(JK, Suga'nın hemen peşinden kendisini mağaraya atınca, o karanlık loş ve mide bulandırıcı o ağır kokuyu sezmişti. Yüzünü buruşturarak etrafı süzdükten sonra mağaranın soğuk havası bedenini titretiyordu. Kollarını ovuşturarak sırtını yasladı. Sırtını yaslar yaslamaz yer kuvvetle titremeye başladı. İrkilerek etrafa bakınıp Suga'yı gözleriyle seçmeye çalıştı.)
JK: S-suga! T-tanrım neredesin!
(Aniden bir ışık yandı ve pat yüzünde bir yüz belirdi. JK kuvvetli bir çığlık patlatırken Suga'nın gülüşü kulaklarına dolmuştu.)
JK eliyle Suga'nın koluna vurarak;
- Ah aptal, gerçekten korktum!
Suga: İyi ya adrenalin depoladım sana.
JK: Çok mu ihtiyacın vardı?! Bacaklarım titredi! (Titreyen bacaklarını tutarak Suga'ya baktı.)
Suga: Sen gerçekten bela arıyorsun ama belanın b'si kadar cesur değilsin.
JK bu sözlere alınsa da belli etmeden kendisini toparlayarak Suga'ya döndü;
- Hiçte bile ben... Ben sadece şaka yaptım.
Suga: İyi o zaman. Telefon fenerini aç, peşimden gel.
(Işığı açıp etrafa bakındı.)
Suga: Nereye yaslandın bilmem ama kapıyı kapatmışsın. Açma tuşu dışta. Bu yüzden sonuna kadar ilerlemeliyiz.
JK: Bu mağaranın sonuna kadar mı?! Bu az önceki ormana benzemez!
Suga: Ne yapacağız? Taş devrindeki gibi burada mı yaşayacağız?
(JK kapıya yaklaşır ve yumruklamaya başlar)
- Belki de böyle yardım isteyebiliriz? İmdaaaat!
Suga eliyle JK'in ağızını bastırır. Arkadan kulağına yaklaşır. Fısıltıyla;
- Bu bir işe yaramayacak biliyorsun. Boşuna burada enerji harcama.
(JK yutkunarak Suga'ya döner. Sırıtışlı suratı onu daha da tedirginleştirmiştir.)
Suga yüzüne yaklaşır;
- Geliyor musun?
(JK yutkunarak başını sallar, Çıkılmaz bir sonsuzlağa bürünmüş mağara jk in korkmuş bedeniyle zamanla bütünleşecekti)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vendetta Fatale | YoonKook
FanfictionElveda tavşanım... Yıldızlar o gece daha sönüktü. Kalbim daha fazla kırık... Dünya daha bi sessiz, Sen ise çoktan gidişli...