Vendetta Fatale | YoonKook

Yeni Ev ve Yeni Dostluklar.

Vücudu ısıdan kendisini toparlayan Suga, kendisine yavaş yavaş geliyor, etraftaki sesleri yavaş yavaş işitiyordu.

- Hyung halen bir tepki yok.

- Ateşine baktın mı? Fazla suyun altında kalmışlar.

- Evet hyung. Namjoon hyung suları dışarı attırdı zaten.

- Diğer ufaklık?

- Bilinci yok.

- Biraz daha bekleyelim. Tae havluyu tekrar ıslat ve başına koy.

- Tamam hyung.

- Suyu yerlere ıslatma!

- Ahhh hyung! Tamam.

Suga seslere anlam veremeyerek, gözlerini kısarak etrafa bakınır. Karşısında üç kafa, gözlerini dikerek Suga'yı süzüyor.

- Uyandı! Uyandı!

(Suga doğrularak, kaşlarını çatıp üç kafaya baktı.)

- Siz kimsiniz? B-bizden ne istiyorsunuz? J-jungkook nerede?

(İçlerinden en büyükleri lafa girişti.)

- Tae! Jimin! Hoseok! Adam haklı. Az açılın, dibinde dikilmişsiniz.

(Suga'nın yanına oturur)

- Merhaba. Ben Namjoon. Bu sarışın saçlı Jimin, bu mavi saçlı Tae, mutfaktaki de Jin, bu enerji matrağımız da Hoseok.

Suga: Bana ne sizin ailenizden be! J-jungkook nerede?

Jimin: Oh... Demek bu tavşanın ismi JK. (Kıkırdar.)

(Suga kafasını JK'e çevirir. Ayağa kalkıp yanına gitmek ister fakat ağrıları buna izin vermez.)

Suga: Siktir! Ahhh!

Namjoon: Hey, hey! Korkma sizi mağarada bulduk, bilinçsiz ve oklar saplanmış halde... Şansınızı kutlarım. Genelde oraya kadar gelen olamaz. Çoğunlukla ölülerle karşılaşırız.

Suga: Bizim orada olduğumuzu nasıl bildiniz?

Namjoon: Evimiz yakın ve patlama sesleri duyduk. Bu yüzden bakmaya geldik.

Suga: O-oklar...

Namjoon: Evet. Zehirli oklar bilincini kaybettirmiş ama görünüşe göre iyisin. Birkaç gün ilaçlarını düzenli al, düzelir.

Suga: Birkaç gün mü? Bak anlıyorum iyilik yaptınız ama öyle kalma falan yapmam. Jungkook uyandığı gibi gideriz.

Namjoon: Neden? Hangimiz zararlı gözüktük?

(Jimin parmaklarıyla oynar başı yere eğik bir şekilde, Tae başını kaşır, Hoseok ayağını yere sürterek başını eğer...)

Suga: Ahh tanrım, nereye düştüm ben!

(Jin elindeki mis kokulu yemekle mutfaktan çıkıp masaya yaklaşır.)

- Ailemize hoş geldiniz. (İçten bir tebessümle...)