Multimedia: Almeda Kuloğlu
Boran'dan:
Maçın başlamasına dakikalar kalmıştı. Soyunma odasında yerimde duramıyordum. Bugün o çocuğu neredeyse öldüresiye dövmek istiyorum. İşte o isim anons edildi. Dövüşlerimde kullandığım lakabım ''Zeus''. Bu isim babamdan bana kaldı. Benden önce babam bu ismi kullanırmış. Bu yer altı dövüşlerin batağına düşmeden önce herkesin idolü bir adamdı. Zekasıyla, gücüyle, teknikleriyle...
Ringe çıkmıştım. İşte karşımda babamın katilinin oğlu... Maça start verildiğinde karşımdakine hiç vakit tanımadan yumruklarımı indiriyordum. Benden daha kısa ve çelimsiz olduğu için arada kaçmayı başarıp yumruklarını savuruyordu. İlk roundun bitmesine dakikalar kala bir kız sesi duydum. Bu ses geçen gün kolunu tuttuğumda bana da böyle bağırmıştı. Bakışlarımı o yöne çevirdiğimde Rüzgar bir kızın kolundan çekiştirip kapıya götürüyordu. Kız ''Bırak beni'' diye bağırıyordu. E bu kız, bu kız Almeda! Gerçekten işler çok garipleşiyor.
Kafamın içindeki düşünceler birbirini yerken, Almeda ringe doğru koşarak bağırıyordu. Ama bana değil rakibim Orkun'a bağırıyordu. ''Duuuurrrr! Yapmaaa!'' diye bağırıyordu. Kafamı Orkun'a çevirmeye başladığım sırada Almeda üstüme atladı ve birlikte yere düştük. Etraftan şaşkınlık nidaları, alkış sesleri geliyordu. Ben ise ne olduğunu anlamadan sadece karşımdaki kıza odaklanmıştım. Derin bir nefes aldım. O koku, o koku işte yine... Restoranda da burnuma gelmişti. Huzur veren koku, tüm sinirlerinizi yok ediyor sanki vanilya kokusu... Aramızda milimler kalmıştı. Almeda gözlerini kapatmış, yüzünü buruşturuyordu. Yavaş yavaş gözlerini açtı ve göz göze geldik. Hemen kendime gelip kızı kollarından tuttum ve üzerimden kalkmasına yardımcı olmaya çalıştım. Fakat Almeda'nın ağzından kısık ama bir o kadar da acı bir inleme çıktı. O anda elime sıcak bir sıvı geldi. Gözlerimi kızın koluna çevirdiğimde kolunda derin bir yarık açılmış kan akıyordu. Ama... ama nasıl olur? Nasıl, ne zaman oldu? Yoksa Almeda bile bile mi benim önüme atladı? Ama neden?
Almeda'nın gözlerinden usul usul bir tane yaş düştü. Hızla kendime gelip kızı kucakladım ve ringden indim. Hızlı adımlarla soyunma odasına gelip kızı koltuğa yatırdım. Hemen arkamdan Sarp ve Rüzgar geldi. Rüzgar kendinden geçmiş delirmiş bir şekilde bağırıyordu. ''Almeda sen neden bizi takip ediyorsun kızım! Hadi takip ediyorsun içeri giriyorsun iki korumayı yere seriyorsun! Ona da tamam neden kendini Boran'ın önüne atıyorsun!'' Çıldırmış, gözü dönmüştü adeta. Ben ise yine düşüncelere dalmıştım. ''Benim için kendini tehlikeye mi atmıştı bu kız.'' Bir bakıma bu düşünce hoşuma da gitmiş olsa asla kimsenin benim için tehlikeye girmesini istemem. Bu konuda sinirlenmiştim. Karşımdaki kızdan acı bir inilti çıktı ve bir anda bağırdı. ''Rüzgar kendine gel artık! Olan oldu! Ayrıca şu an kan kaybediyorum ve hiçbir şey yapmadan bana bağırıyorsun. Siz bir şey yapmayacaksınız ben kalkıyorum! Hepiniz kendine gelin!'' Hemen ayağa kalkıp dolaptan gerekli malzemeleri çıkartıp sargı bezi aldım. Arkamı döndüğümde Almeda tişörtünü çıkarıyordu. O an yine donup kaldım. Siyah dövmeleri neredeyse her yerinde vardı ve siyah saçlarıyla bir uyum içindeydi. Bir kadına göre oldukça kaslıydı. Kol, karın... Ama karnının sağ tarafında bir morluk vardı.
Aklıma o an onu ilk gördüğüm zaman gelmişti. Onu ilk kez sahilde koşarken görmüştüm. O da bana doğru koşuyordu ve bir anda iki büklüm olmuştu. Yanına gidip '' İyi misiniz?'' dediğimde bana bakmadan bağırmıştı ''Dokunma bana, çekin elinizi'' ve kolunu hemen benden çekmişti. Sanki benden korkmuştu. Karnını tutuyordu. Bir banka oturup hırkasının fermuarını indirip yarasına bakmıştı. Ben de o sırada ne olduğunu merak ettiğim için su içiyormuş gibi yapıp şapkamın altından yan gözle ona bakıyordum. Almeda ile sadece bir kere de karşılaşmamıştık. Ertesi gün de Rüzgar'la antrenman yaparken Rüzgar'a ''Şşhhtt yakışıklım, buraya bak'' diye seslenmişti. Neden ''yakışıklım'' demişti? Yoksa Rüzgar'ın sevgilisi miydi? Daha sonra o günün akşamında restoranda telefonla konuştuktan sonra onunla çarpışmıştım ve Murat'ı döverken de onu engellemiştim. Ve bugün... Bu gün de buraya gelmiş, gelmekle yetinmeyip kendini benim tehlikeye atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı ve Güç
ActionAlmeda Kuloğlu: Annesinin ölümünü kendi gözleriyle görmüş 23 yaşında genç bir kız. Çocukluğu, gençliği hep karaydı hala da öyle. İsminin de anlamını taşıdığı gibi hırslı, istekli ama diğer anlamı gibi parlak ışıl ışıl bir kız değil. Her ne kadar baz...