Multimedia: Sarp Atasoy
Yok artık! Olamaz değil mi? Şaka bu!
Tam olarak şu anda karşımda, bu gün peşimden gelen adam, elini uzatmış bana sırıtarak bakıyor. '' Hah şuna bak ya bir de sırıtıyor. Sen dur göstereceğim sana sırıtmayı.'' Sakin ol Almeda, ellerine hakim ol kızım. Kaşlarımı çatarak büyük bir ciddiyetle elimi uzattım ve var gücümle Sarp denen adamın elini sıktım. Ben de sırıtarak '' Hah. Ben de bugün yanınızdan bir daha görüşmemek dileğiyle ayrılmıştım halbuki.'' dedim. Genç adamın yüzündeki sırıtma gitti ve ciddiyet aldı. Tam o sırada kulağımın dibinde Esin'in şaşkın nidalarını duydum. ''Almedaaa, sen Sarp Bey ile tanışıyor musun? Sen İstanbul'da bile değildin ne ara?'' ''Keşke hiç tanışmamış olsaydım'' diye mırıldandım. Tam konuşmak için ağzımı açmıştım ki Sarp olacak şahıs atladı '' Öykücüm bugün tesadüfen karşılaştık. Arkadaşın sana anlatır isterse. Lütfen ona teklifimi düşünmesini de söyle. Neyse ben sizin ortamınızı daha da rahatsız etmeden arkadaşımın yanına döneyim. Size iyi eğlenceler.'' Ahahah şuna bak be. Ne sanıyor kendini bu be. '' Bakın bey efendi. Ben size bugün teklifinizin yanıtını verdim. Bir daha bu konuda bana bir şey derseniz olacaklarından ben sorumlu değilim. Isrardan hiç hoşlanmam ve sinirli halime de denk gelmek istemezsiniz.'' Esin çaktırmadan kolumu cimcikledi. Kafamı ona çevirip ters bir bakış attım ve tam bir şey söyleyecekken susmak zorunda kaldı. '' Tamam asi kız, ben gayet net bir şekilde cevabımı aldım.'' Masadaki diğer kişilere veda edip arkadaşının yanına gitti. O bana asi kız mı demişti? Bu ne samimiyet ya.
Yemeklerimizi sipariş etmiştik. Masadaki herkes hararetli bir şekilde sohbet ediyordu. Ben de dalgın dalgın karşımdaki Boğaz manzarasına bakıyordum. Esin'in dürtmesiyle kendime geldim. '' Almeda Sarp Bey'le nerede karşılaştın? Çatlayacağım valla meraktan'' diye kulağıma fısıldadı. '' Of Esin evde anlatırım. Gereksiz bir tanışmaydı. Sen nereden tanıyorsun bu adamı, bey falan da diyorsun?'' '' Almedacım hani ben KAYA mimarlıkta çalışıyorum ya canım. Unuttun galiba. Sarp Bey de şirketin ortaklarından birisi. Ayrıca benim çalıştığım departmanında müdürü.'' dedi bana göz devirerek. O an şaşırdım. Bu işte bir bokluk var ama ne. İlk önce spor salonuna geliyor, Rüzgar'la olan konuşmamızı dinliyor, arkamdan gelip bana iş teklif ediyor ve şirkette de benim en yakın arkadaşım çalışıyor. Bu kadar tesadüf olamaz bence. Bir hışımla Esin'e dönüp kulağına eğildim. '' Bana bak sarı, sen mi bu Sarp denen adamı peşimden getirttin? İşsiz olduğumu biliyorsun sonuçta. Hem de bu adam bugün spor salonunda karşıma çıkıyor. Ha ne dersin?'' Esin şok olmuş bir ifadeyle '' Sen psikopat mısın Almedacım, iyi misin? Sence ben böyle bir şeyi gidip patronuma nasıl söyleyeyim? Şey mi diyeyim aaa Sarp Bey arkadaşım işsiz, halkla ilişkiler okudu onun peşinden gidin ona iş teklif edin mi diyeyim? Abuk sabuk konuşma. Ayrıca onu yapacak popiş bende yok.'' Aslında doğru söylüyor. Böyle bir emrivakiyi kimse patronuna yapmayı cesaret edemez. Hem de üst düzey birine.
Şarabımdan bir yudum alırken gözlerim karşı masada oturan Sarp Bey ve arkadaşına takıldı. Arkadaşı kafasını yan çevirmiş manzaraya bakarak telefonla sinirli bir şekilde konuşuyordu. Tam o sırada Sarp kafasını bana çevirdi ve iki saniye göz göze geldik. Anında gözlerimi kaçırıp yemediğim yemeğime geri döndüm. Masada yanımda oturan kız bana dönerek '' Almeda ya İtalya nasıl bir yer? Çok gitmek istiyorum.'' Çok güzel yeni tanıştığım kızın ismini anında unutmuştum. Neydi ya? Heh Bahar'dı. '' Çok güzel bir yer Bahar. Valla ne yalan söyleyeyim 6 senedir ordaydım ama derinlemesine bir gezintiye çıkamadım.'' Kız tam konuşacakken Esin masadaki şarap kadehine kolunu çarptı ve elbiseme döküldü tüm şarap. '' Ah Esin ya ne yaptın kızım! Dikkat etsene!'' Esin telaşla ayağı kalktı '' Kuşum çok özür dilerim. Hadi gel hemen tuvalete gidelim, temizleyelim.'' Ben buradan hemen kalkıp gitmeyi düşünürken bir de bu çıktı başıma. '' Tamam Esin otur sen ben giderim. Sonra da kalkarız. Olur mu?'' Kafasını sallayarak onayladı. Lavaboyu sormak için garsonu durdurup sordum. Uzun bir koridordan geçerken sağ tarafımdaki kapıdan konuşma sesi geliyordu. Almeda dinleme sen. Daha bugün bir adama seni dinlemiş diye kızdın. Yapma! Tam tuvalete girecekken söylediği ''dövüş'' kelimesi ilgimi çekti ve duraksadım. Geri dönüp kapıya biraz daha yaklaştım ve dinlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı ve Güç
ActionAlmeda Kuloğlu: Annesinin ölümünü kendi gözleriyle görmüş 23 yaşında genç bir kız. Çocukluğu, gençliği hep karaydı hala da öyle. İsminin de anlamını taşıdığı gibi hırslı, istekli ama diğer anlamı gibi parlak ışıl ışıl bir kız değil. Her ne kadar baz...