you cured my january blues

938 49 207
                                    

"I'm going back to 505
If it's a seven hour flight or a forty-five minute drive
In my imagination you're waiting, lyin' on your side
With your hands between your thighs"

Jamie gitarının tellerini dokunuşları ile hareketlendirirken Alex'in sesi kalabalığın alkışlarını kazandı. Manchester, grubun davul sesleri ile yankılanıyordu ve Alex'in keyfi yerindeydi. Kız arkadaşının onu izliyor olması performansını etkiliyordu. Şarkılarını daha özenerek söylüyordu. Ancak bu şarkı onun için daima bir başkasını ifade ediyordu. Kiminle birlikte olursa olsun Alexa aklından çıkmıyordu.

Alexa Chung, Alex Turner'ın ilk ve son aşkıydı. Alex onunla büyüdüğünü hissetti. Ayrıldıklarında Alexa arkasında bir yıkım bıraktığından bihaberdi. Ona yazdığı aşk şarkıları ile ününe ün katan Alex artık kocaman bir adamdı. Alexa'nın onda bıraktığı kırık kalp ile yoluna devam etmesi zaman almıştı. Ancak artık Arielle vardı. İyi bir kızdı ve Alex onu seviyordu. Aşık olmak ve Alexa'yı unutmak için yeterli olmasa da hayatında bir yeri vardı. Arielle'i aldatması sorun değildi. Ayrıca Alex bunun aldatma olduğunu düşünmüyordu yalnızca başka biri ile yatıyordu.

"But I crumble completely when you cry

It seems like once again you've had to greet me with goodbye."

Chloe zemini titreten bu ilahi sese karşı gözlerini kapatıp şarkının bitmesini diledi. Sesi onu baştan çıkarıyordu. "Sence Alexa'yı benden daha çok mu sevmiştir, Chloe?"

Chloe ayakta durmakta zorlanan Arielle'ye döndüğünde genç kadının gözünden akan yaşları fark etti. "Hayır tabii ki! Aman Tanrım Arielle ağlamayı kes."

"Onu benden daha çok sevdi, Chloe. Lanet olsun!"

Chloe, Arielle'in bu durumunu anlamakta güçlük çekti. O böyle bir kız değildi, her zaman kendinden emin ve güçlüydü. Chloe arkadaşının kolundan tuttu ve onu sarstı. Her ne kadar kendine gelmesini söylese de Arielle ona aldırmadan ağlıyordu. Bulundukları ortamdaki yüksek müzik ile birleştiğinde Arielle'in ağlaması Chloe için oldukça sinir bozucuydu.

Chloe arkadaşının kolunu sertçe kavradı ve onu konser alanının köşesine taşıdı. Sesten ve kalabalıktan biraz olsun uzaklaştıkları için rahatlayan Chloe, Arielle'in kusmasını beklemiyordu. Arkadaşının saçlarını tutarak ona yardım etti ve sakinleşmesini sağladı.

"Siktir Arielle, neler oluyor?" Arielle ağlamaktan kıpkırmızı kesilen gözlerini arkadaşına çevirdi. Derin nefesler alarak Chloe'nin onun için aldığı suyu yudumladı.

"Ben hamileyim, Chloe." Chloe duyduğu şey ile sarsıldı. Kulaklarını dolduran müziğin sesi bulanıklaştı. Alex'in sesini duymayı çok istedi ama duyamıyordu bile. Genç adam her şeyden habersiz şarkılarını söylemeye devam etti.

"Siktir Arielle!" diye bağırdı Chloe dolan gözleriyle. Alex'in sesi giderek yükseliyordu ve bu Chloe'nin daha da sarsıntılı bir şekilde ağlamasını sağladı. "Siktir git, Arielle!" diye bir kez daha bağırdı. Vücudu soğuk ve şokun verdiği etki ile titriyordu. Brianstorm ona ilk kez dinlemesi keyifli bir şarkı gibi gelmedi.

Arielle arkadaşının neden böyle bir tepki verdiğini anlayamayacak kadar sarhoştu. Tanrım diye geçirdi içinden, eğer ben Alex'in bebeğini taşıyor olsaydım asla içmezdim.

Gözyaşları içinde sahneye baktı. Grubun son şarkısını söylüyor olması onu biraz olsun rahatlatmıştı çünkü artık Arielle'in yanında olmak istemiyordu. Şarkı bittiğinde sanatçılar kulise geçti. Çok geçmeden Alex kalabalığın biraz da olsa dağılmış olmasını fırsat bilerek onların yanına ulaştı. Ancak henüz onlara yaklaşırken bile yüz ifadelerinden huzursuz olduklarını anladı ve üstelemeden arabasına ilerledi. Yolcu koltuğunu sevgilisi için geriye yatırdı. Arielle'in ayakta duramayışını göz ardı etti ve kendi tarafına yerleşti. Chloe'nin arka koltuğa yerleşmesi ile arabanın hareketi bir olmuştu. Yol boyunca tek kelime etmediler. Arielle uyuyordu. Alex arabayı Chloe'nin evinin önünde durdurdu ve arkasını döndü.

Fuckgirl ⚜️ Alex TurnerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin