7

39 2 0
                                    

Artık bir sapığım mı vardı? Daha yeni başladığım yoluma taş koymuştu? Sapık mıydı ya da o filmlerdeki psikopatlardan mıydı? Korkuyordum. 

Ona öylece bakıyordum, ne yapacağımı bilmiyordum. Kolumu hala tutuyordu, biraz kendime gelip kolumu elinden çektim. Bu sefer izin vermişti. Şimdi ne yapacaktım? Duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum. Artık benimsin mi? Ben neye bulaşmıştım böyle?

-Ben eve gitmek istiyorum, dedim biraz ürkekçe. Bir süre cevap vermedi bana. Sonra arabayı çalıştırmak için hareketlendi. Sanki ben orada yokmuşum gibi davranıyordu. 

-Nereye gidiyoruz? Lütfen eve gitmek istiyorum. Dedim ama bu sefer sesim biraz daha güçlü çıkmıştı. 

Arabayı çalıştırmasına rağmen hala cevap vermiyordu. Sinirlenmeye başlıyordum. Tam ağzımı açıp bir şeyler söyleyecekken 

-Evine bırakacağım seni, dedi. 

Hiçbir şey demeden yolu izlemeye başladım. Sormadığına göre yolu biliyordu herhalde. Pis ukala, muhatap bile olmuyordu benimle. Ben de sadece yolu izlemeye koyuldum. 

Bir süre sonra gerçekten de evimin bulunduğu sokağa girmiştik. Nereden biliyordu? Gerçekten korkmaya başlasam iyi olacaktı sanırım. Salak ben gerçekten de neye bulaşmıştım. Ben görünmezdim sadece onunla yattım diye bana takmıştı. 

Evin önüne gelince sadece durdu ve gene yüzüme bakmadı. Buna hiç alınacak durumda değildim. Çantamı aldığım gibi kapıyı açıp kaçar gibi çıktım. Arkama bile bakmadan apartmana girdim. Hızlı hızlı evime girip, kapımı da arkadan kapatıp bir kaç kere kilitledim. 

Biran öyle kapıya arkamı yaslayarak durdum. Hem koşmaktan hem de korkudan kalbim küt küt atıyordu. Bu neydi şimdi, bir türlü beynimi toparlayamıyordum. Rahatlamam ve beynimi boşaltmam gerekiyordu. Önce bir duş alıp kendime gelmeliydim.


Sıcak su bir nebze olsa da bana kendimi daha iyi hissettirmişti. Kendime sıcak bir kahve yapıp, dışarıya bakan tekli koltuğuma oturdum. Sabah olmak üzereydi ama yatmak istemiyordum. Uyumak için kafam çok doluydu. Biraz düşünmeye ihtiyacım vardı. 

Ara ara gözlerimi kapattığımda onun yüzü beliriyordu zihnimde. İfadeden yoksun surat ifadeleri. Bu gece ilk geceye göre çok farklıydı. İlk gece sevimli ve keyifli bir Jimin vardı karşımda ama bu gece çok korkunçtu. Gerçekten korkmuştum. 

Ama kendime bile itiraf edemediğim bir yanım da onu çok çekici buluyordu. Seviştiğimiz dakikalar da kendimi kaybetmiştim. Şimdi bile o anlar aklıma geldikçe içim bir garip oluyordu. bu adam bana ne yapmıştı böyle... Gerçekten çok yorgundum ve yatmaya karar verdim. Bugün bitmeliydi.


Zorlu geçen iki günün ardından pazartesi gelmişti. Hafta sonu tatilimin yarısını uyuyarak geçirmiştim. Yemek yiyip uyumuş, kimse ile konuşmamıştım. Telefonumu da kapatmıştım, biri aradı mı onu da bilmiyordum. Şimdi pazartesi sabahı olmuştu ve ben bazı gerçeklerle yüzleşmek zorundaydım. 

İşe gitmek daha önce hiç bu kadar zor gelmemişti. Ben işimi seviyordum, huzurlu bir ortamım vardı ama kendi ellerimle mahvetmiştim bunu. Acaba yeni bir iş bakmalı mıydım? Tedirgin tedirgin şirkete girdiğimde  herkes normal ve keyifli görünüyordu benim dışımda.  Ofise adım attığım da tek dileğim akşama kadar bu odadan hiçbir yere gitmemekti. Sonra da koşa koşa eve gitmek istiyordum. Tanrım nolurdu böyle olsa...

