Jinyoung sanki mümkünmüş gibi daha hızlı koşmaya başlamıştı. Delicesine ağlamak istese de sakin kalmalıydı en azından eve gidene kadar. Nihayet eve vardığında, nefesini düzene sokmak için kapının önünde bir süre bekledi.
"Jinyoung yavrum ne yapıyorsun orada"
"Ah bende tam da eve girmek üzereydim anne"
"Bu saatte buraya gelmeni kral dert etmesin?"
"Yok kraldan izin alıp sizi özlediğim için buraya geldim ama sen beni pek özlemedin sanırım"
"Saçmalama eşşek sıpası olur mu öyle şey"
Annesi kollarını iki yana açtığında, vakit kaybetmeden ona sarılmıştı. Bir süre öyle kaldıktan sonra eve girmişlerdi.
"Babam evde mi?"
"Eve geldiği mi var tüm gün çalışıyor"
"Bir para sıkıntısı mı var?"
"Çok şükür sayende öyle bir sıkıntımız yok ama bunak baban bu yaşta gurur yapıyor"
Annesi sızlanarak konuşmaya devam ederken, Jinyoung hafifçe gülümsemişti.
"neyse boşver sen babanı
uzun zamandır görmedim seni neler neler yaşamışsındır kim bilir "Annesinin sözleri üzerine yaşadığı onca şey bir flim şeridi gibi gözünün önünden geçmişti. Biriktirdiği o kadar anı.. düşüncesi bile gözlerinin dolmasına yetmişti.
"Jinyoung oğlum iyi misin?"
"İ-iyiyim"
"Ne zamandan beridir annene yalan söylüyorsun"
Annesi ne olduğunu anlamadan,jinyoung dizlerinin üstüne çökmüştü.
"Ben-ben bir hata yaptım anne"
Tüm yol boyunca içinde tuttuğu göz yaşları sonunda firar etmişti. Ellerini birbirine sürterek af dilemeye başladı annesinden.
"Lütfen anne kızma bana l-lütfen"
"Ben sana ne zaman kızdım ki oğlum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anneau du destin | jinson
FanfictionVe asla bilemeyeceksin ne hissettiğimi,sana nasıl ihtiyacım olduğunu..