Taehyung: Jichuu
Siz: ne oldu?
Taehyung: biraz sevgili gibi vakit mi geçirsek?
Arkadaşlarım artık sevgililiğimizi sorgulamaya başladıSiz: olmaz!
Korona var, Jisoo korkuyo çıkmıyo dersinTaehyung: dedim, ama dediler ki 'Arkadaşlarıyla kafeye gidiyor ama?!' Dediler :(
Siz: o gün vaka sayısı 100'dü bugün şimdi daha da fazlalaştı olmaz
Taehyung: evet haklısın o gün 100 iken şimdi 101 fena artışta
Siz: evet evet, onun için çıkmayalım
Taehyung: Jisoo
Neden benimle birlikte dışarı çıkmak istemiyorsun?
Artık arkadaş olduğumuzu sanıyordum.Siz: seninle alakası yok dediğim gibi korona var, devlete yardımcı olup dışarı eğlenmek in çıkmamalıyız.
Taehyung: peki, görüşürüz.
Siz: görüşürüz.
Telefonu yanıma koydum ve sinirle bi Lisa'ya bir de aynada kendime bakmaya başladım. Lisa saatlerce saçımı kırmızıya boyamam için yalvarmıştı, en sonunda kabul ettiğimde saçımı boyamıştı, ama boyayamadı. Şu an kendime baktıkça ağlayasım geliyor. "Zaten sana 'he' diyen de kabahat, Lisa ne yapıyorsun ne ediyorsun ve beni eski halime getiriyorsun yoksa sabah uyandığında kafanda saç bulamazsın!" Hafif bağırarak konuştuğumda Lisa gözlerini son derece açıp hemen odadan kayboldu. Sırf bunun yüzünden de Taehyung ile gezmeyi reddetmiştim. Üstelik o, onunla buluşmak istemediğimi sanıyordu.
Hala aynada deli gibi kendime bakıyordum. Aşağıdan kapının açılıp, kapanma sesi gelmesiyle Lisa'nın gittiği yerden geldiğini anladım. Odamın kapısı açıldığında direk konuşmaya başladım. "Seni boğmak istiyorum Lisa, senin yüzünden Taehyung beni yanlış anladı. Onu geç salak gibiydim resmen çocuğa sunduğum bahane bile aşırı saçmaydı. Biri böyle bir bahane söylediğimi duysa, beni Dünya'nın en mal insa-" arkamı dönmem ile lafım kesildi. Çünkü ben arkamda ki kişinin Lisa olmasını beklerken bu kişi Taehyung'du.
Gözlerimi kocaman açmış Taehyung'a bakarken o gülüyordu. Hemen ellerimle kendimi kapattım, "senin burda be işin var çık lütfen Taehyung" benim konuşmam ile o sesli gülmeye başlamıştı. Birden kollarımı tutup indirmesi ile hala gülüyordu. Resmen rezil oldum.
"Bende artık benden nefret ettiğini düşünmüştüm, bunun için miydi?" Diyerek gülmeye devam ederken sinirli bakışlarımı göndermem ile susmuştu. "Şu an cidden çok komik ve tipsizim lütfen ben düzelene kadar git" dediklerim ile yüzüme çok derin bir şekilde bakmaya başladı. Yavaşça kafasını iki yana salladı. "Hayır, sen her halinle çok güzelsin" dedikleri ile vücuduma bir elektrik şoku geldi, kalakaldım. Böyle iltifatları hep duyardım, ama bu iltifat onun mükemmel dudaklarından dökülünce daha da bi güzelleşmişti. İkimiz hala birbirimize bakarken duyduğumuz öksürük sesi ile o tarafa döndük. "Göz yiyişmeniz bittiyse artık Taehyung, Jisoo'nun saçını hallet"
Kaşlarımı çattım, "derken" Lisa biraz bize doğru yaklaştı. "Ben senin için ne yapacağımı düşünürken Taehyung aradı, senin hasta olup olmadığını falan sordu. Bende herşeyi anlattım" diyerek güldüğünde sinirli bakışlarımı yollarken bir yandan da Taehyung'un beni merak etmesi hoşuma gitmişti. "Ve bende saç konusunda çok iyiyimdir, şimdi seni prensese çevireceğim" şaşkınlık ile ona bakarken, beni omuzlarımdan tutup önüme çevirdi. Daha şimdi elinde tuttuğunu fark ettiğim poşeti açıp içinden krem gibi bir şey çıkardı. Eline fazla bir şekilde sıktıktan sonra saçıma sürmeye başladı.