Gerçekten de sakin bir gün geçirmiştim. Nihayet çıkış saatine gelmiştik. Şimdi tek yapmam gereken kimseye görünmeden bu odadan çıkıp gitmekti. Hiç sağa sola bakmadan asansöre varınca bir oh çektim. Asansörün kapısı kapanırken kapıları biri durdurdu. İçeri giren kişi ile suratımı ekşittim. Biraz geriye adım attım, onunla göz göze gelmemek için başka bir yöne baktım. O da bana bakmadan sadece düğmeye bastı. Bastığı düğme otopark düğmesiydi. Kahretsin ben de bugün arabamla gelmiştim ben de oraya gidecektim.

Asansörde geçen bir kaç saniye boyunca bana bakmadı ve hiç konuşmadık. Tedirgin bir bekleyişle geçti. Asansör gelmek istediğimiz kata gelince biranda kolumu tuttu ve beni çekiştirmeye başladı. 

- Bay Park ne yapıyorsunuz? Bırakın kolumu, bırakın diyorum size... Konuşuyordum ama beni duymuyordu. Tek yaptığı beni çekiştirmekti. 

Ben ne olduğunu anlayamadan beni arabanın içine yerleştirdi. O da sürücü koltuğuna geçip hareket etmeye başladı. 

- Bay Park sinirleniyorum, nereye gidiyorsunuz? Çabuk indirin beni. konuşuyordum ama duvara konuşuyordum. 

Domuz herif bir tek kelime bile söylemiyordu. O kadar hızlı kullanıyordu ki her türlü korkmaya başlamıştım. Ya o beni öldürecekti ya da ikimiz de trafik kazası geçirip ölecektik. Hangisi daha ürkütücüydü karar veremiyordum?

Neyse ki yolculuğumuzun sonuna geldiğimiz de rahatlamıştım. Büyük tek katlı bahçeli bir evin önünde park etmiştik. Arabadan hızlıca inip benim kapımı açtı ve gene kolumdan tutup arabadan çıkardı. İnat ediyordum ama o sanki hiçbir şey yapmıyormuşum gibi kolay bir şekilde beni çekiştiriyordu. 

Burayı o geceden hatırlamıştım. Burası onun eviydi. Beni evine getirmişti. Sonra hatırladığım kadarıyla seviştiğimiz odaya girdik ve nihayet kolumu bırakıp odanın kapısını kapattı. Artık o kadar korkmuştum ki ama gene de çok sinirliydim.

-Yeter be ne yapıyorsun sen? Ne bu hareketler ne istiyorsun benden? Kapıya sırtını yaslamış bana bakarak hala susuyordu. Gerçekten onu parçalamak istiyordum artık.

-Konuş artık çıldırtma beni. Konuşmuyorsun ne istiyorsun benden? Derin bir şekilde iç çekip neyse ki ağzını açıp bir iki kelime döküverdi ağzından:

- Bilmiyorum.. dedi. Histerik bir şekilde güldü. Gözlerimi devirip derin bir nefes aldım.

-Ne demek bilmiyorum ya... Beni çıldırtmak mı istiyorsun adam. Bırak beni gidiyorum. dedim. Kapıya yöneldim,

-Ben.. dedi. düşüncelerini toparlamaya çalışır gibi bir hali vardı. O geceden beri sadece seni düşünüyorum. Bana ne yaptın böyle ben bu hallere düşecek bir insan değildim. 

Şaşkınca ona bakıyordum. Sessiz kalmaya devam ettim nasıl devam edecekti acaba diye merak ediyordum. Üzerime doğru yürümeye başladı. Ben geri adım atmadım, sadece ne diyeceğini duymaya konsantre olmuştum. Yaklaştı ve dudaklarıma eliyle dokunmaya başladı.

-O geceden beri sadece seni istiyor bedenim... seni öpmek istiyorum... sana dokunmak istiyorum. Bana ne yaptın böyle... Sadece seni görmek istiyorum...

Duyduklarıma inanamıyordum. Ellerinin dudaklarımda ve yüzümde yumuşak geçişleri beni mayıştırıyordu. Konsantrasyonumu kaybediyordum. Bana daha yaklaşırken artık sesi fısıltı ile çıkmaya başlamıştı. Bir yandan sesi bir yandan dokunuşları beni kendimden geçirmeye başlamıştı. Direncimi zayıflatıyordu. Asıl sen ne yapıyordun bana Park Jimin?




Just One Night*PJMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin