A Frans Story; Kingdomtale

12. Bölüm

----------
Frisk
----------

Sabahın yedisinde annemin o müq zili tarafından uyandırıldım. Gözümü açtığımda gördüğüm ilk kişi sans oldu. Ay sevdiğin kişiyle birlikte uyumak ne güzel bir hismi- bekle, biz sarılıyor muyuz? Bütün gece böyle miydik? Bu biraz garip hissettirdi. (𝘼𝙮 𝙖𝙠𝙡ı𝙢𝙖 𝙮𝙖𝙯ı𝙘𝙖𝙠 𝙗𝙞𝙧ş𝙚𝙮 𝙜𝙚𝙡𝙢𝙚𝙙𝙞. İ𝙡𝙠 𝙠ı𝙨ı𝙢𝙡𝙖𝙧 𝙨𝙖ç𝙢𝙖 𝙤𝙡𝙪𝙘𝙖𝙠 𝙠𝙪𝙨𝙪𝙧𝙖 𝙗𝙖𝙠𝙢𝙖𝙮ı𝙣) Yatağımdan kalkıp rastgele bir elbise giydim uğraşamam elbise bulmakla. Konsey odasına gidip diğerlerini beklemeye başladım. Çok uzun bir süre sonra geldiler.

Samuel:Normalde buraya gelmicek tik ama bir karar vermemiz lazım.

Mary: Frisk'i velihat prenses yapmamızın nedeni cristal'ın geri dönme ihtimaliydi, ama nasıl olduğunu bilmediğimiz şekilde öldürüldüğü için frisk'in kraliçe olması gerek.

"Öldürüldüğü" Kelimesini duyunca yine kötü hissetmeye başladım. Annemle babamda kötü görüküyordu.

Gaster: Ama frisk kendi başına karar alamaz. Hala 16 yaşında.

Frisk: Aslında 2 hafta sonra 17 olucam

Gaster: Hala çocuksun.

Victoria: Kraliçe olursa konseye gerek kalmaz kraliçenin tek başına yada kral ile karar vermesi gerekir ama frisk'in evlene bileceği biri yok.

John: Aslında...

Samuel: Evet John?

John: Bende karşı krallığın prensi olduğuma göre eğer kraliçe olduktan sonra benimle evlenirse o zaman iki kişi olarak daha iyi bir şekilde krallığı yönetebiliriz.

Bekle ne!? Ben onunla asla evlenmem! Buna izin vericek değiller ya.

Samuel: Evet olabilir aslında.

Mary: Bilemiyorum. Frisk evlenmek için daha çok genç.

John: Ben bekleye bilirim. Ama uzun süre tek başına yönetemez.

Victoria: John haklı frisk uzun süre tek başına yönetemez ama evlenmek için hala küçük. Yinede başka çaremiz yok.

Samuel: Sen ne dersin frisk?

Frisk: Ben.... Eğer gereken buysa tamam.

Dur ben bunu kabul etmiyorum ki. Reddedicektim ben. Neden kabul ettim? Sanki beynim başka ağzım başka söylüyor. Sanki değil bayağı öyle. Hayır ben bunun için çok gencim. Daha 18 bile değilim. Ah bu çok kötü. Diğerleri gitti ve odada John ile ikimiz kaldık. Bir süre bana bakıp konuşarak oturduğu yerden kalktı.

John: Daha sonra görüşürüz hayatım.

Hayatım? Hayatım!? Bana böyle seslenmek hakkını buna kim verdi? Tamda hayat daha kötü olamazdı derken, önce ablama kayboldu ve öldürüldü, şimdi de istemediğim biriyle evlendirilicem. Ne kadar mühteşem! Biraz daha orda kalıp çıktım. Yemek salonuna giderken sans ile karşılaştık.

Sans: Günaydın.

Frisk: Günaydın.

Sesim fazla durgun çılmıştı, sanırım bir sorun olduğunu anladı.

Sans: Frisk sorun ne?

Frisk: Yemekten sonra anlatırım şuan bizi bekliyorlar.

Sans: Tamam öyle olsun.

Yemek salonuna gidip yerlerimize oturduk. Herkes yine kendi kafasında. yemeklerimizi yiyip kalktık.

Sans: Frisk benimle gel. Sana biryer göstericem.

Frisk: Biryer? Sans zaten sarayda ki bütün odaları biliyorum.

Sans: Hayır aslında bilmiyorsun.

Elimden tutup arka koridorlara doğrı götürdü. İlerledikçe etraf dahada karanlıkalaşıyor du. Durup göremediğim kapıyı açtı. Kapı muhteşem bir bahçeye açıldı. Etrafta çok güzel mavi, beyaz, pembe renklerde çiçekler, ağaçlar, akan şelaleler ve en orta da büyük ve geniş mavi ışıklı bir süs havuzu. Bu bahçeden nasıl haberim yok anlamadım. Galiba sarayda bilmediğim odalar var. En yakın zamanda hepsini keşfedicem.

Sans: Ee? Nasıl buldun?

Frisk: Burası muhteşem ama nasıl benim bu bahçeden haberim yok?

Sans: Sen hep sarayın aydınlık taraflarındasın. Bende belki güzel şeyler bulurum diye biraz ileri gittim.

Frisk: Beni buraya getirdiğin için teşekkürler.

Sans: Önemli değil. Şimdi ne olduğunu anlat.

Frisk: Ne?

Sans: Frisk yemekte  sonra anlatıcam dedin. Moralini bozan şey ne?

Frisk: Pekala anlatıyorum. Konu şu, cristal öldüğü için kraliçe olmam gerekiyor ama tek başıma yönetemem ve konsey olmicak. John aileme onunla evlenmemi teklif etti böylece ikimiz daha iyi şekilde yönetebilirmişiz. Bu yüzden kraliçe olduktan sonra John ile evlenmem gerek.

Uzun süre konuşmadı. Birşey düşünüyor gibiydi. Sonra bana döndü.

Sans: Frisk, galiba ablanın katilini buldum...