Kremi saçlarıma iyice yediriken, ben saçlarımı okşaması ile mayışıyordum. Kalbim öyle bir atıyordu ki, dışarı çıkma ihtimalı çok yüksekti. Kremi sürmesi bittikten sonra poşetten siyah boya çıkardı. "Siyah istersin diye düşündüm" başımı sallayarak onu onayladım. O da bir şeyler mırıldanarak boyayı hazırladı.
Saçımın boya işlemi bitmişti, aynada kendime bakıyordum. Her zaman ki gibi normal siyahtı, ama bunu yapan kişinin Taehyung olma sebebi ile şu an saçlarım gözlerime normalden 10 kat fazla geliyordu. "Taehyung çok teşekkür ederim, ve seni kırdıysam özür dilerim" hemen başını iki yana salladı, "sorun yok kırılmadım, endişelendim hasta oldun sandım, ve rica ederim" dedikleri ile gülümsemem daha da genişledi. " o zaman şimdi sizinle gezmeye gidebilir miyiz hanımefendi?" Başımı salladım, "gidebilir beyefendi" dediğimde o da mükemmel gülüşünü çoğaltırken bende kusursuz yüzüne bakıyordum. Pürüzsüz cildi, dolgun dudakları, minik burnu, her azası kusursuzdu. İnsan bakınca gözlerini hiç çekemiyeceği türden. "İncelemen bittiyse hazırlan gidelim" hemen kendime geldim ve kaşlarımı çattım. "Bana diyene bak, bakışlarınla yedin resmen" yüzünü buruşturup odadan çıktığında, dolabımın önüne geldim. Giyeceğim kıyafetlerimi çıkarıp hızlı bir şekilde giydikten sonra aynada son kez kendime baktım.
"Nereye gidiyoruz?" Sorduğum soru ile bakışlarını bana çevirip hızlıca tekrar yola döndü. Kırmızı ışıkta durmamız ile tekrar bana döndü. "Lunaparka gideriz diye düşünmüştüm." Duyduklarım ile mutlulukla ellerimi çırptım. "Mükemmel düşünmüşsün" diyerek gülümsemeye devam ettiğimde o da gülümseyerek beni izliyordu. Yeşil ışığın yanması ile tekrar önüne dönerek yola devam etti.
Kısa bir yolculuk sonucunda gelmiştik. Eş zamanlı arabadan indiğimizde arabayı kilitleyip yanına geldi. Etrafta göz gezdirmeye başladım, gördüğüm dükkan ile Taehyung'un kolunu tutup parmağım ile dükkanı gösterdim. "Oraya gidelim mi?" Diye sorduğumda gülümseyerek başı ile beni onayladığında birlikte dükkana ilerlemeye başladık.
İçeride bir sürü maske, komik şapkalar, peluş oyuncaklar vardı. Şapkaların bulunduğu yere ilerlediğimde Taehyung'da peşimden geliyordu. Şapkalara bakarken gözüme kestirdiğim bir şapkayı kafama geçirdim. Taehyung'a döndüğümde gülmeye başladı. Cebinden telefonunu çıkarıp bir kaç şey yaptıktan sonra bana doğru döndü. "Hey poz ver, bu halini çekmem lazım" hemen poz verdiğimde gülümseyerek resmimi çekti. Resime biraz baktıktan sonra "Tanrım, çok tatlı" diye bir iltifat ettiğinde yanaklarımın kızardığına yemin edebilirdim.
Dükkanda gezinirken gördüğüm peluş oyuncağı alıp arkamı göndüğümde Taehyung'ı görememem ile kaşlarım çatıldı. "Taehyung?" Diye seslendiğimds omzuma dokunan el ile bir anda irkilip kafamı çevirdim. Gözüne komik bir gözlük takıp, kafasına taç takan Taehyung görmem ile gülmeye başladım. Hemen çantamdan telefonumu çıkarıp kamerayı açtım. "Poz ver TaeTae" demem ile elini L işareti yapıp çenesine koyup poz verdiğinde resmini çektim. Hemen resime girip baktığımda o da yanıma gelmişti. İkimizde gülerek resime baktığımızda Taehyung'un geri çekilmesi ile bende telefonumu kapatıp çantama koydum. Gözlüğü ve tacı çıkarıp kenara koyduğunda elini bana uzattı, ilk başta şaşkınlıkla baksamda olayı sonradan çattım. Elini tuttuğumda birlikte dükkandan çıkıp Lunaparka doğru ilerledik. Sanırım bugün, hayatım boyunca geçirdiğim en güzel gün olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Youtuber / Vsoo
Teen FictionYoutube magazine: Kim Taehyung'un kanalı TaeTae, Kim Jisoo'nun kanalı Jichu World'u geçerek, en fazla aboneye sahip kanal oldu {Texting&düz yazı} 24.01.21 - #3 bangtanpink 06.03.21 - #3 vsoo 03.04.21 - #3 jisoo