Jin de onun yanına yaklaşıp tekli koltuğa oturdu.

GUARD / TaejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin