chapter eight

4.9K 259 383
                                    

"Ve bebeğim, hayatımda ağzıma alacağım ilk penis sana ait. Bunu sakın unutma."

Duyduğum kelimeler bile zevkten inlememe sebep olurken, Bay Tomlinson penisimin etrafını o güzel, kırmızı dudaklarıyla sardı. Ağzımdan yeniden boğuk bir inilti kaçarken, ağzının kapatmadığını yerleri, eliyle sıvazlamaya başladı. Hissettiğim tüm duygular birbirine karışıyordu. Zevk, sevgi, acı, ve ona duyduğum özlem tüm bedenimi sarmış, oturup ağlama isteğimi zorlukla bastırmama neden oluyordu. Ağzı penisimin üzerinde yavaşça ileri geri hareket etmeye başladığında, ellerim saçlarını bulup onu kendime bastırmama sebep oldu. Bu birkaç defa öğürmesine sebep olsa da, mavi safirlerini bir an olsun zümrütlerimden ayırmıyordu. Sıcaktan pembeleşmiş yanakları ve penisimi emen güzel ağzı, nefesimi kesiyordu. Gözlerimi kapatmamak için kendimi zor tutuyordum, onun her anını, her hareketini beynime kazımak istiyordum. Zevk dalgası tüm bedenimi ele geçirirken konuştum.

"B-Bay Tom- Ah... Tomlinson, biraz daha devam ederseniz b-boşalacağım." Diye mırıldandım iniltilerim arasında. Dudaklarını eziyet edecek bir yavaşlıkta penisimden çekip, ağzının kenarını yaladı ve sırıttı. Mavileri, zevkten kararırken ayağa kalktı. Derin nefesler eşliğinde, terden yüzüme yapışan saçlarımı geri ittim.

"Eğlencenin çabuk bitmesini istemeyiz, değil mi güzelim?" Diye sordu alayla sırıtarak. Kafamı belli belirsiz sallayıp, çıkarmakta olduğu tişörtünün altında duran güzel ve şekilli bedenini izledim. Elini pantolonuna götürüp düğmesini açtı ve baksırıyla bacaklarından sıyırdı. Çoktan erekte olmuş erkekliğini görünce dudaklarımı yalayıp, yutkunmadan edemedim. Onu içimde hissetmeyi öyle çok istiyordum ki...

Dizlerimin üzerine çökmek için hareketlendirdiğimde beni durdurdu ve kendini küvetin içine bıraktı.

"Az önceki güzel iniltilerin yeterince erekte olmama neden oldu güzelim. Hadi yanıma gel."

Ona karşı çıkmadan, heyecanla küvete girip, karşına oturdum. Sıcak su vücudumuzun bir kısmını kapatırken, beni belimden kavrayıp kucağına oturttu. Bir eli belimi tutarken, diğeri ile saçlarımı okşamaya başladı. Tüm bu zaman boyunca göz kontağımız bir an olsun kesilmemişti. Kollarımı boynuna dolayıp, ensesindeki saçları ile oynamaya başladım.

"Nasıl bu kadar güzel olmayı başarıyorsun, Harry?" Dudaklarıma minik bir öpücük kondurup, yeniden gözlerimin içine baktı.

"Çok, çok güzelsin." Yanaklarım ısınırken, utanarak bakışlarımı kaçırdım. Dudakları yeniden dudaklarımı buldu. Islak, uzun ve tutkulu süren, içinde söylenemeyen binlerce kelimeyi barındıran güzel bir öpücük bahşetti dudaklarıma. Aynı istekle karşılık verdim. Kelimeleri kullanmadan, ona ne kadar ihtiyacım olduğunu, ne kadar sevdiğimi gösteriyordum ona.

Öpüşmemiz yavaş yavaş alevlenirken, belimdeki eli kalçama ulaşıp sıktı. Ağzımdan dudaklarına doğru kaçan inilti, onu memnun edecek ki, kalçamı tekrar sıkıp, şaplak attı. Refleks olarak yerimde zıpladığımda, penislerimiz birbirine sürtmüş, ikimiz de aynı anda inlemiştik. Dudağımı ısırıp istekle karşımda duran adama baktım. Onun da benden bir farkı olduğu söylenemezdi. Tek farkı, benim bunun hayalini yıllardır kuruyor olmam ve hayallerimin gerçekleşmesi nedeniyle oluşan heyecanımdı. Dudakları boynumu bulup, oraya birkaç aşk ısırığı bırakırken, saçlarımdan eli yavaşça suyun altına girdi. Bir eli kalçamı tutup ayırırken, diğer elinin işaret parmağı deliğimi bulup etrafında daireler çizmeye başladı. Eh, bu durumda ağzımdan kaçan iniltilerin haddi hesabı yoktu. Deliğime baskı uyguluyor, etrafını yavaşça okşuyordu.

"Daha önce yapmış mıydın Harreh?" Diye sordu boynumda oyalanmaya devam ederken. Başımı istekle geriye atıp ona daha çok alan açtım. Gözlerim yavaşça kapanırken, sesimi kontrol etmeye çalışarak konuştum.

daddy or something | larryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin